2. Bölüm "Oyun"(Düzenlendi.)

13.5K 1.5K 382
                                    

5 Cadı 1 Dadı

Yazar: Yaren ARAS.

İnstagram : yrn. ars 

Bölüm şarkısı : Tarkan : seni gidi fındık kıran.

Bölüm : 2

( İkinci bölüm & Oyun.)  

"Her sabrın sonu selamet değil aptallıktır. "                 


Arda çaresizce karşısında ki başlarını öne eğmiş olan çocuklarına bakıyordu. Ne yapsa, ne ceza verse işe yaramıyordu kendisini üzmekten başka. Bu on ikinci dadıydı kaçırdıkları. Gerçekten çok sıkılmıştı.

"Bu kaçıncı ha kaçıncı? "diye bağırdı Arda cevabını biliyor olsa da. Çok çaresiz hissediyordu kendini. Artık elinden bir şey gelmiyordu. "Ben mi istedim annelerinizin beni terk etmesini? "Arda sesini yükselttiğinin farkında bile değildi. Sol gözünden usulca bir damla süzülüverdi yanağına, ardından dudaklarına. Tuzlu bir damlanın tadını aldığında anladı ağladığının. Çaresizdi, hem de çok çaresiz. "Benim. Suçum. Yok! " dedi sessizce dizlerinin üstüne çökerken. Artık hıçkırarak ağlıyordu. Hep beraber ağlıyorlardı hatta. Çocuklarda çaresizdi. Onlar istemezler miydi iyi bir dadının gelip bakıcılık yapmalarını. Ama olmuyordu işte. Ya çocuklara kötü davranıyordu, ya da babalarına ulaşmak için kullanıyordu. Arda bunlardan habersizdi. Babalarına anlatmıyorlardı. İnanmayacağından o kadar emindiler ki.

"Baba. " diye seslenip yanına çöktü Kumsal gözlerinden akan yaşlarla beraber. Sarıldı babasına, ardından Okyanus, Çakıl ve Toprak. Deniz sessizce ayrıldı yanlarından. Kendini suçlu hissediyordu. Her şeyi o planlamıştı. Tüm kardeşlerini o öğretmişti. Kendini onlardan biri gibi görmüyordu şu anda. Babasını ağlatmıştı. Hem de hıçkırıklarla. Pişmandı, hem de çok pişman. "Deniz? " Arda seslenmişti seslenmesine ama Deniz çoktan odasına girmiş kapıyı kilitlendiği gibi kendini yatağına atmıştı. Sessizce ağlıyordu. O kadar içten ağlamıştı ki yorgunluktan uyuyakalmıştı. Uykuya yenik düşmeden hemen önce şu sözler dökülmüştü dilinden. "Artık babam da yok. "

Aradan geçen bir haftanın sonunda Arda evde çocuklarıyla ilgilenmekten yorulmuştu. Kendini yaşlanmış hissediyordu. Yorgun bedenini yataktan usulca kaldırıp gördüğü rüyaya anlam vermeye çalıştı. Kâbustu kâbus. Öyle bir rüya olamazdı. Banyoya girip kısa bir duş alan adam saatin kaç olduğunu umursamadan sabahın köründe elbiselerini giyindi ve evden ayrıldı. Gidip hesap sormalıydı karısından. Gördüğü rüyanın hesabını sormalıydı.

Karısının yanına kısa bir araba yolculuğunun ardından gelmişti. Arabasından indi ve sevdiği kadının; Okyanus ve Çakıl'ın annesinin yanına doğru ilerledi. Karısının yanına geldiğinde, dizleri titremişti genç adamın. Yere diz çöktü ve toprağından bir avuç alıp burnuna götürdü. Toprağını kokladı karısının. Niye gelmişti adam? Hesap sormaya. Ama ne mümkündü sevdiği kadına sesini yükseltmek. Dili lal olmuştu. Konuşsa ağlayacak durumdaydı. Dudakları titriyordu.

Ama yine de engel olamamıştı dudaklarından firar eden hıçkırığa.

" Ömür. " gözünden düşen yaşla seslendi kadınına. " Ömrüm. Neden? Neden beni bizi bıraktın ki? Bu koca dünya da neden beni yalnız bıraktın ?" Koca adam hıçkırarak sesli bir şekilde isyan edercesine bağırarak ağlıyordu. Güçsüzdü bu kadın karşısında. Öyle bir aşkla kapılmıştı ki ona o akıntıda hızla sürükleniyordu. Farkında değildi ama gün geçtikçe daha bir çöküyordu omuzları.

Arda gözyaşlarını elinin tersiyle silip diz çöktüğü yerden kalktı ve karşısında tüm güzelliğiyle ona bakan sevdiği kadının alnına bir buse kondurdu. Gözyaşlarından etrafı seçemiyordu. Seslice ağlamaya devam etti.

5 CADI 1 DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin