Bölüm 6

827 33 2
                                    

    Zülzine bir an kafasına balyoz yemiş gibi hissetti.Duyduklarına inanamayarak kadının yılların nakşıyla kırış kırış desenlenmişyüzüne baktı kaldı.

"Seni gönderemem. Söz aldı benden, bana yemin ettirdi."

Mahbube Ana'yı geçip gitmek kolaydı, ama Zülzine adamın dışarıda olmasından korkuyordu. Yaşlı kadın, kalabalık olduklarını söylemişti. Zülzine içeri dönüp sedire çöktü.

"Neden beni bırakmayacakmışsın peki? Korkuyor mu hâlâ?'

Mahbube Ana gülümsedi. Başını iki yana salladı.

"Ah, saf kalpli kızım! Hâlâ anlamadın mı? Seni kendine eş alacakmış!"

Zülzine duydukları karşısında oturduğu yere alev salmışlar gibi zıpladı.

"Ne? Mahbube Ana! Bir de gülüyorsun! Ben sana güvendim de, kapını çaldım! Bu yaptığın dostluğa sığar mı? Halam beni sorunca ne diyeceksin?"

Kadının yüzü asıldı. Bir müddet düşündü. O da ne yapacağını bilemiyordu.

"Haklısın, ama ne karşılaşacağınızdan haberim vardı ne de işlerin bu yola döküleceğinden. Şimdi ona verdiğim sözden dönemem artık."

"Annemin yadigârıydın sen. Onun dostu bilirdim seni. Şimdi bana yaptığına bak. Yazık! Onun da hatırı kalmamış."

Zülzine annesini anınca, yaşlı kadının gözleri yaşardı. Bu duygusallık genç kızı umutlandırmıştı.

"Mahbube Ana! Bak, sen beni kapıdan bırakma. Sözünü tutmuş ol. Ben buradan kaçarım, ama ne olur, ona hemen haber verme. Azıcık müsaade et de uzaklaşayım."

Yaşlı kadın daha fazla karşı koyamayacağını anlamıştı. Zülzine hiç vakit kaybetmeden pencereye yaklaştı. Sokak iki adam boyu aşağıdaydı. Uzun boylu düşünecek zaman yoktu. Besmele çekip kumla kaplanmış sokağa fırladı.

Mahbube Ana arkasından baktığında, genç kızın Hammamet evlerinde dolaşanlakabına yaraşır bir şekilde, âdeta bir çöl gazalı gibi sekerek gittiğini gördü.



Zülzine(KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin