Ben Beklemedim

5.5K 162 3
                                    

Acı,
Belki de sadece hayal kırıklığı
Umutsuzluk, olası
Ama hayır bu sadece kıskançlıkla acının harmanlandığı bir boşluk hissi. Benim canım acırmıydı. Ben acının en büyüğünü tatmışken. Acırmış. Aklımda o kadar şey dönerken aklıma gelen sözlerle tebessüm ettim. "Bekle dedi ve gitti, Ben beklemedim o da gelmedi, Ölüm gibi birşey oldu ama kimse ölmedi." Ben beklemişmiydim. Hayır ben beklemedim. Kendimi topladım ve daha akşam yanımda yatan ama sabah kalktığımda yanımda değil Çiğdemin yanında bulduğum Poyraza göz ucuyla bile bakmadan kendimi Melihin yanındaki sandalyeye attım.
"Günaydın gençler."
"Günaydın bebeğim bende seni uyandırmaya gelcektim." Diye cevap verdi Pusat. Gözümü sofradan çekip saatime baktım. Tanrım, daha saat çok erkendi. Okula giderken bile bu kadar erken kalkmıyordum ben. Konuşmasıyla masaya oturduğumdan beri ilk defa yüzüne baktım. Sert ve tavizsizce.
"Ben omlet alıyorum. Kumsal sana da söylüyorum." Ben cevap verecekken Melih atladı lafa
"Kumsal bu saatte birşey yemez."
Ee haklı tabi daha kargalar uyanmadı(!).
"Sana mı sordum lan."
"Haklı yemem." Dedim sonra ayağa kalkıp
"Ben dışardaydım kahvaltı yapıp gelin." Dedim. Güneş'inde peşimden gelceğini bildiğim için arkamı dönüp yürürken ekledim
"Yerine otur Güneş." Dışarı çıkıp deniz'in kenarına geldim. Kendimi kumlara attım. Gözlerimi kapattıktan birkaç dakika sonra kumda haraketlilik hissettim. Doğu yanımda yatıyordu. Göğüsüne vurup
"Gel bakalım." Dedi. Koşulsuz şartsız kendimi sırdaşımın, baba figürümün kollarına bıraktım.
"Neyin var güzelim."
(...)
"Peki susalım." Dedi ve beni iyice kendine çekti. Rahat bi şekilde yatarken hızla çekilmemle gözlerimi açtım. Gördüğüm ilk şey çikolata kahvesi gözlerdi.
"Napıyosunuz lan siz!"
"Sanane Vuran sanane."
"Ne demek sanane içine girseydin çocuğun."
"İstediğimi yaparım sana mi sorucam ben."
"Heralde unutuyosun bazı şeyleri." Dedi dişlerini birbirine kenetleyerek. Gerçekten ürkütücüydü. Tabi bu bana sökmez.
"Hayır unutmuyorum. Olmayan şeyler unutulmaz." Sinirle kaşlarını çattı.
"Doğu uza abicim ben bi şu bücürle konuşup geliyorum hadi." Doğu
"Olmaz öyle şey."dedi
"Hadi!" Diye kükredi Poyraz. Doğuya kafamı sallayınca gitti.
"Ne oluyoruz Kumsal!"
"İşte bişey olduğumuz yok. Hiç de olmadık zaten."
"Kumsal!"
"Ne! Ben senden hiçbirşey istemedim, beklemedim. Ama akşam yanımda olup sabah kalktığımda yanımda yatan kişiyi başkasıyla bulmak. Tanrım kendimi tam bir sürtük gibi hissediyorum."
***POYRAZDAN***
Resmen ben Poyraz Vuran kalakalmıştım. Donmuştum. Ben onun gözünde ne kadar da iğrençtim. Tek amacım ona süpriz yapmakken o sürtük Çiğdem beni bırakmamıştı ve onu yine üzmüştüm. Gülüşüyle mutlu olduğum kızı üzmüştüm. Hızla arkasından yürüdüm ama o siktiğim Melihle konuşuyordu. Ne konuştuklarını duymak amacı ile bizim gurubun içine girdim ama susmuşlardı. Pusat Kumsala döndü.
"Kumsal, bizim tatil bu kadarmış. Şu gece kulübünün tasarımı için gitmemiz gerekiyor. Biliyosun babam..."
"Ah Ahmet kaptanı mı kırcam be Pusatım. Sonra tatile çıkarız biz." Bu safer Doğu girdi lafa
"Gece kulübü?"
"Hani Ankaradayken Ahmet amca Pusatla bana bir mekan vermişti. Izmirde."
"Evet. Hatta sen mekanın fotoraflarını gördükten sonra tasarım yapmıştın. Blue Moon"
"Aynen işte yürürlüğe geçiriyoruz."
"Ee süper madem siz dönüyorsunuz biz de tatilin geri kalanını Izmirde yapalım." Dedi ben de Pusata
"Bi reklam yapmanız lazım ben de hani şu babamın arkadaşını düşündüm." Dedim Pusat
"Iyi düşünmüşsün abi de o adam çok çıkarcı ya."
"Eminim bizden isteyecek bişey bulur. Sonuçta reklam önemli ve o adam yaparsa tutar."
"Haklısın." Dedi biz de yarın akşama çıkma kararı aldık. Burak hocalara durumu bildirmeye giderken biz de deniz'de buluşmak üzere dağıldık. Mayomu giyip direk çıktım. Kumsal, Masal ve Güneş dışında herkes burdaydı. Yaklaşık üç dakika sonra onlarda geldi. Saymadım(!) Güneş yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesiyle
"Hadi denize girelim." Dedi Burak yine patavatsızlık yapıp
"Kumsal kanki abine giriyorlar." Dedi
"Burak." Herkesin uyarı dolu sesinden sonra "tamam" diyerek sustu. Sahilde ne diğer kızlar ne de yanımda bana bikinisinden göğüslerini gösteren Çiğdem dikkatimi çekiyordu. Ta ki Kumsal t-shortünü çıkarana kadar. Sadece ben değil Melih piçi de bakıyordu. Daha doğrusu Doğu ve Pusat dışında herkes. Ah tanrım şimdi sahildeki erkeklerin hepsini silmek vardı. Kumsal olağan üstü bir yavaşlıkla şortunu çıkartmaya başladı. Bu yavaş haraketleri beni öldürüyo. İçinden mini minnacık siyah bir bikini çıktı. Tahminimce 85 beden olan göğüsleri çok dikkat çekiyordu. Hemen ayağa fırladım.
"Hadi denize. Durmaya mı geldik." Dedim ve dikkat çekmemesi için Masalve Kumsalı kollarından tutarak denize sürüklemeye başladım. Masal bizi bildiği için
"Lan üzerindeki bez parçası ne."
"Ah bırak beni. Seni ilgilendirmez. Ben senin değilim."
"Ah ufaklık sen hala anlayamadın heralde sana seçenek sunmuyorum." Dedim. Öyleydi. O isteseler istemesede zaten benimdi. Onu bırakamazdım. Bizim arkamızdan diğerleri de geldi. Yüzeyken kuzenim yanıma geldi.
"Ah kuzen iyiki gelmişiz."
"Aynen arayı bayağa açtık."
"Şey Poyraz. Kumsalın görüştüğü biri var mı?" Sinirle ona baktım. Lan o ne demek. Sikecem ecdadını da seni de.
"Neden sordu!!"
"Hiç yani o harika ve belki biraz takılırız diye düşündüm." Dedi
"Bak bir kere söyliycem. Ondan uzak dur."
"Neden kuzen."
"Bizim gurupta sürtük olmayan kızlara baktırtmam. Masala da derdim ama sevgilisi var." Diyerek kıvırdım ve yüzmeye başladım. Bu kız beni ya sinir hastası ya da katil edecek bu kesinleşmeye başladı. Denizden çıktığımda Kumsal o üzerindeki küçücük şeylerle güneşleniyordu ve başında da Ulaş. Lan bu piçin ne işi var orda. Hızla yanlarına gittim.
"Abimin arkadaşlarıyla ilgilenmiyorum." Gülümserken mırıldandım 'ben hariç.'
"Hadi ama Kumsal Abi'n bizim için sorun olmaz tek bir yemek."
"Bak Ulaş elimden geldiğince kibar olucam. Abimi sallamıyorum. Ve sende şimdi siktir olup gidiyorsun."
Ulaş kıpkırmızı kesilirken gidip Kumsalın yanındaki şezdonga oturdum. Ulaş kalkmıştı zaten.
"Kumsal."
"(...)"
"Ufaklık."
"(...)"
"Lan cevap ver."
"Ya git başımdan artık seni istemiyorum. Kendine uğraşacak başka birini bul."
"Sana seçenek sunmuyorum."
Hızla kalktı ve gitti. Pusat yanıma geldi.
"Niye gitti.?"
"Nerden biliyim lan ben. Bekçisimiyim onun!"
"Abi sakin merak ettim son günümüz yani."
"Etme. Onu merak etmeyin."
Kalkıp odaya geçtim. Konuşabileceğim tek kişi Emre abiydi. Onu aradım.
"Alo"
"Emre."
"Bişey mi oldu kardeşim."
"Evet Kumsal."
"Ne oldu lan."
"Abi benle konuşmuyor. Ben istemeden onun gururunu baya kırdım. Benden iğreniyor. Bunun umrumda olmaması lazım ama çok koydu be yüzüme bakmıyo."
"Tamam tatildesiniz. Halledersiniz."
"Yarın dönüyoruz."
"Bu kötü oldu ama halledilir. Sevicek yanlış kızı buldun. Aslında seçebilecek en harika kızı sevdin ama zor kız. Zaten seni kendine bağlayabilecek tek kızdı o."
"Emre saçmalama ya ne sevmesi. Ben sevmiyorum onu sözümden çıktığı için."
"Bak abicim sen bu kızla takılmaya devam edersen o da olur."
"İstemiyorum. İstemiyorum ama sonunda yine kendimi onda buluyorum. Onun için üzülüyorum. Benim gibi birinin eline düştüğü için."
"Sen böyle düşünürsen o da düşünür. Neyse hadi git konuş kızla."
Telefonu kapatıp Kumsalın odasına gittim. Anahtarla içeri girdim ama içerdeki manzarayı kesinlikle beklemiyordum. Kumsalın altında kısa miki mause lu bi şort üzerinde de aynı desende dar bi yarım atlet vardı. Elinde dondurma kabı şirinler izliyor. Doğru duydunuz ŞİRİNLER. Gidip yanına oturdum.
"Nasıl girdin içeri."
Anahtarı gösterince televizyona geri döndü.
"Neden burdasını?" Dedi bu safer
"Ben... Şirinlere bayılırım."dedim ve dondurmadan bi kaşık aldım. Bi on beş dakika hiç konuşmadık. Sesizliği bozan kapının açılması oldu. Eren ne izlediğimize bakıp
"Kuzen kafayı mı yediniz?" Dedi Kumsal hiç istifini bozmadı.
"Ben şirinlere bayılırım. Kafayı yiyen o gitmiyo." Eren kendini kumsalın diğer tarafına atıp.
"Artık ben de bayılıyorum. Miki mause dan sonra." Dedi ah ne kadar yavşak bi kuzenim var.
"Gerçekten mi ben de çok severim." Dedi Kumsal tanrım bu kadar Zeki bir kız nasıl bu kadar saf olabilir ki. Doğu yanlarına gidip aralarına oturdu. Eh yani sevgilisi var sonuçta.
"Eee Kumsal şirinleri neye borçluyuz." Dedi imalı bi sesle. Kumsal hemen kıvırmaya başladı.
"Hiçççç sence şirineyle güçlü şirin birlikte olur mu? Ben çok yakıştırıyorum. Şu şirine de az sürtük değil ha 99erkeğin arasından vallaha eletmediği kalmamıştır." Dedi herkes ona bön bön bakarken Pusat
"Kumsal ne diyosun canım sen kafayı mı yedin." Kumsal oflayıp Doğuya iyice sokuldu.
"Uykum var saçmalıyoum işte." Dedi herkes odayı terkederken Burak beni de çıkardı.
"Abi çok dikkat çekiyosun."
"Sikmişim dikkatini." Dedim ve Kafe'ye doğru ilerledim. Buğra Eren ve Çiğdem buradaydı. Kendimi yumuşak koltuğa atıp sıcak çikolata istedim. Eren
"Poyraz sen sıcak çikolata içmezdin." Dedi
"Alıştım." Dedim ve kimse farketmeden yüzümdeki o aptal gülümsemeyi sildim. Alışmak mı tiryakisi olmuştum. Masaya yeni konan içeceğimden bir yudum alıp olduğum yere iyice yerleştim. Çiğdem de oturduğu yerde iyice bana kaydı. Ağızını yaya yaya
"Yaaaa Poyraz farkındamısın seninle hiç yanlız kalamadık. Zamanımız olmadı."
"Hayır Çiğdem farketmedim. Seninle konuşmak istesem zaman yatarırdım merak etme." Dedim artık bana o kadar itici geliyorlardı ki ben bu kızla nasıl yattım diyorum. Kumsalın bana kahvaltı hazırlayışı, öperek uyandırıp öperek yemeğe çağırması bide birşey yapmamış gibi davranması tanrım hatırladıkça bile beni deli ediyor.
"Ya Poyraz."
"Bak Çiğdem git başımdan rahatsız oluyorum." Dedim ve içeceğimden kocaman bir yudum aldım. Sonra da kendimi Kafe'de çalan şarkıya bıraktım.
"Hadi beni beni sev beni yine yine sev beni yine yine yine yeniden sev."

Sert SahipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin