"Ella yavaş ol !" kardeşinin bağırmasını önemsenmeyecek kadar çok mutluydu. Koşu hızını biraz daha arttırarak ormanda koşmaya başladı. Evan arkasından koşarak kadını belinden tuttu ve etrafında döndürdü. Ella kahkahalar eşliğinde dönerken Paul yaşlı dedeler gibi söylene söylene koşmaya çalışıyordu.
Evan kadını yere indirerek ellerini beline yerleştirdi."Sakin ol.." burnunu öperek dudaklarını alnına yerleştirdi.
"Yeniden doğmuş gibiyim."
Evan erkeksi bir kıkırdama ile sevdiği kadının güzel ,kırmızı dudaklarını öptü.
"Zaten öylesin.""Şunu açıklığa kavuşturuyorum. Siz vampirsiniz ve ben değilim. Tanrı aşkına beni de düşünün ! Karnına dikkat et demekten de bıktım ! Ve sen küçük vampir gücünü ve hızını kontrol et." sesi sonuna doğru gülerek çıkmıştı. Ella kıkırdayarak kafasını salladı.
Daha dün ölmesine rağmen vampir enerjisine dua ediyordu. Aklına vurulduğu zaman gelince yüzünü burusturdu.Karnına sancı girince inleyerek iki büklüm oldu. Evan onu hemen kucağına alarak küçük bir bebek gibi yatıştırmaya çalıştı. Alix ve Hill de yanlarına gelince cimenlere oturarak ,temiz havanın tadını çıkardılar.
Ella yerinden kalkarak Evan'a bir bakış attı. Evan kaslarını kaldırarak elini ensesine götürdü ve utanarak güldü. Ella yaptığı bu harekete kahkaha atarak elinden tutup kaldırdı.
"Şelaleye kadar yarış ?"
"Tanrım El ! Sen beni ne zaman dinleyeceksin ?!" kardeşinin sesi kulaklarını çınlatınca ,gözlerini devirdi.
"Ah hadi ama Paul ,lütfen sadece bir kere."
Paul olumlu anlamda gözlerini devirerek bakışlarını Alix'e yöneltti. Ella hile yaparak şelaleye doğru koşmaya başladı. Evan gulerek kadının peşinden koştu.
Ilık rüzgar tenini oksayarak gözlerini kapattı. Evan hem koşuyor ,hem de gözlerini güzel avcıdan alamıyordu. Ella şelalenin aşağısına bakarak geriledi ve suya atladı. Evan hız kesmeden suya atladı.
Sudan çıkarak birbirlerine baktılar. Evan kadına yaklaşarak tek hamlede kucağına aldı. Ella dengede durmak için ellerini omuzlarına yerleştirdi. Evan kadını böyle görünce dayanamayarak dudaklarını öpmeye başladı.
Isırıyor ,emiyor ,öpüyordu.
Bu sefer Ella ondan önce davranarak dudaklarını vampirin boynuna götürdü. Evan hazırlıksız yakalanarak titremesine engel olamadı. Ella dişlerini çıkartarak boynunu ısırınca Evan inleyerek kadını daha da kendine bastırdı.
Köprücük kemiklerini emerek tekrar boynuna yöneldi."Dur.." Evan'ın boğuk ve zoraki sesini duyan Ella gülümseyerek alnını öptü.
Evan nefesini kontrol ederek kadını kucağına aldı ve sudan çıktılar. El ele tutuşarak evlerine doğru yol aldılar.***
Paul kıpırdanarak kızgın gözlerle kardeşine baktı.
"Senin buraya gelmemen gerekiyordu." fısıltı şeklinde bağırmıştı. Ella ise kolu uyuştuğu için hafif kıpırdanarak kardeşine baktı "Nedenmiş ?"Paul sıkışık yerde kolunu kaldırarak kardeşinin kafasına vurdu.
"Daha dün ölen bir insan için yatıp dinlenmen gerekiyor."Ella sadece gözlerini devirmek ile yetinerek kapıyı açtı. Karşısında gördüğü kadın ile eliyle yüzünü sıvazlayarak gökyüzüne baktı.
"Tanrım sen beni bunlarla mı sınıyorsun ?"Paul ise düşerek Ella'nın ayaklarının dibine baktı. Ayağa kalkarak kardeşinin ne yaptığına baktı ve gözlerini devirdi.
"Bak cadı ,amcamın nerede olduğunu söyle ?"
Siyah saçlı ve mavi gözlü olan cadı dikkatlice Ella'yı inceliyordu.
"Gerçekmiş.." diye kendi kendine fısıldadı. Ella tek kaşını kaldırarak cadıya baktı. Paul ise kardeşinin yanına geçerek silahını sıkıca tuttu."Gerçek olan ne ?"
Cadı biraz daha yaklaşarak Ella'ya tekrar süzdü.
"Çok güzel bir vampir." demesi ile Ella kaşlarını çatabildiği kadar çatmıştı."Kelime oyunlarını bırak ! Sabrım tükenmek üzere." Paul tehdit dolu sesi ile adeta kükremişti.
Cadı sağ kolunu kaldırarak Ella'nın tenine değirdi ve canı yanarak elini hemen çekti."Bu da ne böyle ?"
Paul cadının saçından tutarak onu bağladı ve sandalyeye oturmasını sağladı.
"Neden ona dokununca canın yandı ?" Paul sakin olmaya çalışıyorda ama tabi ki başaramıyordu."O-o dünyanın en güçlü vampiri."
Cadı kekeleyince Ella ona doğru yaklaşarak cadının gözlerine baktı. Cadı adeta büyülenmiş gibi kadına bakıyordu.
"Ne demek istiyorsun ?"
"Dünyanın en güçlü vampirisin."
Paul sabrını tüketerek bıçağını cadının boğazına geçirdi. Ella karnını tutarak eski evden çıktı. Paul cadının başını keserek evi ateşe verdi ve kardeşinin yanına ilerledi.
"Ne demek istedi ?" Ella onun ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu. Aklına bin bir dusunce gelmesine rağmen hepsinin sonucu koca bir saçmalıktan ibaretti.
"Bilmiyorum." diye geçiştirdi Paul. Tekrar az da olsa huzurlu günlerine dönmek istiyordu. Amcasından intikam aldıktan sonra Alix ile çocuk yapıcaklardı. Bu düşünce tekrar aklına gelince sırıtarak Ella'ya baktı. Ella 'ne var ' der gibi kaşlarını çatarak ona baktı.
"Yakında yeğenin olucak." bunu demesi ile koca bir kahkahayı patlattı ve eve girdi.
Ella ona anormal bakışlarını yollayarak göz devirme isteğini bir kenara bıraktı ve eve girdi.Paul kapıdan dönerek kardeşine çarptı. Ella tekrar değişik bakışlarını ona yollayarak kollarını göğsünde birleştirdi. Paul onun güzel kokusunu içine çekerek "Vampir olduğun an ceset gibi kokacağını zannetmiştim."
Ella gülümseyerek cadının dediği şeyi tekrarladı.
"Ben güçlü vampirim ve özelliklerim çok fazla."
Paul gülerek başını salladı ve içeri girdi. Ella ise bunu araştırmak için kütüphanenin yolunu tuttu.