25 Aralık
08.22, sabah.Beyefendi,
Darılmayın bana lütfen, yazamadım günlerdir. Her şeyden önce, bu durumun istediğim dışında gerçekleştiğini bilmelisiniz.
Şu sıralar biraz rahatsızım, kalemi tutacak gücü bulamıyorum kendimde. Siz merak etmeden söyleyeyim, önemli bir şey değil. Ufak bir soğuk algınlığı o kadar ancak görüyorsunuz, o küçümsediğim hastalık bile kelimelerimin size ulaşmasına engel oluyor. Lakin siz düşünmeyin beni, bir fincan çay içerim şimdi, içim ısınır. Annem çayın içine bir parça limon sıkmanın daha faydalı olacağını söylüyor, bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Ona karşı çıkmayacağınızı tahmin ediyorum.
Farkındayım, bu hastalık konusu insanın içini karartıyor ve tertemiz, beyaz bulutlarla ışıldayan bir göğün altında duran yüreklerimizin üstüne yoğun bir is gibi çöküveriyor. Üzgünüm beyefendi; günlerdir sızlayan burnum, kalın yorganların altında dahi üşüyen bedenim ve yorgun bakışlarım dışında, çok daha güzel konulardan bahsetmek isterdim size fakat elimde değil.
Huzursuzum. Sebebini açıklamak zor, rica ederim dileğiniz bunu açıklamam olmasın. Karmakarışık olan duygularımı açmamı, küçük bir kutuya zar zor sığmış düşüncelerimi kilitlerinden kurtarmamı istemeyin benden. Gücüm yok şimdi buna. Yapamam.
Ancak belki... Belki sonra.
Son olarak, yazımın çirkinliğini affedin. Her zamankinden çirkin oldu ve üzgünüm. Üzgünüm ki üşüdükleri için titreyen parmaklarımı durdurmak pek mümkün olmadı. Ama beyefendi, benim size yazmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyefendiye Mektuplar
Romance❝Çünkü beyefendi, siz, kelimelere sığmayan bir adamsınız.❞