7.Bölüm - Jibran

1K 114 27
                                    

YN: Herkese selam, iş yoğunluğumdan ancak fırsat bulabildim. Gerçi hikaye pek sevilmedi anladığım kadarıyla ama önemli değil. okuyan ve az da olsa yorumlayan ve beğenen okurların hatırına devam edeceğim. (*hiç bir işimi yarım bırakmam.)

Okumadım, hatalar olabilir. Yorum yapın dediğim zaman her nasılsa kimse takmıyor. üzülmüyormuş gibi yapmak zor gelse de takılın kafanıza göre.

Keyifli okumalar.

******************


Sehun, kamp kurdukları ağaçlık bölgedeki yaktığı ateşin sönmemesi için, etraftan toplayabildiği kadar çalı çırpıyı ve dal parçalarını kenara yığıp, gecenin soğuğunu bir nebze de olsa unutturmaya yetecek kadar ateşi harladı.

Hiçbir suretle Luhan'a bakmıyor, onunla göz göze dahi gelmiyordu. Sehun onun sessiz kalmasını bir fırsat olarak görüp kafasından onu başından def etmek için, şimdiden kendi planlarını yapmaya başlamıştı.

Kurduğu çadır tek kişilikti ve kamp eşyalarını yanına alırken Luhan'ın da kendisiyle gelebileceğini kesinlikle hesaba katmamıştı. Ne yapacağını düşünmek yerine, Luhan'ı kolundan sertçe tutarak onu çadırdan içeri sokup uyku tulumunun üzerine itti ve yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladı.

Luhan onun bu sert hareketlerinden hiç hoşlanmamıştı. Her ne kadar gizlice peşinden gelmiş olsa bile, ondan böyle bir muameleyi hak etmemişti.

"Senin derdin ne?"

Sehun onun aniden sert ve soğuk çıkan sesini duyunca sormadan edemedi.

"Şu anda mı?"

"Evet, şu anda, sürekli bu şekilde davranmak zorunda mısın? Hem kıymetli çadırında yatmak gibi bir niyetim de yok!"

"Peşime takılıp onca yolu gelmeseydin, inan benimde böyle bir niyetim yoktu! Şu anda hiç olmadığı kadar canımı sıkıyorsun Luhan!"

"Sandığın kadar ana kuzusu değilim ben!"

Luhan hışımla çadırdan çıkıp çadırın önündeki büyük ağaç kütüğünün üzerine oturdu. Sehun gözlerini ona dikip ateşin arkasından ona baktı. Hem etkileyici, hem de korkutucu görünüyordu.

Luhan ister istemez bakışlarını kaçırdı. Şu anda onunla böyle yalnızken, onun hakkında aklına doluşan tuhaf düşüncelere kapılmak nedense doğru gelmemişti.

Babasını yeni kaybetmiş ve bir anda içgüdüleriyle üstelik hiç düşünmeden, sonunun nereye varacağını bilmeden bir maceraya girişmişti. Ayrıca yanında duran adama karşı içinde anlamlandıramadığı şeyler hissetmeye başlamıştı.

Onu ilk gördüğünde ondan etkilendiğini kabul ediyordu. Fakat sonrasında her şey değişmişti. Bir yanı Sehun'dan uzak durması gerektiğini söylerken, bir yanı da ona sonuna kadar güvenmesi gerektiğini söylüyordu.

Yaşadıkları birkaç hafta gözlerinin önüne geldi. Sehun bir arkadaşın olabileceğinden daha yakın ve şefkatliyken, şimdi sanki aslında Luhan'a hiç öyle davranmamış gibi bir tavır takınıyordu. Luhan tüm bu olanı biteni kendisinin hayal edip etmediğini düşündü. Kendi kafasında bunları kurgulayacak kadar kafasını Sehun'a takmış olamazdı.

Kesinlikle delirdiğine kanaat getirerek ateşin hareketli dansını izlerken, duyguları ve düşünceleri birbirine karışmıştı.

Sehun'un bakışları çok soğuktu. Bir yandan yemekle ilgilenirken, bir yandan da Luhan'a onu delip geçecekmiş gibi hissettiren sert bakışlar atıyordu.

MYTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin