Ella sinirle merdivenlerden inerek kardeşine baktı. Paul ona bakınca gulmemek için eliyle ağzını kapattı.
"Gerçekten mi ?" diye sordu Ella kendini göstererek "Gerçekten bu saçma elbise planın parçası mı ?"
Paul sonunda dayanmayarak gülmeye başladı.
"Aynı prensesler gibisin kardeşim." diyerek yanaklarını sıktı. Ella hızlıca ellerine vurarak uzun elbisesinin eteklerini kaldırdı. Hill papyonunu düzelterek içeri girdi. Ella'yı gorunce olduğu yerde kalıp seslice yutkundu."S-sen çok güzel olmuşsun." Ella gülümseyerek ona baktı. Hill ilk defa onu böyle görüyordu.
Alix zıplayarak iceri girdi ve Paul'un kucağına oturdu. Paul gülerek kucağında tuttu ve öptü.
"Ben nasıl olmusum ?"
Paul kendi etrafında döndürüp "Çok güzelsin." dedi ve alnından öptü. Evan da içeri gelince Ella'nın belini sıkıca tuttu. Ella bıkkın bir şekilde kardeşine bakarak "Hadi şu cadıları ve şeytanları öldürelim." diyerek bacağının yırtmacını açtı ve çorabına bıçağını yerleştirdi. Evan ıslık öttürerek ona bakınca Ella kıkırdamıştı.
Bir görev için şehrin en ünlü partisine gideceklerdi. Şeytanlar ve cadılar için yeteri kadar yemek oluyordu.
"Durun." diyerek bağırdı Paul. Herkes ona dönünce devam ederek "Bu parti yapılacak her şato. Ve bu şato avcının evi. Yani bazı sorunlarımız var. Eve girince bir sorun yok ama biz bahçede olacağımız için bu avcının bahçesi labirent-"
"Ne ? Fare gibi oradan oraya koşturacak mıyız ?!" diye bağırdı Ella.
Paul gülerek ona baktı.
"Bağırma Ella."Ella gözlerini devirerek evden çıktı. Evan da gülerek onun peşinden gitti.
***
Ella elindeki şarabı yudumlayarak etrafına bakıyordu. Bu ortamda bulunmaktan hiç hoşnut değildi. Evan ona gülümseyerek gelince az da olsa morali yerine gelmişti. Ella'nın belini tutarak kadının dudaklarını nazikçe öptü."Birini buldun mu ?"
Ella kafasını sallayarak elindeki bardağı masaya koydu. Ellerini Evan'ın göğsüne yerleştirerek kulağına doğru "Sağ tarafında kapının yanında. Saatlerce onu izledim ve o bir şeytan." diyerek Evan'ın boynunu öptü. Evan kendini tutarak kadının tarif ettiği yere baktı.
Bir kadın dikkatlice etrafı süzüyordu. Arada garip hareketler yapmayı da ihmal etmiyordu. Evet kesinlikle bu kadının içinde bir şeytan vardı. Kadın yavaşça yanlarından geçerek Evan ile göz göze geldi. Evan bakışlarını çevirerek Ella'nın belini daha da sıktı.
Ella derin bir nefes alarak ondan ayrıldı ve bahçeye doğru ilerledi. Her ne kadar o labirent türü bahçeye girmek istemiyordu ama bunu yapması gerekiyordu.
Orası en büyük yemek hazineleriydi. Çoğu insan cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için o bahçeye gireceklerdi. Başını sallayarak Evan'a baktı. Seri adımlarla kadını takip ediyordu.
Ella yolları kaybetmemeye çalışıyordu ama beceremedi. Vampir hızını kullanarak koşmaya başladı ve şeytanın önüne geçti. Kadın ona bakarak kokladı ve tısladı.
"Ella Carter ! Seni görmek benim için bir şereftir." diyerek eğildi ve selam verdi.
"Kibarlığın çok hoşuma gitti." alayla konuşarak şeytana baktı. Karşısındaki kadın onu iyice süzerek kaşlarını çattı. Arkasına dönerek Evan'ı selamladı.
"Ve sevgilini de." Evan alayla gülerek kadının kollarını tuttu. Şeytan kendisini ortaya çıkartarak bağırmaya ve bacaklarını ileri geri sallamaya başladı. Ella çorabından çıkarttığı bıçağı alarak kadının boğazına sapladı. Evan bedenini yere atarak yüzünü sildi.
"İğrenç." diyerek öğürdü. Ella tam birşey diyeceği sırada karşısında gordugu şey ile donup kalmıştı.
"Ella hemen gitmemiz gerekiyor." diye kadını sarstı. Onlarca şeytan karşılarında duruyordu ve onlar sadece iki kişiydiler. Savaşmaları ve kazanmaları imkânsızdı.
"Ella !" diyerek kolunu tuttu vampir. Ella dengesini koruyarak koşmaya başladı ama elbiseden dolayı rahat olamıyordu. Evan elinden sıkıca tutarak önce sola saptı. Yeşil ağaçlardan ve çiçeklerden birşey gözükmüyordu ama şeytanların sesini duyuyordu. Kadının elini tekrar kavrayarak sağa saptı. Ella ise eteklerine dikkat ederek koşmaya çalışıyordu.
"Kaçamazsınız !" önlerini kesen bir erkek ile durmak zorunda kaldılar. Adam elindeki demir sopayı kaldırarak sırıttı. Evan ,avcıyı arkasına alarak adama baktı. Adam hızla koşarak onlara doğru gelince Evan da koşmaya başladı. Sağ yumruğunu kaldırarak çenesine vurdu. Şeytan yere düşerek inledi. Evan hemen elindeki demir sopayı alarak başını kesti. Bunu yaparken nefesini tuttu ve kafasını başka bir yöne çevirdi. İleri de kocaman bir havuz görünce aklına parlak bir fikir geldi.
"Nefesini kaç dakika tutabilirsin ?" kadının elini tutarak koşmaya başladı. Ella hem koşuyor hem de sorunun cevabını bulmaya çalışıyordu.
"Bilmiyorum. Sanırım çok." deyiverdi. Evan hınzırca sırıtarak kadını kucağına aldı ve havuza doğru koşmaya başladı. Ella onun ne yapacağını anladığı an lanet okumaya başladı. Etrafta görünmemek için havuzun dibinde kalıcaklardı. Evan hızlı koşarak suya atladı.
Suyun dibine yüzerek Ella'ya baktı. Ay ışığı kahverengi saçlarına vuruyordu. Ella hızlıca yüzerek ona sarıldı. Evan onu tutarak bir müddet beklediler. Ella daha fazla dayanmayarak yüzeye yüzdü ve öksürerek etrafına baktı. Evan da havalı bir şekilde yüzeye çıkarak kadına baktı. Elbisesi tamamen vücuduna yapışmıştı ve Evan yine kendini zor tutuyordu. Kadını kendine çekerek yüzüne nefesini verdi. Ella ürpererek yakalarını tuttu. Evan kalçasından tutarak onu öpünce Ella zaman kaybetmeden dolgun dudaklarını emmeye başladı.
"Biz burada şeytanlarla savaşalım ,bunlar koklaşsın !" Paul'un sesini duyar duymaz ayrılarak ona baktı. Üstü başı kan içinde onlara bakıyordu. Alix ve Hill gulerek onlara bakıyordu. Ella utanç ile hızlıca havuzdan çıktı. Soğuktan donuyordu. Evan hızlıca onun yanına giderek sarıp sarmaladı.
"Hepsi öldü mü ?" diyerek ortamın soğukluğunu dağıtmaya çalıştı Evan.
Paul usulca başını sallayarak "Evet ,hepsi öldü." dedi ve yürümeye başladı. Alix de kardeşini kendine çekerek yürümeye başladılar. Ella ortada kalınca derin bir nefes alarak Hill'e baktı. Hill gülüp ,ceketini kadının omuzlarına bıraktı.
"Teşekkür ederim." fısıldayarak mahcup bakışlarını ona yolladı. Hill başını sallamak ile yetinerek yürümeye başladı. Ella da zaman kaybetmeden ilerledi.