Gün ikindiye yaklaştığında hazırlıklar artmıştı. Bir kenarda bekleyen develere çıkın çıkın azık, kırba kırba su yüklendi. Develerin üzerinde mahfeler vardı. Minyatür bir gölgelikti âdeta bunlar. Diğer develerden rengiyle hemen ayrılan beyaz bir devenin üzerindeki mahfe rengârenk boncuklarla, püsküllerle süslenmiş, her yeri çeşit çeşit dokuma kumaşla kaplanmıştı. Devenin boynuna da aynı boncuklardan takmışlardı.
Bembeyazdı deve. İri siyah gözleri, o güzel gözlerini çevreleyen upuzun kirpikleri vardı. Oldukça asil bir duruşa sahip olan bu hususi deveyi uzun uzun inceledi Zülzine. Amir onun gözlerini deveden alamadığını fark etmişti.
"Çok mu beğendin Zülzine? O benim devemdi. Adı Sakin... Şimdi senin için hazırlanıyor. Onu sana verdim."
Hiçbir şey demedi kız. Ne sevindiğini belli etti ne de aksileşti. Sustu, öylece izledi.
Kavurucu sıcak hafifleyip güneş hararetini kaybettiğinde, hazırlanan küçük kervan hareket etti. Köyden ayrılırlarken iri yarı, elleri dirseklerine, ayakları da eteğinden görüldüğü yerlere kadar kınalı olan, yüzü dövmeli, kolu boynu altın dolu bir kadın Zülzine'ye, üç top sırma işlemeli kumaş, üç kat parlak renkli kıyafet, bir çift süslü ham deri sandalet, biraz kına, bir de kalın bir gümüş gerdanlık verdi.
Kadın, bunları önce onları geçirmek için toplanan halkının görmesi için havaya kaldırıyor, sonra da kumların üzerine yaydığı işlemeli bir kumaşın üzerine düzgünce katlayarak yığıyordu.
En sonunda hepsi gösterildi bitti, kumaş bohça yapılıp Zülzine'nin eline verildi.
Zülzine her ne kadar konuşulanları anlamasa da, bunların düğün hediyesi olduğunun farkındaydı. Gözyaşlarını tutamadı. Yanaklarından süzülüverdiler. Ağladığını fark eden bedevi Zülzine'nin yanına yaklaşıp müşfik bir sesle teselli etmeye çalıştı.
"Lütfen ağlama."
Mahzundu Zülzine. Sitemle konuştu:
"Beni de akranlarım gibi evimden dualarla, şarkılarla alacaktı gelin alayı. Çocuklara para saçılacak, serin şerbetler dağıtılacaktı misafirlere. Senin yüzünden artık hiçbir şey istediğim gibi değil. Neden beni her şeyden mahrum ediyorsun?"
Cevap veremedi, suskunca onu devesine bindirdi adam. Kervan iki yana sallana sallana yola çıkarken bir anda zılgıtlar yükseldi arkalarından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zülzine(KİTAP OLDU)
Любовные романы"Nereye gidersen git, arar bulur seni! İnsan kaderinden kaçabilir mi?" Ak köpüklü mavi sularıyla Akdeniz'in kıyısında, Sahra Çölü'nün hemen kuzeyinde, kara kıtanın denizle buluştuğu yerde, sarı bir kumaşın üzerine iliştirilmi...