Bölüm 5

459 18 2
                                    

Kalbim bu uğurda kendini feda eden bedenimi yaşatmak için olabildiğince hızlı atıyordu. Hayali bir tren seferine yetişebilmek üzere caddenin ortasında ayaklarımı paralıyordum.

Akşamın ayazı, acımasız bir yırtıcı olmuş yüzüme saldırıyor ve nefesler dolusu soğuk hava ciğerlerime dolarak tüm iç organlarımı donduruyordu.

Mecalsiz kalana kadar cadde boyunca koşmaya devam ettim. Nice zaman sonra şehir merkezini arkamda bıraktım.

İstasyona yaklaşmıştım. Eski lokomotiflerin usulca göğe yükselen buharlarını görebiliyordum. Yorulmuştum. Biraz yavaşlayıp yürümeye karar verdim ve kalan yolu bu şekilde tamamladım.

Ciğerlerimin ardı arkası kesilmeyen kabarışları devam ederken istasyona vardım ve kapıdan içeri adım attım.

Garın bekleme salonu öyle huzurlu ve sıcaktı ki insanlar kış uykusuna yatacak olsalar burayı tercih ederlerdi, diye düşündüm.

Gişe başında bir sürü telaşlı insan, şehri terk etme çabasındaydı. Köşe başlarında eşya yüklü bavullar bir hindi gibi kabarıyordu. Tüm bunlara ilaveten harikulade ses tonuyla bir bayan kalkmak üzere olan tren seferlerini anons ediyordu.

Gözüm birden garın dev kolonuna sabitlenmiş dijital saate takıldı. Elektronik rakamlar saat beşi gösteriyordu.

Hızla dışarı çıkıp peronlara göz gezdirdim. Miadını doldurmuş külüstür ekspresler buhar öksürüyor, istasyon görevlilerinin öttürdüğü tiz düdük sesi azgın tren çığlıklarına karışıyordu.

Derken yolcular, kendilerine el sallayan insan sürülerinin gülümseyen bakışları arasında gözden kayboldular. Planlanan tüm seferler gerçekleşiyordu ve geride kalanlar bir bir evlerine dönüyordu.

Kısa süre içinde istasyonu korkunç bir sessizlik sardı. Sevdiklerini uğurlayan yüreği buruk insan sürüleri hızla soğuktan kaçıp evlerinin yolunu tutuyordu. Böyle bir havada insanın dışarıda olması için delirmiş olması lazımdı.

Burada böyle yapayalnız kalmak moralimi alt üst etmişti. Tüm o çocuksu arzularım ve serüven hissim uçup gitmiş, kalbimin delicesine çırpınışıyla ve elimdeki amaçsız biletle orta yerde kala kalmıştım.

Kimsenin umurunda değildim. Üstelik etrafta ne benimle alay edecek birileri vardı ne de hâlihazırda başka bir tren seferi.

Yalnızlık öyle ağrılı bir yaraydı ki insana birileri tarafından rencide edilmeyi dahi özletiyordu. En azından eğlence arayan birkaç haylazın benimle alay ederek mutlu olmasını arzu ederdim. Gözleri yaşamın acılarıyla dağlanmamış çocukların mutluluğuna vesile olacak aptal bir bahane olmak bile bu sancılı yalnızlıktan daha iyi olurdu.

Ellerimi cebime soktum ve usulca olduğum yere çöktüm. Her şey ancak bu kadar kötü olabilirdi. Dumanı üstünde tüten güzel bir akşam yemeği çöpe gitmişti ve dondurucu soğuğun bağrında tek başıma kalakalmıştım.

Birkaç dakika orada öylece oturdum. Gözlerim dolmuştu ve bir ağlama nöbetine tutulmak üzereydim. Ancak geçmiş tecrübelerimden biliyordum ki böyle durumlarda ağlamak yararsız bir eylemdi, hiçbir şeye çözüm olmuyordu.

Bu yüzden usulca kalktım ve kafamı dağıtmak için bekleme salonuna yöneldim. Ne olursa olsun hayat devam ediyordu ve ne kadar kötü olursa olsun yaşamak zorundaydım.

Bekleme salonunun kapısına yaklaşmıştım ki yer var gücüyle sarsılmaya başladı. Dondurucu soğuğa kurban edilen insanlar, kışın buzdan midesini doyurmamış olsa gerek, koca şehri yutmak niyetindeydi. Havanın bu yakıcı soğuğu toprağın dişlerini bile takırdatmaya başlamıştı.

Orada öylece durup ne olduğunu anlamaya çalıştım. Birden deprem olduğunu düşünerek bekleme salonunun dev avizesine göz attım. Lakin ışık en ufak bir yalpa dahi yapmıyordu. İnsanlar sıcak bekleme salonunun dışında olup bitenlerin farkında bile değildi. Onlar için sadece üşümüyor olmak önemliydi.

Bunun üzerine başımı istemsizce yere çevirdim ve titreşimlerin arttığı bölgeyi göz ucuyla takip ettim. Sarsıntıların kaynağı asırlar önce yere çakılmış olan cefakâr raylardı. Tek işlevi trenleri ayakta tutmak olan bu itaatkâr demir parçaları, şiddetle sarsılıyordu.

Bekleme salonundan uzaklaşarak raylara yaklaştım. Gözüm ufka doğru uzayıp giden tren yoluna bakarken bu amansız hareketliliğin gerçek sebebi, gecenin heybetli gölgesi ufukta belirdi ve dev bir tren siluetiyle göz göze geldim.


Hayalet Tren(KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin