6.Bölüm "İlk gün."(düzenlendi)

11.8K 1.2K 95
                                    

5 Cadı 1 Dadı.

Yazar : Yaren ARAS.

İnstagram : yrn.ars

Bölüm : 6

"Hayat film gibiydi. Garip bir o kadar da gerçekçi."

 "Sevmek ne garip bir şeydi. Bir yandan anlık deli cesaretin verdiği etkiyle dibine kadar korkmadan yaşamaktı. Bir yandan da bir yudum ilgiden iliklerine kadar korkmaktı. Sevgi bir ihtiyaçtı, belki de sırılsıklam muhtaçlıktı hayata. Sevgisiz bir yürek, solmuş bir çiçeğe benzemez miydi? Kopup gitmez miydi hayattan?

Sevgiyle mutlu olmaya ihtiyacı olan o kadar kişi varken biz neden kıymetini bilmiyoruz, duygu dolu gülüşlerin. Peki, bizim ihtiyacımız olan neydi? Nasıl bir sevgiydi? Biz aslında sevgiye muhtaç değiliz. Sadece gözlüklerimiz de bir miktar pus var. Bizi sevgisiyle boğmaya ve bizden de bir damla gülüşe hazır çok kişi var. Ancak biz beklediğimiz histen beklediğimiz sevgiye yanıyoruz. Ölüm biliyoruz sonumuzu. İstediğimiz sevgiye imkânsız diyoruz. Çaresizlik kervanına bir adım da biz atıyoruz. Ama bilmiyoruz işte, asıl mutluluğun asıl sevginin sonu görünmeyen yolda saklı olduğunu bilmiyoruz."

DADI;

Mutluydum. Mutluluktan sabaha kadar ağlamıştım. Asıl ağlamak böyle olurdu. Mutluydum. Artık yalnız olmayacaktım, uğraşmam gereken bir işim vardı. Artık canım da sıkılmayacaktı. Evet, dadı olmayı kabul etmiştim. Böyle güzel bir şeye kim hayır derdi ki? Belki yapamazdım ama deneyebilirdim, denemeliydim. Baktım ki olmuyor, yapamıyorum Arda'dan paramı alır haftalardır aklıma taktığım konuyu açığa çıkarır bu şehri de terk ederdim.

Bugün gidecektim o eve. Dadı olacaktım. Korkmadan, pes etmeden çabalayacaktım. Pes yakışmazdı zaten bana... Başımı eğmeyecektim. Arkamı dönüp gitmeyecektim.

Ben bu konularla boğuşurken akşam olmuş, karanlık sokaklar meydana çıkmıştı. Ay tüm ihtişamıyla yüzümde parlıyordu. Hafif bir tebessüm ettim. Ellerimle başımı iki yandan sıkıca tutup titreyen bedenimi sakinleştirmeye çalıştım. Hayatımda hiç olmadığım kadar heyecanlıydım, korkuyordum. Sabaha kadar korkmayacağım demiştim oysa. Kendimi cesaretlendirmeye çalışıp aklımdan geçen cümleyi dilimle ikrar ettim.

"Ne demişler erken giden yol alır gitmeyen yolda kalır." Kurduğum cümlenin anlamsızlığını fark ettiğimde bir kahkaha patlattım. "Ne diyorum ben ya." Deyip kafamı salladım ve ayağa kalktım oturduğum koltuktan. Gitme vakti gelmişti. Dört saattir hazır bir şekilde beni bekleyen bavulumu elime alarak kapıya doğru ilerledim. Arkamı dönüp unuttuğum bir şey var mı diye baktım, her şeyin tamam olduğunu anladığımda odanın kapısını açıp dışarı çıktım. Otel müdürüne artık kalmayacağımı belirterek çağırdığım taksiyi beklemeye başladım. Taksi önümde durduğunda hiç vakit kaybetmeden bindim ve taksinin hareket etmesiyle beni bekleyen görevime doğru heyecan ve titreyen bacaklarımla ilerlemeye başladık.

Bana bir ömür gibi hissettiren araba yolculuğunun sonunda istediğim istikametteydim. Arda'nın evinin önünde! Kapı bana bakıyordu, ben kapıya. Elim zile gidiyor ama dokunamıyordum. Kalbimin sesi kulaklarıma kadar geliyordu. Duymazlıktan gelmeye çalıştıkça bu seferde beni titreyen bacaklarım strese sokuyordu. Ne vardı bu kadar korkacak? Alt tarafı beş tane çocuk bir de baba. En fazla ne kadar zor olabilirdi ki?

Elimi kaldırıp zile uzattım, yine basamayacağım titreyen ellerimden belli oluyordu. Basamamıştım da zaten. Bir sıfır yenik başlamıştım her zaman ki gibi. Bu korkaklık çok fazlaydı. Sinirle ayağımı yere vurup arkamı döndüm, kaçıp gidecektim. Yapamıyordum işte. Niye uğraşıyordum ki boşuna? Kafama sertçe vurup geri döndüm, kapıyı kırarcasına yumruklamaya başladım. Şu anda tam bir deliye, aklını kaçırmışa benziyordum. Yaptığım hareketin saçmalığının farkına vararak geri çekilecekken açılan kapıyla dengemi kaybedip, kapıyı açan kişinin üstüne düşmüştüm.

5 CADI 1 DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin