Süpriz Misafir

7.9K 179 1
                                        

Multi media:Süpriz misafirimiz

Kamptan döneli bir hafta olmuştu. Aslında Poyrazla iyi sayılırdık. Çok görüşemiyoruz. Bu biraz yanlış oldu. Acayip fazla görüşüyoruz ama çocuklar yüzünden bir türlü yanlız kalamıyorduk. O yüzden ona sürekli ters davranıyorum ve patlamasından korkuyorum. Ne zaman bakmasalar sıkıştırıyo. Ilk gün akşam bize geldi ama Ahmet amca ve sevim teyze(Pusatın babası ve annesi) ufak bir kaçamak yapınca Emre evde işi olduğunu söyleyip Pusatı kovdu ve o da bende kalıyo. Doğal olarak Poyraz da gelemiyor. Neyseki bu gün gidiyo ve yüzde yüz bu gün Poyraz bende. Ne kadar fark ettirmesem de Poyrazı cidden özledim. Okula geldiğimizde hemen arabadan indik ve çoktan toplanmış guruba doğru ilerledik bir tek biz eksiktik hemen tek kolumu Masalın omzuna attım. Poyraz
"Siz niye geç kalıyosunuz?" Dedi
"Ne geçi ya daha dersin başlamasına 15dakika var."
Dedim ve ekledim
"Ayrıca daha uykumu açamadım. Kahve almalıyım. İsteyen?"
Herkes bende deyince
"Valla Alevcim ben sana almam o koca kıçını kaldırırsan alırsın. Ayrıca hepsini de ben taşıyamam o yüzden hadi Poyraz kalk bana yardım ediceksin." Deyip göz kırptım. Dudağının kenarını kıvırarak o tanrıları kıskandıracak gülümsemeyi sundu ve kaktı. Onu çok özlemiştim. Bana sarılarak uyumasını ve en çokta dudaklarımız buluştuğundaki enfes tadı. Kantin okulun en alt katındaydı. Aşağı indikten sonra ne olduğunu daha kavrayamadan kendimi kimsenin girmediği bodrumdaki boş odada buldum. Ve günlerdir özlediğim ferahlatıcı nane tadını dudaklarımda hissettim. Sigara içmediği belliydi. Saf nane dudaklarımı ferahlatırken aç dudakları parçalarcasına öpüyordu. Ben de karşılık olarak alt dudağını öptüm ve sonrada dişlerimin arasına alıp çekiştirdim. O zevk almış bi şekilde ağızımın içine inlerken ondan ayrıldım.
"Çocuklar bekliyor kahveleri alalım." Dedim
Ve hemen çıktım. Yoksa beni okulun bodrum katında töbe töbe. O iki sürtük dışında herkese kahve aldım. O gurupta arkadaşım olabilecek tek kız Masal zaten. Poyraza baktığımda çikolata alıyordu.
"Bana mı aldın?" Dedi. Gözlerim parlarken. Bana dönüp
"Cık. Çikolata tadına doyamadım. O odaya geri dönersek ve ben asıl istediğim çikolata tadını alırsam sana verebelirim."
"Ya olmaz çocuklar bekliyor. Ne olur bana da al bak söz ne istersen yapıcam hadi."
"Son bölüm ilgimi çekti."
"Of tamam istemiyorum!"
Poyraz güldü sonra bi çikolata daha aldı ve cebine koydu. Kahve tepsisini ona verdim ve itiraz etmesine izin vermeden yürüdüm. Bahçeye çıktık ve bizimkilerin yanına geldik Alev
"Ayyy Poyraz sen neden taşıyorsun ki ya sen taşımazsı ki." Diye cırladı. Allahım bu kız böyle bi sesle doğmak için ne yaptı ki
"Çünkü ben öyle istedim Alev sanane ya sanane." Diye tısladım. Kahvemi alıp yudumlamaya başladım. Poyraz çikolatalardan birini açıp yemeye başladı. Ben de kedinin ciğere baktığı gibi bakmaya. Buğra
"Abi hayırdır sen çikolata yemezdin."dedi
"Son zamanlarda canım çok çekiyo da fırsat olmuyo yemeye."
Puflayıp Poyraza öldürücü bakışlar attım. Burak
"Kanka sen gel benim yanıma." Dedi elini yanına vurup
"Ben sana çikolata alırım bakma öyle korkuyorum ha."
Poyraz kaşlarını çatıp cebindeki çikolatayı bana attı.
"Ahh bi an cidden vermiceksin de onuda yiyiceksin sandım." Dedim ve kocaman gülümseme eşliğinde çikolatanın enfes tadına vardım.
***
Gün çok olaysız bir şekilde bitti. Arabaların yanına geldik.
"Ee biryerlere gidiyormuyuz?" Diye bir soru atıldı ortaya.
"Vallaha sizi bilmem ama ben eve gidiyorum çok yoruldum." Dedim herkesle vedalaştıktan sonra Masalı alıp evine bıraktım. Eve geçince hemen kısa bir şortla askılı giyip uzun süredir boşladığım derslere göz attım. Sonra aşşağı inip yemek yapmaya kara verdim. Aşağı indim ve aklıma yapıcak bir şey gelmeyince çikolatalı kek yaptım. Keki çikolatayla kaplarken kapı çaldı. Yüzümdeki çikolataları silmeye zaman bulamadan kapıyı açtım. Karşımda Poyrazı görünce şok oldum.
"Ah gün geçtikçe çikolatayı daha çok seviyorum." Dedi ve azımın etrafındaki çikolataları diliyle temizledi.
"Geçesen çikolatalı kek yaptım." Dedim
İçeri geçip koltuğa oturdu. Ben de iki tane bira aldım ve tabaklara kek koyup yanına oturdum. Maç özeti izliyordu. Biranın birini ona uzatırken
"Bunu daha önce izledik ya hiç heyecanlı değil berabere bitiyor. Pes oymayalım." Dedim
"Halısın küçüğüm. Hadi bakalım bu safer yemiyim seni." Dedi
Gülerek konsolun birini ona verdim. Maç çok kızışmalı gidiyordu ve çıkardığı t-shortü yüzünden dikkatim dağılıyordu. Ben de durumu eşitlemek için kucağına oturdum. Nefesini tuttuğunu anlamamak için Salak olmak gerekirdi. Onun durumundan faydalanarak son dakikada ben kazandım.
"Hile yaptın."
"Hayır sen hile yaptın bense durumu eşitledim."
"Kapa çeneni bücür." Dedi
Beni tam tutacakken kucağından fırlayıp yukarı kaçtım ve kendimi yatağa bıraktım. Poyraz da vazgeçmiş olmalı ki yanıma uzandı. Çekmeceden sigara çıkarıp yaktım. Aklıma gelen fikirle Poyrazın üzerine çıkıp kaslarına üfledim. Beni hızla altına aldı. Ondan sonra sigaramı alıp derin bir nefes çekti ve ağzıma üfledi. Askılımı çıkardı ve ardından şortumu. Boynumdan başlayıp göbeğime kadar ıslak öpücüklerle hayali bir yol çizdi. Ardından burnunu özel bölümüme sürtüp kolladı.
"Ah kokun fazla baştan çıkarıcı. Hiç tadına bakmadım ve istiyorum." Dedi
"P-poyraz n-napıyosun."
"Kumsal bebeğim gevşe ve kendini bana bırak. Bu güne kadar hiç tatmadığın bi zevk tadacaksın. Kimse sana böyle bişey yapmadı. Ama sen bana fazlasıyla zevk verdin ve sıra sende. Tabi alışma benim bunu yaptığım ikinci kadınsın ve birincisi daha ben toyken olmuştu. Şimdi bunun zevkine var ve rahatla." Dedi
Kendimi ona bıraktım. Tek hamlede iç çamaşırımdan kurtuldu ve keskin dil darbeleriyle kadınlığıma saldırdı. Dilini içime soktuğunda çok büyük bi zevk verdi.
"Ah Poyraz dur artık."
"Daha yeni başladık güzelim."
Dilini iyice içeri sokunca dayanamadım inleyerek kafasını daha çok bastırdım. Bu sefer sertçe emmeye başladı. Emdikçe sanki içimde bi volkan beni yakarak dışarı çıkmaya çalışıyor gibi oluyordu. Poyraz kafasını gömdüğü yerden kaldırdı.
"Evet bebeğim gel. Evet benim için gel hadi. Hadi gel güzelim."Dedi
Bedenim ona itahat ederek boşaldı ve bulutların üzerine çıktı. Poyraz beni kendine çekti.
"Hadi şimdi uyuyalım. Merak etme bunun karşılığını senden alıcam bebeğim." Dedi onun sıcak bedeniyle uykuya daldım.
***
Sabah kapı sesiyle uyandık. Hemen üzerimizi giyip aşağı indik. Karşımda Pusatı görünce şaşırdım
"Poyraz. Abi senin ne işin var burda."
"Şey ya akşam babamla tartıştık. Kafa dağıtmaya çıktım. En yakın ev de buraydı. Burda kaldım."
"Hı iyi neyse bu gün hafta sonu ve ben harika bir haber duydum ama şimdi bişeyler yapalım haberi akşam görüceksiniz Kumsal hanım." Dedi heycanlanla
"Ya ne haberi"dedim
"Hayır akşam şok olucaksın ama şimdi hadi çıkalım." Dedi
Üzerimde siyah dar bir pantılon ve üzerimde şarap rengi bir büstiyer vardı. Değiştirme gereği duymadan çıktım. Bir Kafe'ye geldik.
"Ne içersiniz efendim?" Dedi garson kız Poyrazın dibine düşerken. Pis sürtük.
"Ben sıcak çikolata istiyorum." Dedim
"Peki siz ne alırdınız." Dedi ısrarla Poyraza. Bak bi de yüz veriyo
"O da sıcak çikolata içer bi tane de sütlü kahve hadi çabuk olsun." Bozularak gitti.
"Kumsal kim dedi sana benim siparişimi ver diye."
"Sen çikolata seversin nasılsa uzun zaman yiyemeyeceksin."
"O ne demek ya."
"Ne anladıysan o demek canım." Dedim. Sen git sürtüğü öp.
Pusat lavaboya gidince
"O be demek."
"Git sürtüklere öpüş demek."
"Bak Kumsal ben seni ne zaman istersem öperim."
"Hayır."
"Anlamadın heralde biz arkadaş değiliz. Ya da sevgili ben senin sahibinim küçük. Benim istediklerim olur."
"Ne yani sen başkalarıyla yatabilirsin, öpüşebilirsin."
"Anladın sonunda."
"O zaman aynılarını ben de yaparım. Hadda kendime bi sevgili bile bulurum."
"Kumsal bak seni şu masanın üzerinde sikerim kapa çeneni."
Bu arada Pusat geldi ve siparişlerimizi bitirip kalktık. Pusat marketin önünde durdu.
"Neden durduk."
"Süprizle ilgili."
Markete girdik. Mısır, cip, çikolata, bira ve bunun gibi şeyler aldık. Eve geldiğimizde aldıklarımızı güzelir hazırladık. Bu arada kapı çaldı. Pusat açmaya gitti. Ben de yukarı çıkıp yarım üzerime oturan bi askılı altına da şort giyip aşağı indim. Ama karşımdaki kişiyle donup kaldım. Ediz. Ediz gelmişti. Pusatın yokluğunda ailemin acısını unutmamı en çok sağlayan insan koşarak üzerine atlayıp ayaklarımı beline sardım. Beni düşürmemeli için ellerini belime iyice sardı. Bende kollarımı boynuna dolaşım
"Edizimm."
***POYRAZDAN***
Oha lan oha bi insan böyle sarılır mı? Yani madem sarılcan gel bana sarıl lan. Hep beraber koltuğa oturduk.
"Ee sen kimsin?"
"Şey ben Ediz anlamışsındır zaten de sen kim oluyosun."
"Poyraz ben." Dedim daha önceden seçtiğimiz filmi takıp izlemeye başladık. Ben tekil koltukta Kumsalsa üçlü koltukta Edizin kucağında oturuyordu. Filim bittiğinde Kumsal uyumuştu. Ediz ona bakıp tebessüm etti
"Yine benim kucağımda uyuya kaldı."
"O ne demek lan."
"Ailesini kaybettiğine yanında ben vardım. Sinir kırizleri geçirir ve sonra ağlayarak benim kucağımda uyuya kalırdı."
"Neyse ver ben onu yatırıyım."
"Ben hallederim."
"Bak Ediz ben sana benim odamı veriyim ben Kumsalla yatarım."
"Hadi canım buna neden izin vericekmişim."
"Sen değil zaten abisi eğer biriyle uyuyacaksa ben olmamı isterdi." Dedim Pusat
"Saçmalamayın evde birsürü oda var Poyraz kardeşim sen yatır Kumsalı sonra herkes farklı odalara hadi." dedi
Ve gitti ben de bir gün daha Kumsalla uyuduğum huzurlu uykudan mahrum kalarak onu yatırdım. O bana huzur veriyordu. Iyiydi o pembe değildi. Pembe renklerin en sürtüğüydü çümkü o tamamen maviyidi. O siyahı temizleyebilecek kadar masum ama beyaz olamayacak kadar da acılıydı. O harikaydı. Beni çekiyodu ve ben bu çekimin daha ne olduğunu çözememiştim. Bana heycanı en büyük dozda yaşatırken acıyı da veriyodu yaptığı bazı şeylerle en derinden.

Sert SahipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin