12.Bölüm

401 114 165
                                    


Almina Watson

Tavanla bakışırken havada uçuşan sorular göz kırpıp beni sinir etmeye çalışıyor ve bunu da kesinlikle başarıyorlardı. Yataktan kalkıp ne olacaksa olsun diyerek banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdim. Odamı topladıktan sonra hava alması için pencereyi açıp mutfağa gittim.

Hazırladığım kahvaltı tepsisini alıp bahçeye çıktım. Temiz hava eşliğinde karnımı doyururken tekrar beynimi işgal eden sorular etrafımı sardı.

Acaba Ryan söylediğinde ne kadar ciddiydi. Gerçekten kahve içmek için gelecek miydi? Ryan neden bana Jim'i hatırlattı? Sorular sorular.

İçinden çıkamadığım sorular yüzünden kaçan iştahımı yakalayamamanın verdiği üzüntüyle, kahvaltı tepsisini mutfağa götürüp odama çıktım. Bilgisayarımı alıp tekrar bahçeye döndüm.

Bilgisayarın karanlık ekranıyla kısa süren bakışmamız, açılmasıyla son buldu. Her boş bulduğum zamanda olduğu gibi yine Jim'in hesaplarına girmeye çalıştım. Belki bu sefer başarır ve nerede olduğuna dair bir ipucu yakalayabilirdim. Her seferinde bir umut diyordum ama sonuç hep aynı.

Bir saatimi bilgisayarda harcamış, gözlerim sulanmaya başlamıştı. Sonuç yine ve yine aynı. Ne yaparsam yapayım Jim'e dair en ufak bir şey bulamıyordum.

_ Ben seni bugün daha iyi görmeyi planlıyordum.

Duyduğum sesle kafamı kaldırdım.

_ Moralini bozan şey ne merak ettim.

Yanıma yaklaşırken önümde duran bilgisayarı kapattım. Kaşlarımı kaldırdım.

_ Özel sanırım.

Bu adam nasıl bu kadar rahat ya. Daha dün kendini tanıtmış olmasına rağmen bugün yakınmışız gibi rahattı tavırları. Kafamı 'sen nasıl bir insansın' der gibi sağa sola sallayıp gözlerimi kapattım. Açtığımda karşımdaki sandalyeyi çekip oturmuştu.

"Ne yapıyorsun" der gibi baktım.

_ Öyle bakma lütfen. Uzun süredir kapıda bekliyorum. Bilerek açmadığını düşünüp evin çevresini gezdim. Gezerken biraz yoruldum. Şimdi dinlenmek hakkım.

Yaptıklarını şaşkınlıkla izlemeye devam ederken o da etrafı incelemeye başladı.

_ Bahçe çok huzurlu

Tepkisiz onu izlemeye devam ederken yerinde kıpırdandı.

_ Öyle bakıp durma. Bana borcun var ve ben sabırsız bir insanım. Kahveyi şimdi mi yaparsın? Öğle yemeğini yedikten sonra mı yaparsın? Hııı?

Yok ama artık, adam kendi kendini kahveye davet ettiği yetmiyormuş gibi birde yemek diyor. Sinirle yerimden kalkıp mutfağa ilerledim. Bir an önce kahveyi yapıp göndermeliydim onu.

Mutfaktaki işim bitince bahçeye geri döndüm. Masaya yaklaşıp elimdeki kupanın birini sertçe Ryan'ın önüne koydum.

_ Sen insanlara böyle mi teşekkür edersin?

Kaşlarımın garip şekillere girmesindeki imâyı anlamış olacak ki;

_ Bence insanlara karşı nazik olmalısın. Senin gibi dış görünüşü kibar bir insana bu davranışlar hiç yakışmıyor.

"Umrumda mı?" der gibi baktım.

_ Pekâlâ pekâlâ boşverelim şimdi bunları. Benim sana asıl sormak istediğim bir şey var.

Devam etmesi için başımla onayladım.

_Dün gece neden evimde baygın haldeydin?

Bu söylediğine tepkisiz kalmak istesemde, benden bir cevap beklediğini gözlerimin içine bakarak imâ ediyordu, pes edip yanımda duran not defterini açıp yazmaya başladım.

TuVaLiMDeKi HaYat ¿?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin