Sehun ve Kris, Jongin'in namı diğer Kai'nin yardımıyla bulundukları hücreden kaçmışlardı. Karşılarına çıkan adamları etkisiz hale getirip silahlarına da el koymuşlardı.
Sehun'un ilk işi Luhan'ı bulmaktı. Bu nedenle Jongin'den kendisine yardımcı olması için resmen ona yalvarmıştı.
Jongin, Sehun'un asla kendisine geri dönmeyeceğini kabullendiği için, nefret ettiği babasının şu anda Luhan'a yaptığı şeyi anlatmış, onu bulabileceği yeri de söylemişti.
Sehun evden hızla ayrılarak dağlık alana doğru yönelmişti. Evin bir kaç kilometre uzağında bulunan tapınağın hemen arkasında, dağın yüksekliğine paralel olarak uzanan bir merdiven vardı. Merdivenlerin basamakları o kadar çoktu ki, dışardan kim görse gözünü rahatlıkla korkutabilirdi.
Ve merdivenler tek bir yere uzanıyordu. Dağın sanki bir kapıyı andıran oyuğundan geçince karşınıza çıkabilecek tek şeye gerçek Taş tapınağın etrafını sardığı taş sunağa.
Aşağıdakinin göstermelik olduğunu hemen anlamıştı. Meraklı gözlerden korumak amacıyla yapıldığı hemen belli oluyordu. Çünkü yeniydi.
Ele geçirdiği silahları beline sokarak hızla merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Havanın bulutsuz ve ay yüzünden aydınlık olması, görülebilme ihtimalini kuvvetlendiriyordu.
Yine de pes etmeyecek ve bir şekilde başladıklarını tahmin ettiği ayini durduracaktı.
Soluk soluğa merdivenlerden yukarı çıkmayı bitirmişti ki, adamlardan bir kaçı onu fark etti.
Hemen silahlarını koyduğu yerden çıkartarak adamlara fırsat vermeden ateş etmeye başladı.
İkisini de vurmuştu. Hızlıca Taş tapınaktan içeri girdiğinde neredeyse küçük dilini yutacaktı. Luhan'ın üzerindeki ışıkları saniyelik farkla görmüş sonra da ortadan kaybolduklarına tanıklık etmişti.
Joon Kook ile göz göze gelince, diğer silahlı adamların kendisini hedef almamaları için Joon Kook'a doğru ilerleyerek onu esir aldı.
"Beni öldürebileceğini mi sanıyorsun pislik? Çok geç kaldın. Ritüel çoktan bitti."
"Ben senin yerinde olsam o kadar kesin konuşmazdım. Bu tapınaktaki hiç kimse başarıp başarmadığınızı bilmiyor. O yüzden köpeklerine hemen geri çekilmelerini söyle!"
Elindeki silahın ucunu Joon Kook'un başına dayadı.
"Siz rahip bozuntuları! Derhal Luhan'ın yanından uzaklaşın! Yoksa onu vururum!"
Beyaz giysili adamlar hemen Luhan'ın yanından ayrılarak köşeye çekilirlerken, dakikalar sonra babası ve polis memurları Taş tapınağın içini doldurmuştu.
Sehun, hemen önünde duran adamı kenara iterek Luhan'ın yanına koşarcasına gitti.
Luhan'ın soluk duruşu onu çok korkutmuştu. Yüzüne defalarca küçük öpücükler bıraktı. Luhan'ı en son gördüğünden daha da kötü bulmuştu.
Sağlık ekibi dakikalar sonra tapınağın içine girerken, Eric taş sunağın biraz ötesinde duran taştan kitap koymak için yapılmış kısma ilerledi.
Aradıkları ruh kitabının o olduğu çok açıktı.
Kitabın geçmişi çok eski bir döneme uzanıyordu. Yazıldığı dil artık kullanılmadığı için kutsal bir önemi vardı. Eric kitabı kazıda çıkarttıklarında eski bir tapınak harabeleri üzerinde çalıştıklarını hatırladı. Yani belki de bu bir tesadüf değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MYTH
AdventureAğır adımlar ile odanın içinde ilerlerken, karanlığın bütün nimetlerinden yararlanmak oldukça hoşuna gidiyordu. O ana kadar hiç yapmadığı bir şey yapıp duvara yaslandı ve uyuyan kişiyi uzun bir süre seyretti. Onun yatakta dönüp duruşunu izledi. uya...