Ağva

6.6K 181 1
                                    

"Bebeğim hadi indir valizini." Evet bağıran Pusat. Hadi ama bi an için bile bu kibar cümleyi Poyrazın kurduğunu düşünmediniz değil mi? Okula karne almaya ordan da otobüsle yarışta okula kkazandırdığımız tatile gideceğiz. Ama tabiki bizim gurup arabalarıyla gidiyo. Bu dönemi bitirene kadar bir çok şey oldu. Mesela ben Burağa söz verdiğim gibi bana benzeyen birini ayraladım. Doğru duydunuz Masal ve Burak çıkıyor. Ve en kötüsüyse Burak bizi Poyrazla bastı ama Masalı sana karşı doldururum diye tehdit edince sırrımızın güvende olduğunu söyledi. Poyrazın ta Atahanın benimle konuştuğu günden beri diyeceği bişey var ama dönem bitti söyleyemedi.
"Geldim. Hadi Pusat çıkalım bizimkiler beklemesin."
"Aynen Poyrazın geç kalmamız konusunda tavırları büyük. Sen gelmeden önce böyle değildi." Sanki hiçbirşeyin farkında değilmiş gibi sustum. Ondan birşeyler saklamak beni üzüyordu. Ama ne diyebilirim. Ben ne Poyraza hayır diyebiliyordum ne de Pusata bişey anlatabiliyordum. Okula gelince arabadan indim üzerimde kalçamın hemen altında efil efil beyez sırtı belimin sonuna kadar açık tam plajlık bi elbise vardı. Gözlüklerimi gözümden saçıma kaldırdım ve bizim çocukların yanına yürüdüm. Burak ve Buğranın ağzı açık bakarken Poyrazın arkası bana dönüktü Masal malı nerde meçhül. Yaklaştık Poyraz
"Lan yine hangi kıza bakıyosunuz. Burak uslanmadın mı oğlum en son Masaldan dayak yedin." Gülüp gözlerini kapattım. Ofladı
"Lan kim kapatıyo gözümü." Dedi Burak da gülüp" Baktığımız hatun. Bak biz bakarken seni seçti." Dedi ona öldürücü bakışlarımı attım. Ama bi anda kolumun çekilmesiyle kendimi onun kucağında buldum. Düşmemek için gözlerindeki elimi boynuna dolayıp kıpırdandım. Gözleri koyulaştı. Tabi bir haftadır yanlız kalamıyoruz. Normaldir. Gözü kucağına düşmemle zaten kalçamda olan elbisemin biraz daha yukarı kıvrılarak muhafazam bi şekilde sunduğu baçaklarıma kaydı ve boğuk bi sesle
"Sen miydin?" Dedi uysalca başımı salladım. Sonra Poyraz herkesin açık bacaklarıma baktığını görünce hışımla beni kaldırdı.
"Çocukmusun lan sen! Bu elbise ne hem okul lan bura okul."
"Poyraz farkındamısın burdan tatile çıkıyoruz." Diye bağırdım Pusat
"Hadi karneler veriliyor içeri." Dedi Poyraz kolumu bırakmayarak beni de arkasından sürükledi ve mesafe açılanca beni sertçe duvara itti ve kendini bastırdı.
"Amacın ne Bebeğim seni duvara dayamışken becermemek için zor duruyorum. Ben sana kaç kere söylemeliyim bu beden benim ve kimsenin görmesini istemiyorum." Dedi ve tekrar kolumdan tutarak sınıfa soktu önce yüzümdeki gülümsemeyi sildim. Şimdi sıra kalp atışlarımda. Tek tek herkese karneleri dağıtmaya başladılar.
"Burak teşekkür. Burak sen nasıl aldın bu belgeyi oğlum."
"Allah'ın taktiri be hocam ya da teşekkürü mü diyim." Deyip kahka atmaya başladı. Poyraz yakasından tutup Masala fırlattı
"Devam edin haca." Dedi
"Pusat taktir. Aferim teşekkürden taktire yükselmiş. Buğra teşekkür. Var bu işte bişey ama neyse poyraz herzamanki gibi taktir. Masal aferim kızım taktir yeni geldin ama bizim itlerden iyisin ve son olarak Kumsal,kızım bu notlar ne?"
"Nesi var?" Dedi serçe
"Sadece şaşırtıcı bütün ortalamaların yüz de."
"Ee kısa kes."
"Yani nasıl?"
"Senin karşında sıradan biri durmuyo Kumsal Çağlar duruyo."
O sırada kapıdan biri girdi.
"Bu görüntüye fazla sert bi konuşma arkandakilere mi güveniyosun." Önce karneyi hocanın elinden çektim. Sonra hışımla çocuğa yaklaştım tam yumruğu yüzüne indirecekken Burak
"Kumsal dur lan Abi'm o benim." deyince yumruğum havada asılı kaldı. Kardeşimin abisini dövecek değilim ama benim bu siniri atmam lazım yoksa kıriz geçirirdim. Onu itip kendimi spor salonuna attım. Kum torbası astırtmıştım. Hemen onu yumruklamaya başladım. Sinirim geçtiğinde durdum. Çok vurmamıştım ama çok sert ve eldivensiz vurduğum için elim biraz kanamıştı. Sağa döndüğümde bizimkileri ve Burak ın abisini gördüm.
"Hadi gidelim." Dedi gülümseyerek. Pusat
"Gel buraya dengesiz şu eline bakayım." Dedi
"Yok bişey canım. Biliyosun sinirimi atmayınca kıriz geçiriyorum. Kardeşimin abisini dövecek değildim ya."dedim Poyraz " keşke dövseydin." Diye mırıldandı. Burak
"Abi'm fazla gereksizdir de." Dedi
Daha ismini öğrenemediğim şahıs
"Ben sadece Buraklarla dalga geçiyordum güzellik. Ee sen guruba nasıl girdin. Masal Burakla çıkıyor. Peki sen hangisiyle yattın."
Biraz kızardım. Ama ağzımı açmadan Pusat
"Benim kardeşim olduğu için girdi ve Masal da Kumsalın kardeşi olduğu için girdi." Dedi ortam kızışmasın diye
"Hadi ya Ağva bizi bekliyor."dedim ve bahçeye çıktım. Annemler öldüğünden beri her sene yaptığım gibi karnemi top haline getirdim
"Masal." Diye bağırdım. O da anlayıp hemen pas verdiğim karneyi havada yakaladı. Ben de geri geri yürüdüm o bana tekrar pas verince tersten sımaç attım ve sevinçle Poyraza sarıldım.
"Basket!." Buğra
"Lan ne yaptın güzelim karneye ben teşekkürü senden aldığım kopyalarla zor aldım sen yüz ortalamalık karneyle basket oynadın." Dedi
"Benim karnemi gösterebileceğim bi ailem yok. Her yıl yaptığımı yaptım." Dedim Masal
"Aynen Kumsal her sene aynı karneyi alır ve biz ona basket oynarız." Dedi kimse bişey demedi zaten ne denebilirdi ki Ağva otobüsü kalkmıştı 4 araba gidiyorduk. Burak-Masal, Pusat -Aslı, Ben-Poyraz, Buğra ve Alev
***POYRAZ***
Uzun süredir yoldaydık. Bizimkilerle arayı baya açmıştım. Güzel bi kafe görünce park ettim
"Hadi bebeğim dinlenelim." Dedim
Arabadan indim. O inince elini tutum. Çünkü ben istediğim herşeyi yaparım. Emre yanılıyo. Ben kimseyi sevmem. O başta bi donsa da bozuntuya vermedi. Belki de o da diğer kızlar gibi bi anlık da olsa normal bi ilişkisi varmış gibi hissetmek istedi. İçeri geçip cam kenarına oturduk.
"Eee ne istersin?"
"Hım hım şey sıcak çikolata evet hım bi de çikolatalı pasta ama dur ya o zaman midem bulanır. Poyraz bana pamukşeker alırmısın?" Dedi
Onun Buhari'ne gülümsedim aynı bi çocuk gibiydi. Çok sevimli. Bi insan nasıl hem tatlı hem sexi olabilir. Garson geldi
"Ne alırdınız?"
"Bana bir sert kahve. Bu güzelliğede bi sıcak çikolata. Bi de bize pamuk şeker bul 10-15 tane."
"Ama efend-" sözünü kesen eline verdiğim 200 lirayı. İçeceklerimizi bittikten sonra hesabı ödedim. Para verdiğim garson elinde orta boy bi karton kuruyalım geldi. Elinden aldım. Arabaya gelince bayan meraklı dayanamadı
"O ne?"
"Senin. Aç" dedim paketten çıkan 15 pamukşekeri görünce çocuk gibi ellerini birine çarptı ve bana sarıldı. Onu mutlu etmek beni mutlu ediyordu.
"Hepsi benim mi?" Piçe gülüp
"Birkaçını birlikte yersek beden olmasın." Dedim ve göz kırptım. O da binince Ağva ya sürdüm yarım saat sonra varmıştık Pusat
"Abi nerdesiniz bi de bizden öndeydiniz öldük meraktan telefonda çekmiyo." Dedi ben cevap vermeden elinde kutusu sırıtan bir Kumsal arabadan indi
"Selam." Dedi Burak direk kutuya saldırdı. Pamukşekeri görünce iki paket aldı Kumsal sağır eden incelikte bi sesle
"Yaa o benim!!" Dedi
"Ya iki tane zaten on tane daha var." Dedi doğru yolda üç tanesini yedi.
"Poyraz onlar benimdi hani."
"Lan Burak ver şunları kıza deli etme beni." Diye kükredim. Kumsal gülerek aldı ve birini Masala verdi Burak
"Aşkım onu benimle baylaşırsın değil mi?" Dedi vallaha özürlü bu çocuk Pusat
"Abi şimdi anahtarlar dağıtıldı her odada iki kişi kalıyo ve yataklar malesefki çift kişilik. Ben Buğrayla kalıyorum Kumsalla da Masal ben bi erkekle aynı yatağa yatmassın diye alev ve sen dedim ama Burak tutturdu ben Poyrazla yatıcam diye sevgilisi olmasa gey diycem ama neyse işte Alevle Aslı senle Burak kalıyo dedi." Ben. Bir. Erkekle. Yatıcam. Sıçtım ağzına Burak. Ensesinden tutup tenhaya çektim.
"Lan ibne ne yapıyosun."
"Abi ne olur vurma sakin."
"Umarım açıklama hoşuma gider yoksa siktim ecdadını."
"Tamam ama bu söylediğimden sonra bana pamukşeker getircem o kutudan." Sabır çekip
"Konuş lan!" Diye bağırdım
"Ben Masalımla bizim odada sen da kankaşkım Kumsalla onların odasında kalıcaksın." Dedi lan bu çocuk düşüneniliyomuş. Zaten odalar kulübe şeklindeydi süper fikir lan
"Aferim kırk yılın başı doğru bişey yaptın." Dedim birlikte bizimkilerin yanına gittik
"Tamam Alevle kalmaktan iyidir." Dedim ve yerleşmek için odalara yani kulübelere dağıldık. Gayet lüx bi oteldi. Yarışı kazanamazsak bizim çulsuz okul bizi buraya getiremezdi. Sürekli kavga çıkardığımızdan bu okula şutlanmıştık. Kolej istemediğimiz için. Valizi odaya koyup soğuk bi duş aldım ve otelin restoranına geçtim. Daha kimse gelmemişti. Oturmamla kapıdan kol kola Pusat ve Kumsal geldi. Dişlerimi sıktım. Karşıma oturdular. Pusat
"Abi ben hocayla konuştum. Yarın sabah saklı göl diye biyeri gezcekmişiz." Dedi
"Iyi gezeriz.." Dedim yemekleri yedikten sonra sahile indik gurupca. Pusatla benim telefonlarımız çalınca biraz uzaklaşıp açtım.
"Alo."
"Kuzen tatil nasıl gidiyor."
"Iyi Eren . Niye aradın."
"Ben ,Çiğdem ve Ankara'da tanıştığım birkaç yakın arkadaş geliyoruz." Dedi
"Oğlum tamam sen gel arkadaşların gelsin de zaten bi Alev sürtüğü yetiyo Çiğdem ne alaka ya."
"Abi duydu bizi takıldı peşimize."
"Tamam lan tamam ne yalan söyleyim bayadır görüşmüyoruz. Gelin. Yarın gezi var siz geldiğinizde olmayız burda ama gelecez."
"Tamam yarın görüşürüz."
Telefonu kapatıp bizimkilerin yanına yanına geçtim
"Erenler geliyo." Dedim
"Iyi özletti kendini." Dedi Pusat Kumsal
"O kim?" Diye sordu
"Kuzenim." Deyince onaylar anlamda kafa salladı. Pusatta
"Beni arayan da babamdı. Kumsal en son birlikte kutladığımız doğum gününü hatırlıyormusun?" Dedi kumsal başını sallayınca
"Izmirde büyük bi mekan vermişti ikimize. Şimdi senin oraya çeki düzen vermeni istiyor." Kumsal başta
"Blue Moon." Diye fısıldadı sonra sesini yükselterek devam etti
"Ya ben o barı unuttum. Ahmet amca oranın herşeyini bana bıraktı bi de hidince tasarladığım dekorasyona başlatırım. Bi de başka bara gitmek yerine bizim bara gideriz böylece herşeyin yolunda gittiğinden emin oluruz." Dedi. Burak
"Kankaşkım senin bir barın olduğunu bilsek başka yere gidermiydik ya." Dedi
"Lan kankaşkım ne ibnemisin sen ama haklı gideriz Ufaklık." Dedim
"Yok zaten ortada benim tasarladığım bir dekarasyon ve mekan var. Ortaya bar çıkacak. Dedi. Masal
"Renkler." Diye cıvıldadı
"Adı üzerinde Blue Moon. Dekarasyon ağırlıklı olarak gece mavisi ve siyah tonlarında ama kan kırmızısıyla canlandırdım. Bittiğinde izmirde orayla yarışabilecek bi bar olmayacak." Dedi ben onun hırsına gülerken Alev
"Ay senin dekore ettiğin bardan ne olur." Dedi
"Bak Alev ben Kumsal Çağlarım. Çok nadir farklı işler yaparım ama ben ne yaparsam yapayım her zaman en iyisi olurum." De
"Her konuda." Diyip kıkırdayınca Alev zaten kendini zor dizginleyen Kumsalın gözünde boğaya saklanan kırmızı havlu halini aldı. Zaten herşey saniyeler içinde gelişti. Kumsal Alevin üzerine atlayıp yere yapıştırdı. Kızıl saçlarını çekerken yüzünü yumrukluyordu. Ama onları durduran bizden biri değildi arkadan gelen tok bir erkek sesiydi
"Durun artık." Kumsal hırsını almış bi şekilde Alevin üzerinden kalktı. Elindeki bir tomar kırmızı saça tiksinircesine bakıp
"Ah kırmızıyı sevmemem için bir neden daha." Dedi

Sert SahipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin