Ekim geldiğinde havada iyiye giden hiçbir gelişme yoktu. Hatta rüzgar artık daha sert esiyor, iyiden iyiye sağanağa çeviren yağmur da bitki tarhlarını ve okul bahçesinin nerdeyse tamamını çamur içinde bırakıyordu. Albus ve Rose, her Bitkibilim Dersi'nden dönerlerken ayakkabılarını ve pelerinlerini kocaman bir çamur birikintisi kaplıyor, bunu temizleme işi ise Rose'un büyülerine kalıyordu. Rose koşuşturmacanın yaşandığı o günden sonra bir daha hiç o konu hakkında konuşmamış, Albus da kızın üzerine gitmemeye karar vermişti. Ve Albus'un anlam veremediği ama kurcalamamaktan da mutluluk duyacağı bir şekilde, Rose artık daha mutlu, enerjikti ve başı da, yemek yerlerken veya Slytherin'lerle ortak girdikleri hiçbir derste, artık, diğer sınıfın bulunduğu masaya dönmüyordu. Albus onu bu kadar mutlu edebilecek ne olduğunu düşünürken kendilerini başka bir derste buldular.
Ders Uçuş Dersi'ydi ve dersin öğretmeni Madam Hooch'tu. Her zamanki diken diken saçları gün geçtikçe çok belli bir şekilde açık griden beyaza dönüyordu ve Albus buna rağmen, Madam Hooch'un diğer tüm yaşlı profesörler arasında en dinçi olduğunu farketti. Yaşını göstermeyecek derecede hareketli ve disiplinli bir profesör idi.
İlk derslerinde, Albus dahil, hiç bir öğrenci uçmayı başaramamıştı. İkinci gün de... Ama desrlerin üzerinden bir ay geçtiğinde, yine Slytherin'le yaptıkları ortak bir derste Scorpius, süpürgesini -son model bir Nimbus- havaya kaldırmayı başarmış, bu hareketiyle de Madam Hooch'un epey gözüne girmişti. Fakat başka bir birinci sınıf öğrencisinin de sinirini aşırı derecede bozmuştu: Albus Severus Potter'ın. Babası dünyanın gelmiş geçmiş en genç Quidditch oyuncusu olabiliyorken, o daha süpürgesini havaya kaldıramamıştı. Ve asıl sinirlerini bozan olaysa, Scorpius tüm birinci sınıfların üzerinde turlarken kendisine, dudaklarını gererek, sinir bozucu bir sırıtışla bakmasıydı. Albus, onu tam da havada sırıtarak uçarken, Sersemleterek yere düşürmeyi hayal etti, ama daha nasıl uygulandığını hatırlayamadığından -babası Harry Potter, ona bir Sersemletme'nin nasıl yapılacağını göstermişti- kçük Malfoy çoktan yere inmişti bile.
Madam Hooch'un yağmurlu çimenler üzerinde şatoya doğru yol almasıyla ders bittiğinde Albus, tam Scorpius'un yüzüne bile bakmadan şatoya doğru gitmek için sırtını dönmüşken, çocuğun kulağa iğrenç gelen sözlerini duydu. "Yoksa babasının kuzusu küçük Potur uçamıyor mu?" Yaptığı esrpiye tüm Slytherin'ler güldü.
Albus cevap vermek için yüzünü döndüğünde -Slytherin'li uzun boylu çocuk da Albus'la Scorpius'u izliyordu- kendisine bakan koca bir Slytherin sınıfını gördü. Albus, Sersemletme büyüsünün yapılış tekniğini hatırlayarak tam uygulamaya geçecekti ki, arkasından bir Gryffindor'un sesi geldi. Albus'un daha önce hiç dikkat etmediği, kısa sarı saçlı, bembeyaz tenli ve tam da Albus'un boyunda bir çocuğun sesiydi. "Bırak onu, Albus, buna değmez."Çocuk adını biliyordu. Yoksa onu babasına çok benzediğinden mi tanıyordu?
"Küçük Potur evcil bir hayvan mı satın almış yoksa?" dedi Scorpius'un sesi kelimeleri yayarak uzatırken.
Ve tam o anda Albus'un daha tepki vermesine bile vakit olmadan, yanından kırmızı bir ışık çaktı ve Albus tekrar önüne döndüğünde Scorpius'u yerde baygın yatar halde buldu. Az önce tanıştıkları, ama Albus'un ismini bilmediği bir Gryffindor, çocuğu Sersemletmişti, hem de sözlü büyü kullanmadan. Slytherin'ler Scorpius'un başına üşüştüler. İki tane iri kıyım yardakçı onu düştüğü yerden kaldırırken, "Bunu ödeyeceksin Potter!" diye bağırdı Malfoy.
Asıl büyüyü yapan çocuk kalabalığa karışır, Albus da çocuğun peşine düşerken -"Büyüyü benim yaptığımı sandı, aptal" diye düşündü. "O yüzden de bana-"
"POTTER! BURAYA GEL! HEMEN!"
Ses şüphe götürmeyecek derecede Madam Hooch'a aitti. Besbelli, şatoya giden yolu yarılamışken bir Slytherin, Scorpius'a olanları, Madam Hooch'a anlatmıştı. Albus çaresizce yerine dönerken, "Onu ispiyonlamamalıyım," diye geçirdi içinden, "Beni korudu -ki buna ihtiyacım da yoktu, kendimi savunabilirdim- ve bu yüzden de onu ispiyonlamamalıyım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albus Severus Potter ve Bellatrix'in İntikamı
AdventureSihir dünyası Voldemort'un ölümüyle, sonunda rahat bir nefes almıştır. Ama kimsenin bilmediği yeni bir kötülük doğmuştur ve her geçen gün kendini intikam ve nefretle beslemiştir. Duyduğu intikam bizzat öz annesi Bellatrix Lestrange'i öldüren kişiyed...