Hep birlikte Eski Yer'e geldiğimizde ruh halim tamamen değişmişti. Beginrots'a geldiğimden bu yana ara ara uğrayan bu çocuksu neşeyi daha çok sevmeye başlamıştım. Duvardan geçerken yapmak zorunda olduğumuz sarılma merasiminden itibaren herşey çok eğlenceliydi. Eski Yer gözüme bu sefer daha canlı, daha parlak ve daha güzel görünüyordu. Artık buradaki orta yaşlı insanlar bizim her şeyi öğrendiğimizi biliyorlardı ve bize daha çok kucak açıyorlardı. Ömrüm boyunca ilk kez birbirine gözlerinin içi gülerek bakan insanların arasındaydım. Tüm bu güzellikleri hak edecek ne yapmış olabilirim diye düşünüyordum.
Sorduğumuz sorulardan Eski Yer ile olanı hatırlamaya çalıştım. Bize Eski Yer'deki ve Beginrots'un geri kalanındaki halkın umudunu yitirdiğini o yüzden geriye çekildiğini söylemişlerdi ama bence bu tamamen yanlış bi tespitti. Onlar bize umudunu kaybetmiş insanlar gibi bakmıyorlardı. Onlar mucize bekleyen insanlar gibi bakıyorlardı ve burada olduğumuz için mutlulardı.
Çocukluğumdan bu yana aradığım tüm güzel duygular, içimde yeniden uyanmaya başlamıştı. Ancak çok net hissedebiliyordum ki içimde sevgi, coşku ve neşe uyandıkça bunların zıttı olan duyguları da yeri geldiğinde daha yoğun yaşayacaktım. Çatışma esnasındaki patlamam ve sonraki aşırı tepkilerim, sinirlendiğim zaman titremelerim de tüm bunların bir sonucuydu. İçimde bir kapak açılmıştı sanki ve ben iki uç arasında gibip gidip geliyordum. Bu yaşıma kadar oldukça durağan ve tonlarca kuralın arasında hissetmeye düşünmeye ve yeni şeyler deneyimlemeye vaktim olmadan yaşamıştım, bunlar benim için çok yeni duygulardı. İşin özü dengemi tamamen kaybetmiştim ve ne yapılması gerektiğini bilemiyordum ancak umrumda da değildi. Bununla uğraşması gereken Krius'tu, neticede o benden daha tecrübeliydi ve tehlike arz eden ben, onun sorumluluğundaydım.
Hislerimin ve tepkilerimin girdiği geri dönüşü olmayan yol üzerine düşünmeyi bırakıp dostlarımla anı yaşamaya odaklanmaya çalıştım. Riz sokağın ortasında, yıllardır atılan her adımda daha tatlı aşınmış o güzel Eski Yer taşlarının üzerinde bir o yana bir bu yana kıkırdayarak dans ediyordu. Biraz daha kendime gelince uzaktan gelen o hoş müzik sesini duymaya başladım. İstemsizce o yana doğru gidiyorduk ve biz de ritme ayak uydurmaya başlamıştık.
Stone, her zamanki kıvrak zekasıyla yapmamız gerekenleri sıralamaya başladı "Hadi oturup sakin sakin konuşabileceğimiz bir yer bulalım." diye gözleriyle aranmaya başladı. Birinin bize yön vermesi gerekiyordu ve Stone'un hep en doğru zamanda bu işi üstlenmesinden oldukça mutluydum. Oturup konuşmamız gerekiyordu. Milyonlarca teori arasında boğulan zihinlerimizi birbirimizle paylaşmaya ihtiyacımız vardı.
Adımlarımız bizi Eski Yer'e girdiğimiz sokağın sonuna kadar getirmişti. Bu sokak sağlı sollu bir sürü dar yola çıkıyordu ve çekici bir gizemi vardı ancak yine bu güzel yeri tam olarak keşfedecek vaktimiz yoktu. Sokağın sonunda kahve evi tabelasını izleyerek sola saptık ve çok yürümeden tabeladaki yeri bulduk. Bir kapı ve bir cam, camın üzerinde onlarca yazı, rakam ve resimle bu kahve evi minnacık görünüyordu. Hepimizin sığacağından emin olamamıştım ancak kapıyı açar açmaz yanlıldığımı anladım. Kayra ve Eaton önden girerek etrafı kolaçan etmeye yeltendiler ancak biz hemen sabırsızca arkalarından içeri doluştuk. Şimdi hepimiz ağzımız açık başımızı bir o yana bir bu yana çevirirerek bu sıcacık mekanı incelemeye koyulmuştuk. Kahve evi içeriye doğru genişleyen kocaman gerçek bir ev gibiydi. Loş bir ışıklandırması vardı. Bu loş ışıklandırmayı kendini belli etmeyen ruha işleyen kısık sesli bir müzik tamamlıyordu. O küçücük camekandan ve kapıdan böyle bir mekana girileceğini hayatta tahmin edemezdim. Beginrots beni her gün şaşırtmaya devam ediyordu.
Taze kek ve kahve kokusu, etrafa dağılmış mumlarla ve lambaderlerle yayılan sarı sıcak ışık ve oldukça rahat görünen kocaman kadife kanepeler bizi buraya daha çok çekmişti. Hemen girişte de oturabileceğimiz yerler vardı ancak hepimiz biraz daha ilerleyip bu güzel mekanı daha çok keşfetmek istiyorduk. Girişteki büyük genişliği geçtikten sonra kirişlerle ayrılmış sol tarafın daha da geniş olduğunu farkedip kalakalmıştım. En güzel sürpriz ahşap merdivenleri takip eden gözlerimin yakaladığı ahşap trabzanların arkasında kalan üst katı fark ettiğimde gelmişti. İçimden bir ses buraya sık sık gelmek isteyeceğimizi söylüyordu. Yerimizi bulmuştuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZ
FantasiBaşarılı bir komplonun ardından Dünya düzeni tamamen değişmiştir. Artık ülkeler yoktur. Dünya rakamlarla bölgelere ayrılmıştır ve her yer tekelden yönetilmektedir. İçinde bulunduğu hayatta kendini kapana kısılmış ve çaresiz hisseden Lua, tamamen iç...