9. Bölüm "Sorular"(düzenlendi.)

9.8K 897 81
                                    

5 Cadı 1 Dadı.

Yazar: Yaren ARAS.

İnstagram : yrn. ars 👧

Bölüm : 9 (DOKUZUNCU BÖLÜM)

 "Hani derlerdi ya mutluluk bu diye. Neydi bu mutluluk bilen var mı?"

Mutluluk... İnsan en ufak şeyden bile mutlu olurdu ya; öyleydi gerçekten. İnsan mutluluk nedir bilmezdi. Hiç merak etmezdi mesela. Gülüyorsa mutlu ağlıyorsa mutsuz sanırdı kendini.

Arda ben ve çocuklar saatin geç vaktine kadar eğlenmiş sonunda yorulduğumuzda koltuklara çökmüştük. Oyunun bitimine Okyanus ve Çakıl itiraz etse de yorgun oldukları için oturdukları koltuklarda uyuya kalmışlardı. Toprak ve Kumsal sessizce halıyla bakışıyor Arda ise elindeki oyuncak tabancaya bakarak gülüyordu.

Sessizliğimizi bozan Arda'nın karnından çıkan isyan sesleriydi. Ortamda ki sessizlikten hoşnut olmadığımı belli etmek amacıyla yerimde kıpırdanmıştım ama benim bu girişimimi Arda'nın guruldayan midesi bastırmıştı. Neredeyse üç dört saattir oynuyorduk. Adamın acıkması normaldi. Saate baktığımda epey geç olduğunu fark ettim ve oturduğum yerden kalkarak boğazımı temizledim. Çocukların yatma vakti gelmiş ve kapıyı çalmıştı.

"Çocuklar önce banyo sonra yatak. Ben de babanızın karnını doyurayım. Yoksa bu gidişle bizi yiyecek."

Çocuklar kıkırdayarak ilk defa! Sözümü ikiletmeden yukarıya çıktılar. Şaşırsam da belli etmedim. Toprak Kumsal ve Deniz odalarına çıkınca Arda'ya dönerek uyuyan ikiliyi gösterdim. Okyanus'u Arda, Çakıl'ı da ben kucaklayarak odalarına doğru ilerledik. Onları yataklarına koyduktan sonra hızlı adımlarla mutfağa indim.

"Demek sizi yiyeceğim öyle mi?" Merdivenlerde kısık sesle konuşan Arda'ya gözlerimi devirdim. Allah aşkına bu adam ne zaman büyüyecek?

"Sadece bir şakaydı Arda Bey. Ben mutfağa gidiyorum."

Arkamdan homurdanan Ardayı duymazlıktan geldim. Yok, be şaka yaptım. Duymamıştım zaten. Yazmak için konuşuyorum! Yine iğrenç bir cümle ve ben! Alkış. Mutfağa girip, yani içerisine giriş yapıp, kadınbudu diye adlandırdığımız yemeği tabağa doldurdum ve yemek masasının üzerine koydum aynı şekilde yanına bir meyve suyu, su ve ekmek.

"Arda Bey buyurun."

Arda mutfağa giriş yaptığında aman Allah'ım dedim bu adam neden çıplak? Saçı başı dağınık? Neden damlalar akıyor... Yor... Yor... Bir anlık reflekse ellerimle gözlerimi kapadım. Edepsiz adam. Sonuçta genç bir bayanım ayıp değil mi? Bu arada amma meraklısın yaşım yirmi dört.

"Ne zaman büyüyeceksin?" Hey bu benim repliğim! Hırsız.

"Ben yeterince olgun bir insanım Arda Bey ve eğer insan büyüdüğünde edepsiz olacaksa hiç büyümeyeyim." Vuhu laf çarptım. Vallahi ben çarptım. Nah bir sağdan bir soldan bir- Ne saçmalıyorum!

"Yemeğin adı ne ?" Höst ebenin güveci dana işte dana. Ona dana dememin tek nedeni öküz kadar gelişmemiş olması. Gelişmiş derken vücut olarak değil yani. Gayetle gelişmiş yani- Hey ne çok saçmalıyorum. Biri beni sustursun! Ben saçma düşüncelerimi azarlarken Arda elinde tuttuğu tişörtü giyindi. Abe gâvurun oğlu ilk baştan neden giymiyorsun.

Sandalyeye oturduğu gibi tabağı önüne çeken Arda'ya bakmadan bir sandalyede kendim için çekip yaslandım.

"Kadınbudu."

"Sebep?"

Sadece saçmalayan ben değilmişim demek ki. Bu soru nasıl soru? Yemeği didikleyen adama ne yapıyorsun diyemedim tabi ki. Ya sana ne derse! Dana çünkü der mi der.

5 CADI 1 DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin