********POYRAZ************
Tam yarım saat on dakikadır Kumsalı otelin lobisinde bekliyorum. Şimdi ise yavaş yavaş bana yürüyo. Altında mini bi etek üzerinde ise büstiyer var hadi ama şu üstündeki minnacık şeyleri giymek bu kadar uzun sürmemeli.
"Nereye gidiyoruz."
"Bilmem dolaşalım. Akşama çok güzel planlarım var. Burda bir arkadaşın barı var harika."
Kumsalla arabaya doğru yürüdük. Gerçekten akşam için harika planlarım vardı. Ben de Poyraz Vuransam o yatağın üzerinde Kumsalı inletmeden gitmem. Lan resmen bi kızla birlikte olmak için Amerika'ya geldim. Ama tabiki sıradan bir kız için değil. Kumsal için. Kimse bilmese bile değer verdiğim tek kız için. Arabayı durdurduğumda özgürlük heykeline varmıştık.
"Poyraz çok güzel tırmanacakmıyız."
"Istersen neden olmasın."
Özgürlük heykelinin tepesine çıktığımızda kumsal
"Fotoraf çekinelim mi?" Dedi
"Hayır."
"Lütfen ama hiç fotoğrafımız yok."
Tanrım bu kızı bu kadar güzel olmak zorunda mı? Resmen beni bile dize getiriyor.
"Peki." Dedim isteksizce.
Ilk fotorafta gülümsedik. Ikinci fotorafta göz kırptık. Üçüncüsünde ne olduğunu anlamadan dudaklarıma yapıştı Kumsal. Sonuncusundaysa Kumsal dil çıkarınca ben de dilini ısırdım.
"Ah napıyosun?"
"Dünün cezası. O piçe hayır diycektik."
"Ama sende evet dedin."
"Ben senin sahibinim istediğimi derim."
Özgürlük heykelinden sonra birlikte Central Park a yürüdük. Ilerideki pamukşekerciyi görünce aklıma Kumsalın kokusu geldi.
"Kumsal otur sen banka hemen geliyorum." Dedim ve Kumsal için bir pamukşeker aldım. Ona uzattığımda
"B-bana pamukşeker mi aldın?" Dedi kekeleyerek. Sonra gözünden birkaç damla yaş düştü. Ufak yüzü ellerim arasına aldım.
"Ne oldu küçüğüm?"
Gülümsedi. Ama bu şu ana kadar bana bahşettiği en acı gülümsemeydi. Resmen içimi yakmıştı tek bir gülümsemesi.
"En son babam almıştı. O zamandan beri yemiyorum." Dedi
Sonra paketi açtı ve bit parçasını koparıp ağzına attı. Sonra bir parça daha ve bana uzattı. Ben de pamukşekeri itip daha ağızında erimekte olan pamukşekeri yaladım.
"Çok ayıp Poyraz böyle masum birşeyi buna alet etmemeliydin." Dedi gülerek. Pamukşekeri bitirdikten sonra kalktık. Otele vardığımızda hava iyiden iyiye kararmaya başlamıştı. Kumsalla yemek yemek için aşağıya indik. Yemeklerimizi sipariş ettikten sonra konuşmaya başladık.
"Poyraz akşam nereye gidicez."
"Seninle buranın en harika gece kulübüne gidicez. Ve gece de o yatağın hakkını vericez."
"Uf Poyraz ya iki dakika sohbet edilmiyo seninle ha iyiki o odayı tutmuşsun mazallah küçük yatak filan gelirdi."
"İşte ben de önlemimi aldım."
"Ya sen ciddisin."
"Tabi kızım. Bizim piçlerin senin evden çıktığı mı var ya. Bi rahat olamıyoruz."
Bu arada uzun zamandır görmediğim bi aradaşım bizim masaya geldi.
"Hey dostum geldiğinden haberim yoktu."
"Evet ani oldu. Yarın döncez iş için gelmiştik bi kaçamak yapalım diye bir gün uzattık. Dean in kulübe gitcez akşam."
"Dostum bu hatun kim sağlam parçaymış. Nerden buldun sekereterin falan mı?"
Ben cevap vermeden kumsal
"Bu arada dilinizi biliyorum. Ben Kumsal Çağlar."
"Ben de Meyson. Peki kimsin?"
"O Çağlar Holdingin sahibi. Onun işi için geldik zaten." Dedim
"Oha Deniz'in parasını yediği Holding mi."
"Abi'm olur kendisi."
"Deniz bize niye kardeşinin bu kadar sexi olduğunu söylemedi."
"Kapa çeneni Meyson. Yemek yiyoruz."
"Öyle olsun dostum. " dedi ve gitti.
Hadi ama size ne sexiyse bana sexi. Onlara neyse piç kuruları.
Yemeğimizi yedikten sonra odaya çıktık. Ben üzerime yapışan mavi bi gömlek ve dar bi kot giydim. Kumsalsa üzerine yapışan göğüslerinin biraz altında biten gece mavisi bi büstiyer ve götünü zor kapatan buz mavisi bir şort giymişti. Koyu mavi makyajıyla gerçekten fazla mükemmel gözüküyordu.
"Nasıl olmuşum."
"Herzamanki gibi."
Tabiki de bunları ona söylemiycektim. Ama bir nevi söylemiş sayıldım çünkü o herzaman harika gözüküyordu.
Kumsalla beraber arabaya. Atladık ve Drem Nighitculb a sürdüm. Geldiğimizde elimi Kumsalın beline attım. Kapıdaki badygardlar beni görünce başlarıyla selam verip çekildiler. İçeri girince buraya her geldiğimde Dean le oturduğumuz locaya yürüdük. Tabi Dean buranın sahibi olduğu için orası herzaman boştu. Geldiğimi gören Dean hemen yanımıza geldi.
"Dostum hoşgeldin ben de seni bekliyordum."
"Hoşbulduk kardeşim." Dedim ve oturdum. Bu arada gözü Kumsalı buldu.
"Adamım yine bulmuşsun en çıtırı da ben daha önce görmedim. Bizim bardan değil mi?"
"Dean bu Kumsal ayrıca istediğin gibi konuş yani senin bildiğin dillerin dört katını biliyodur."
"Peki bana ödünç verirmisin. Izmirin kızları güzel olur derlerdi de inanmazdık."
"Benim o Dean benim olana göz koyarsan ne olur?"
"Abi pardon ya ben tek gecelik sandım."
"Zaten onun sevgilisi olmaz tek farkım arkadaş olmasamız sanırım bir nevi just frends." Dedi kumsal
"Abi o zaman neden karışıyosun ki? Tamam sana devamlı bakar bu gecede benimle olsun."
"Şerefsizleşme o bu gün bana bakıyo sadece de bana bakıcak. O sürtük değil. Sadece benimle."
"Nasıl yani?"
"Onun diline göre o benim sahibim. Dediklerini yapmayınca çıldırıyo."?
Muhabbet devam ederken Kumsal iyice Deanle yakınlaşmaya başladı. Ama ben onun sadece bana yakın olmasını istiyordum ve bunuda tek bi şekilde yapabileceğim için en ağır içkilerden birini Kumsala verdim.
"Hadi şerefe küçük." O da bana gülümseyerek bardaktaki içkiyi fondip yaptı. Birkaç bardak daha içtikten sonra geçen seferki kıvama gelmişti. Bunu yapmayı istemezdim ama kıskandım. Başkasıyla konuşsun istemedim.
"Kumsal ben kimim?" Diye sordum. Emin olmak için. O da yüzünü bana dönerek gülümsedi.
"Benim sahibimsin." Güldüm
"O zaman orda ne yapıyosun kucağıma gelsene küçük."
Kumsal tek hamleyle üzerime çıktı. Gülerek
"Böylemi sahip."
"Evet.Peki sen kimsin Kumsal."
"Hımm kölem mi?"
"O zaman sahibini mutlu et zevk ver bana küçüğüm."
Kumsal direkt olarak boynuma yöneldi. Öpücükler kondurmaya başladı. Onun bunları sadece bana yaptığını bilmek onur vericiydi. Bu safer ön sevişmeyi uzatmak istiyordum. Alabildiğim kadar zevk almak. Sarhoş olmadığı bi zaman onun zevkini de düşünürdüm. Ama şimdi küçüğümün sahibini mutlu etme zamanıydı. Boynumu öperken saçlarımı da çekiyordu.
"Küçük bu ne böyle senin derdin ne yoksa sahibinin zevk almasını istemiyormusun. Sürtünsene biraz".
"Özür dilerim sahip. Sana nasıl zevk verebilirim."
Dedi ve bu safer Köprücük kemiğimden boynuma kadar yalamaya başladı. Sonra bi anda kalktı.
"Hadi otele gidelim." Güldüm
"Güzel fikir ufaklık. Dean biz kalkıyoruz." Dedim ve Kumsalı tutup arabaya getirdim. Beş dakika sonra oteldeydik. Odaya girdiğimizde telefon çaldı. Küfür savunduktan sonra açtım
-efendim
-ne zaman dönüyorsunuz.
-bunu için mi aradın lan yarın.
-pardon abi iyi geceler
Kumsala döndüm. Zaten ne zaman geldiğini fark etmesemde dibimdeydi.
"Pusat." Dedim telefondakini belirtircesine
"O kim sahip?" Şaşırmıştım
"Sen ne hatırlıyorsun."
"Seni. Sen benim sahibimsin. Benim tek isteğim de seni mutlu etmek." Dedi garipsesem de ses çıkarmadım çünkü çoktan beni itip yatağa düşürmüş ve üzerimdeki yerini almıştı. Hızlı haraketlerle bana sürtünürken dudaklarımızı buluşturdu. Ben büyük bir zevkle onun dudaklarını emerken o sürtünmeyi kesti. Bu beni gerçekten sinirlendirmişti. Dudağını ısırıp bağırdım.
"Devam etsene ne duruyosun köle." Ona ilk defa böyle seslenmiştim. Ama bi anda durunca sanki yerin on kat altına düşmüş gibi hissettim ve bu beni çok sinirlendirmişti. Kadınlığına çok fazla baskı yapıyordum ve o da bu duruma dayanamayıp inledi. Sonra pantılonumun düğmelerini açtı ve baksırımı çekerek ufaklığımı avuçladı. Yavaş haraketlerle sıkıyordu. Dayanamayıp inledim. Memnun bi şekilde pantılonumu ve baksırımı çıkardı. Sonra eğilip ufaklığımı ağızının içine aldı. Yavaş haraketlerle ileri geri yapıyordu. Bu beni deli etsede ilk defa bu kadar zevk alıyodum. Dayanamayıp saçından tuttum ve ileri geri hızlıca sallamaya başladım.
"Ah tanrım devam et Kumsal. Evet. Sahibini daha fazla mutlu edemezsin bebeğim hızlan. Evet." Kumsal kafasını çekti ve ufaklığımın üzerine oturup dudaklarıma yöneldi. Öptükten sonra çekilip
"Öpmeyi boş ver ufaklığım seni bekliyor em onu Kumsal."
"Ama-"
"Böyle daha fazla zevk alıcam."
"Emredersin sahip." Dedi ve aşağı indi. Başta yalamaya başladı. Yaladı, yaladı ve sonra başını ağzına alıp sertçe emmeye başladı. Çok sert emiyordu ve bu daha çok zevk almamı sağlıyordu.
"Tanrım Kumsal em beni daha sert em ahh bebeyim. Konuş mutlu et beni." Deyince kafasını kaldırdı.
"Sahip sen tanıdığım en harika kişisin. Beni uçuruyorsun. Senin olmak beni mutlu ediyo." Dedi ve adonislerime yöneldi. Kafasını kaldırdım.
"Devam et." Bu sözler beni daha çok tatmin ediyordu. Ve ağzını açtığında onun ağzından duymak isteyebileceğim en güzel şeyi söyledi.
"Seni Seviyorum sahip. Beni becermeni istiyorum."
Bu kadar yeter dedim ve onu altıma aldım. Sert bir şekilde içine girdim. Acı çığlığı odada yankılanırken gitgellere başkadım. Acı çığlıklar yerini inlemeye bırakınca
"Poyraz." Diye inledi
"Birdaha söyle." Dedim
"Poyraz." Dedi boğuk zevk alan bir sesle
"Kahretsin onu değil küçüğüm beni sevdiğini tekrar söyle." Dedim
"Seni Seviyorum sahip. Seni Seviyorum Poyraz bütün erkeklerden çok. Ah şimdi hızlan."
Talimatı ile daha çok hızlandım
"Yalvar bana ufaklık."
"Ah ne olur devam et Poyraz. Daha sert becer. Hızlan. Tanrım ah seni seviyorum."
Duymak istediğimi tekrar duyunca hızlandım ve ikimiz de eş vamanlı olarak boşaldık. Yorgun vücudumu onu ezmemek adına yana attım ve ona sıkıca sarıldım. Ondan sonra kulağına bu güne kadar hiçbir kıza söylemediğim şeyi söyledim.
"Bende Seni Seviyorum Küçüğüm. Sen sadece bana aitsin. Artık istesen hatta istesem bile benden gidemezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sert Sahip
Teen Fiction-Kesit- -burda ne yapıyosun küçük -şey okula yeni geldim de -tamam çekil önümden -ahh sen kendini sert mi sanıyosun --sanmıyorum Öyleyim şimdi çekil - sen sertsen bende sertim -sınırlarını zorlama küçük benim okulum benim kurallarım ben ne dersem o