Gözleri karanlığa iyice alışmıştı. Her şeyin ters gitmesine alışıktı da, bu kadar üst üste geleceğini düşünecek zamanı hiç olmamıştı. Ellerini başının arasına alıp tahta zemine dikti gözlerini. Yanındakine kızmak için bile gücü olmamasına şaşırmasına rağmen, tek kelime etmeden sessiz kaldı. Çünkü kızmak bir şeyleri değiştirmeyecekti.
"Hiçbir şey söylemeden saatlerdir oturduğuna inanamıyorum!"
"Ne yapmamı istersin? Ağzını burnunu kırsam daha çok mu hoşuna giderdi?"
"En azından bir tepki ver! Buradan çıkmak için en azından biraz çabalamanı umuyordum!"
Sehun yeterince kendisiyle savaş içerisindeydi. Yapabilseydi, Luhan'ın yerine kendisinin o halde olması için her şeyini verebilirdi. Jongin'in babasının neden kendilerini öldürmediklerini anlamıyordu. Kris, bir şekilde peşinden gelmiş fakat oradan çıkamadan tekrar yakalanmışlardı.
Sehun, Kris'e cevap bile vermeden, kara kara Luhan'a nasıl ulaşıp, onu bu korkunç yerden ritüel gerçekleşmeden kaçırabileceğini düşünmeye başladı.
.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.
Tüm bedeli alev almış gibi yanıyordu. Çırpınıyor, çırpındıkça nefesi kesiliyordu. Çığlık atmak istiyordu. Ama nasıl yapması gerektiğini bilmiyordu. Nabzı o kadar hızlı atıyordu ki, sesini kulaklarında hissediyor, kalbi sanki göğüs kafesinin içinde değilmiş de kulaklarında atıyormuş gibi çok net bir şekilde atışını duyabiliyordu.
Çırpınmayı bıraktı. Bilinci bilinmezlere doğru kayıp giderken, zaman dilimini yitirse de gözlerini açtı. Suyun içinde ve giderek dibe batarken buldu kendisini. Tekrar çırpınmaya başladı. Bu sefer hiç olmadığı kadar iliklerinde bile korkuyu hissetti.
Kimden ve neden korktuğunu bilmiyor ve hatırlamıyordu. Tek bildiği ve belki de idrak edebildiği şey sudan bir an önce boğulmadan çıkması gerektiğiydi.
Fakat görünmez bir güç Luhan'a suda kalması için resmen güç uyguluyordu. Tüm bedeninde bir uyuşma baş gösterdi.
Ve dakikalar sonra tekrar bilincini yitirerek bayıldı.
*-*-*-*-*-*-*
Eric sinirle saklandıkları yerde söylenip duruyordu. Matt ise her zaman ki sakinliğiyle kocasını sakinleştirme telaşına girişmişti. Kızmasının nedenini çok iyi anlıyordu. Fakat şu anda kızılması gereken bir zaman diliminde değillerdi. Ellerini çabuk tutmak zorundalardı.
"Her şeyin bir açıklaması vardır mutlaka diyorsun, ama Sehun'un yaptığına karşılık bir açıklama bulamıyorum!"
"Sakin ol biraz hayatım. Eminim ki iyidir. Hem kendi başının çaresine bakacak kadar da yetişkin biri."
"Tek sorun yetişkin olması değil Mattie. Aptalca ve sonunu düşünmeden kararlar vermesi eğer Luhan'a bir şey olacak olursa şayet, neler olabileceğini tahmin bile edemiyorum."
"Kızmakta haklısın. Ama belki de öyle olmak zorunda değildir."
"Eğer kitapta yazılanlar gerçekçe bu mümkün. Fakat anlamadığım bir şey var, ritüelin emeline ulaşabilmesi için kökenlerin soyundan gelen birinin kanının dökülmesi gerekir. Bu yüzden Luhan'ı neden istediklerini anlayabilmiş değilim. Bir türlü ikisi arasında bağ kuramıyorum."
"Belki rahmetli dostumuz Xiu Ren'in aslında bize anlatmadığı bir şeyler vardır."
"Yani sen diyorsun ki..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MYTH
PertualanganAğır adımlar ile odanın içinde ilerlerken, karanlığın bütün nimetlerinden yararlanmak oldukça hoşuna gidiyordu. O ana kadar hiç yapmadığı bir şey yapıp duvara yaslandı ve uyuyan kişiyi uzun bir süre seyretti. Onun yatakta dönüp duruşunu izledi. uya...