RYAN
Gözlerimi açtığımda dudaklarımdaki tebessümüm beni terk etmemişti. Annemden sonra uyumaktan korkan ben bugün uyanmak istememiştim. İlk defa kabus yerine çok güzel bir rüya görmüştüm. Gece annemin hayatını dinlerken onun huzuruyla kendimi uykuya teslim etmiştim. Bitmeyen masalım rüyamı tesiri altına almıştı.
Hava ne çok sıcak ne çok serindi. Annemle yürüyüş yapmaya çıkmıştık. Ayaklarımı annemin adımlarına uydurup onun koşuşturur gibi yürümesinin önüne geçmek istedim. Etraf bizim gibi spor için yürüyen, tempolu koşan, egzersiz yapan insanlarla doluydu ve çok huzurluydu.
Anneme katılıp etraftaki insanları incelemeye başladım. Annem hemen hemen herkesi tanırdı. Tanıdığı insanları görünce başıyla selam verip tebessüm ederdi. Uzaklaşınca da onunla ilgili bilgiler verirdi bana.
Annem yine bana birini anlatırken burnuma değen koku dikkatimi çekmişti. Gözlerimi kapatıp gittikçe etkisini artıran kokuyu içime çekmeye başladım. Ben çektikçe içim gıdıklanıyordu adeta. Sonra yanımdan usulca geçen kız beni etkisi altına almıştı. Yanımdan geçerken anneme selam vermişti ama ben nedense yüzünü tam görememiştim. Arkasından bakarken annemin bana onu anlatmasını bekliyordum. Annem hiçbir şey söylemeyince kafamı çevirip anneme onu beklediğimi belli ettim. Annem bana tebessüm edip "gelinim" dedi. Ben o an tepki vermek yerine dudaklarım yukarı doğru kıvrılmış, gözlerim giden kızın saçlarında takılı kalmıştı. Ayaklarımsa çivilenmiş gibi hareket etmeyi kesmişti.
Garip ama huzur verici bir rüyaydı. Buradan nasıl bir anlam çıkarmam gerekiyordu bilmiyorum.
Uzun süredir kaybolan huzur bugün ki rüyamla kendini göstermişti. Umarım tekrar kaybolma girişiminde bulunmaz. İçimdeki bu şey kaybolmadan ben onu değerlendirecektim.
Yataktan kalkıp kısa bir duşun ardından hazırlanmış olan kahvaltı masasına oturdum. Dışarıda çok güzel bir hava vardı. Eşofmanlarımı giyip kulaklığımı takarak kendimi uzun bir koşuya hazırladım.
Tempolu bir şekilde koşarken yanlarından geçtiğim çifti görünce aklıma yine sahil güzeli geldi.Aradan bir hafta geçmişti ve onu sahilde hiç görememiştim. Gelmeyecek mi artık diye düşünürken küçük bir umutla kendimi sahil yolunda buldum.
Ama yine onu görememiştim. Elinden pamuk şekeri alınan çocuk gibi evime geri dönmeye karar verdim.
Eve girer girmez üzerimde kurumaya çalışan terimden kurtulmak için duşa girdim. Duştan sonra mutfağa gidip ayakta birkaç şey atıştırdım. Üst üste tıkıştırdığım yiyeceklerin yol kavgası yapmaması için elime aldığım bir bardak suyla onlara yardımcı oldum. İkinci bardağımı da doldurup televizyonun karşısına geçtim. O kadar kanal olmasına rağmen izlenecek adam gibi hiçbir şey yoktu. Bulabilirim ümidiyle gezerken telefonum çaldı. İlk başlarda umursamak istemedim ama numarayı görünce vakit kaybetmeden açtım.
_ E-efendim.
_ Merhaba Ryan Bey ben hastaneden arıyorum. Vaktiniz varsa sizinle anneniz hakkında görüşmek istiyorum.
_ 10 dakika sonra oradayım
diyerek karşı tarafın cevabını beklemeden kapattım. Arabama atladığım gibi kendimi hastanede buldum. Koşarak danışmaya gittim. Nefes nefese doktorun odasını sordum. Asansörü bekleyecek sabrım olmadığı için merdivenleri koşarak çıktım. Odanın kapısına yaklaşınca hızımı alamadığım için odadan çıkan doktora sert bir omuz attım.
_Be-ben özür dilerim. Siz telefonda annem hakkında deyince...
cümlemin devamını getiremeyince doktor araya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TuVaLiMDeKi HaYat ¿?
General FictionGecenin bir suçu yoktu ki senin yaşadıkların karanlıktı. Ve bu karanlıkta birgün ansızın biri gelir sana ışığıyla bakar. Bu karanlık dünyadaki en güzel hisse; sen ona bakarsın ve o sana çoktan bakıyordur...