MAFYA'NIN AŞKI (Bana Yaşadığımı Hissettir)#DÜZENLENİYOR.

16.BÖLÜM

Arkadaşlar vote gelmez ise yeni bölüm yok.

"Buse Busee" diye bağırıyordu başımdaki bu kesinlikle Batu olmalıydı.

"Hı" dedim uykunun verdiği sersemlik ile

"Cezan bitti melek," Gözlerimi faltaşı gibi açtım. Emin olmak adına tekrar sordum.

"Gerçekten mi " Nefesini bıkkınlıkla verdi. Ve kafasını salladı.

"Tamam o zaman çöz beni" biraz daha oturursam sandalyeye yapışacağım yani korkmuyor da değilim çünkü belkide yapışmışımdır.

"Tamam ama bir şartla meleğim,bir daha kaçarsan seni öldürürüm anladın mı beni" o sırada gözlerim dolmuştu.

"Ya niye anlamıyorsun seni sevmiyorum, niye beni zorla tutuyorsun burada hislerim karşılıklı değil napabilirim. Seni sevmiyorum Batu, Beni burada zorla tutarak sevebileceğimi mi sanıyorsun aksine nefret ediyorum" ağlamaklı çıkan sesimden dolayı cümlerim boğuk çıkmıştı.

Yanağımda hissettiğim acı ile yüzümü buruşturdum.O sırada ellerimi ve ayaklarımı açmıştı, ben sevinirken o benim kollarımı tutup duvara fırlattı.
Daha sonra sinir ile bana yaklaşıp saçımı sertçe çekti.

Boğazımı yırtarcasına bağırdım o ise sadece gülüyordu.

"Sen de beni seveceksin melek, ben seni nasıl seviyorsam sende beni seviceksin biz evleneceğiz sana bana benzeyen çocuklarımız olacak."

"Üzgünüm..."

Bu cümlemden sonra artık gözleri koyulaşmıştı. Ve bana tekmeler atmaya başladı. Boşluğuma gelen tekme ile artık kurtuluyordum. Buradan bende annemlerin yanına gidecektim artık. Gözlerim karardı ve kendimi boşlukta hissettim.

Batu'nun Ağzından:

"Buse kalk artık lütfen ben sensiz yaşayamam. Aç gözlerini melek" çazresiz dim ben ilk defa çaresizdim.

Sevdiğim kadını kucağıma alıp arabaya bindirdim.

10 dakikalık yolun ardından hastahaneye gelebilmiştik.

Hemen meleğimi kucağıma alıp hastaneye koştum. Çalışanlara bağırmaya başladım.

"Doktor. Allah'ın belaları doktor nerede"

------------------------------------------------------------------------------------

Yarım saattir, Yoğun bakımın orda dikilip meleğimin uyanmasını bekliyordum.

Ben ne yapmıştım. Sevdiğim kadını ölüme sürüklemiştim. Ben onu hak etmiyorum. Ben nasıl ona kıyabildim. O ölse ben ne yaparım. Ben knu bu kadar severken o beni niye sevmiyor.

O sırada doktor yaoğun bakımdan çıkmıştı hızla yanına gittim

"Eşim nasıl"

"Merak etmeyin karınızın durumu gayet iyi"

Neşeli çıkan sesim ile"peki onu görebilirmiyim" dedim.

"Peki ama 10 dakika anca izin verebiliriz" kafamı salladım ve Sevgilimin normal odaya alınmasını bekledim.

Normal odaya aldıkların da sevgilimin yanına gittim. Sandalyeye oturdum. Ve ona bakmaya başladım Melek gibiydi. Beyazdı o ve ben onu kirletecektim. Ellerimi onun elerinin altına koydum ve konuşmaya başladım.

"Melek, Özür dilerim şuanda inanmıyorum kendime ilk defa birine özür diledim. Sevdiğim kadın... seni kaybetmekten korktum ben ilk defa korktum. Senin sayende insanlara nazik kibar davranışlar sergiliyorum. Ben senin ile ilkleri yaşıyorum hayatım da yapmadıklarımı senin ile yapıyorum. Eğer sen gidersen benden başkasını seversen ben yaşayam"

Biraz nefes aldıktan sonra konuşmaya devam ettim.

"Ben sana muhtacım, yaşmak için senin sevgine muhtacım ,muhtacım gözlerine Busem"

Ben ağlıyordum. Erkek adam ağlamaz diyorlar ama yalan aşk varsa herşey olur.

O sırada elimi sıkan eller ile gözlerimi sildim bakışlarımı Buse'me çevirdim. Uyanıyordu.

Sonunda gözlerini açmıştı. Gözleri beni bulunca bana nefret ile bakıyordu. Bu bakışlar benim içimi acıtıyordu.

"Buse'm uyandın" dedim en şefkatli çıkan sesi ile.

"Ben doktoru çağırayım" başını salladıktan sonra doktoru çağırmya gittim.

----------------------------------------------------------------------------------

Eve geldiğimizde Buse'yi kendi odasına bıraktım. Çıkmadan önce "Aç mısın" demeyi de ihmal etmedim.

Başını evet dercesine sallamıştı. Ve ben şuan mutfakta ne yapıcağımı düşünüyorum.

Sorun şu ki ben yemek yapmayı bilmiyorum. Hizmetlilerin hepsini kovdum. Korumalar desem hepsi adam nerden bilecekler yemek yapmayı.

En sonunda kendim yapmaya karar verdim. Dolapları karıştırdım ve bir tencere çıkardım ocağı yakıp tencereyi koydum.Çorba yapacaktım. Önce su koydum.

Daha sonra bulduklarımı atmaya başladım Salatalık,domates,biber, patlıcan,patates,soğan,nane, Salça ve daha sonra karıştırdım. Acaba tuz koyuluyor mu Aman böyle daha güzel(!)

On beş dakikalık aradan sonra tenceredeki fazlalıkları attım ve kaseye doldurdum ve tepsiye yerleştirdim. Çorbayı kokladıktan sonra yüzümü buruşturdum

Immm çok güzel olmuş. Hemen meleğimin odasına doğru gitmeye başladım.

Kapısının önüne geldim ve içeri girdim. Miniğim oturmuş karşıya bakıyordu.

"Yemeğini getirdim Meleğim" tepsiyi ona uzattım.

"Sen yiyebilirsin değil mi yoksa benmi yedireyim"

Kafasını hayır anlamında sağa sola çevirdi. Tepsiyi bacağının üzerine koydu. Ve çorba ile bakışmaya başladı.

"Ne var bunun içinde" dedi tereddüt ile gözlerini çorbadan ayırmıyordu.

"Ay canım sende sence ne olabilir çorbanın için de ye bak çok güzel olmuş" bu dediklerime ben bile inanmıyordum kızı zehirlemesem iyidir.

Tereddüt ile bana baktı omuz silkip kaşığı eline aldı çorbadan bir kaşık alıp ağzına doğru götürdü. Elleri titremeye başladı en sonunda ağzına çorbayı koydu.

Koyması ile atması bir oldu ve öksürmeye başladı.

"İyimisin Buse ne o çorbayı beğenmedin mi" tabi beğenmiyecek içine atmadığım bir Buse kalmıştı.

"Bune be tatsız tuzsuz sen ne koydun buna" diye cırladı.bende ne koyduysam söylemeye başladım.

"Salatalık,domates,biber,patlıcan patates,soğan, nane ve salça"bu söylediklerime Buse gözlerini açmış beni dinliyordu.

"Anlaşıldı sen beni zehirlemek istiyorsun"

"O nasıl söz bebeğim ben seni kendimden çok severken sana nasıl kıyayım"

"Neyse ben uyuyacağım iyi geceler Abi"

"Ne diyorsun sen Buse ne Abisi"dedim öfkeyle.

"Sen kaç yaşındasın"

"25 ama ne fark eder aşkın yaşı yok" diyerek tısladım.

"Ben 19 yaşındayım aramızda 6 yaş var abii hem sen nasıl bizim okula gelebiliyorsun"

"Para her şeyi çözer ve sen bir daha bana abi dersen seni öldürüm inan seni öldürürüm."

Dedim ve sinir ile tepsiyi alıp kapıyı çarpıp aşğıya indim. Bana abi diyor. Sevdiğim kız bana abi diyor.