Bölüm 10: Kamp

77 13 0
                                    


Korunaklı açıklığımızda kamp yapmak için hazırlık yapmaya başladığımızda çok komik anlar yaşamaya başlamıştık. Önceleri cahilliğimizle eğleniyor gibi görünen tecrübeliler sonradan bizimle resmen alay etmeye başladılar. Son birkaç saatte tavırları gözle görünür derecede değişmişti. Önceleri bize karşı daha mesafeli ve şüpheciyken şimdi oldukça neşeli ve cana yakınlardı. İçim rahatlamıştı, güvenimizi boşa çıkarmıyorlardı.


Riz, bir yandan bir çadırı açmaya çalışıyorken bir yandan da "İyice dalga konusu olduk yalnız. Ne bilelim biz kamp alanı hazırlamayı ya." diye söylenmeye başladı. Birilerinin söylenmeye başladığını gören tecrübeliler önce ufak alay ediyor sonra da yardıma geliyorlardı. Riz'in yanına da bir çocuk gülümseyerek yardıma geldi.

Krius, kamp alanının bir köşesini boş bırakmamızı söylemişti ve biz hazırlık telaşı içindeyken birileri oraya ateş yakmıştı bile. Ateşin başında ufak ufak toplanmaya başlayan gruplar vardı ve ben de gidip biraz ısınmak için can atıyordum. Ormanın gece çok soğuk olduğunu fark etmiştim.

"Zaten yeterince kuzeydeyiz, birde gece ormanda kalmak. Gerçekten, harika!" derken ısınmak için yerinde sıçrıyordu Eaton.

"Ateşin başına geçmek için can atıyorum. Şu çadırları kurma işini bitirelim." dedi Stone. Bir yandan matları açıyor, her matın üzerine bir uyku tulumu atarak ortalığı toparlıyordu.

Alana şöyle bir göz gezdirdiğimde rengarenk çadırlarla dolu güzel bir açıklık oluşturduğumuzu fark ettim. Görüntü çok güzeldi. Bazı çadırlar büyük bazıları ise küçüktü. Bu açıklığın tüm çadırlara yetecek kadar büyük olduğunu düşünmemiştim ama görünüşe göre bizimki dışında tüm çadırlar açılmıştı ve sığmıştık.

Kayrayla ben, hala üzerinde koyu renk bir yağmurluğu olan yeşil bir çadırı kurmaya çalışıyorduk.

"Şu çubukları bir geçirelim artık Kayra ne çok uğraştın orada." diye gözlerimi ayırdım Kayra'ya. Hemen koşarak yanıma geldi. Matlar ve tulumlarla çok fazla oynamıştı ve sonunda azarlanmayı hak etmişti.

"Tamam tut şu ucundan, ben kaldırıyorum havaya sen de çubukları geçir." dedi.

"Kuzeye geldiğimden beri şaşırmadığım bir saniye bile olmuyor biliyor musun? Ama sanırım bu durum hoşuma gidiyor Kayra." dedim. Sadece ikimizin duyacağından emin olduğum bir sesle.

Arkamdan gelen "Sana ilk günlerin çok yoğun ve karmaşık geçeceğini söylemiştim Lua." cümlesiyle sıçradım.

"Krius! Tamam, her saniye yeni bir olayla şaşırmayı eğlenceli buluyorum ama korkutulmak hiç hoş değil." diye çubukları takmaya devam ettim. Son bir tane kalmıştı. Onu da yeterince yavaş geçirirsem Krius'un yanında heyecanlandığımı ona, kendime ve Kayra'ya belli etmeden bir otuz saniye kazanabilirdim.

Bana yardım etmek için yanıma gelirken keyifli bir kahkaha attı Krius. Bu kadar rahat olması çok hoştu evet, ama ben çileden çıkıyordum.

"Seni bu kadar eğlendiren nedir çok merak ediyorum Krius." diye yaptığım işten dikkatimi ayırmadan çok normal bir soru soruyormuşçasına devam ettim.

"Şu an benim yerimde olsaydın sen de çok eğlenirdin Lua. Kamp yapacağız dediğim anda hepinizin surat ifadesini görmeliydin. Gülmemek için kendimi çok zor tuttum. Oysa biz bu kamp olayını haftanın en az iki günü yaparız." dedi.

"Neden?" dedi Kayra yeşil çadırı iyice zemine sabitlediğinden emin olmaya çalışırken.

"Güvenliğimiz için." diye geçiştirdi ve çadırın bir ucunu yere çakmama yardım etmek için yanıma eğilip kokusunu iyice burnumun dibine sokarak her şeyi daha da zor hale getirdi. Kokusu bana buraya gelmeden önce gördüğüm o tatlı rüyaları hatırlatıyordu. Bir de şu kar botu olayı vardı.

KORKUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin