Kalbimin Sahibi

"Dondurma"

Genç kızın gülümsemesi yüzüne yayılırken söylediğini tekrar söylemesi için sordu?

"Benden uzak kalamıyor musun?"

Kekelemediği için mutlu olurken Buray'ın sesiyle tüm sevinci kayboldu.

"Hayır, yanlış anladın. Şey her neyse işin bittiyse çık ben de uyuyayım"

Ağzından nasıl çıktı bilemiyordu ve bir şekilde döndürmeliydi yoksa Almira çok yanlış anlayacaktı.
Tacı soracaktı, ağzından istemsiz o kelimeler dökülmüştü.

Genç kız hayal kırıklığıyla bavuldan kıyafetlerini aldı ve hiçbir şey söylemeden kapıyı çarpıp çıktı.

Buray, elindeki tacı tekrar fark edince sıktı, çıt sesi gelince baktı ve

"Siktir"

Dedi. Kızın tacını kırmıştı. Bir çiçeği kopmuştu ve taç parçalara ayrılmıştı. Gerçi hala neden onu yanın da taşıdığını da merak ediyordu ama bugün kendini biraz daha batıramazdı. Çiçekleri ayırıp yatağa koydu ve tekrar birleştirmeye çalıştı. Aklına uçuruma gittikleri gün geldi, genç kız ne kadar da mutluydu. Galiba o gülüşü kendine inandıramasa da seviyordu. Bir kızı mutlu etmeyi ilk defa gönülden isteyip sıcak gülümsemesini ortaya çıkarmak istiyordu.

Tacı eski haline getirince yanındaki komidine koydu ve gözlerini kapatıp kendini uykuya teslim etti.

Sabah aşağıdan Almiranın mırıldanışları geliyordu, şarkıya kaptırmıştı kendini genç kız. Sofrayı tamamladıktan sonra arkasını döndü ve Burayla burun buruna geldi. Almira şaşırsa da geri çekilmedi, Buray da geri çekilmedi. Odada sadece nefes alış veriş sesleri duyuluyordu. Bu düzeni bozan sandalye sesi oldu.
İki gençte yanlarına baktıklarında tabağına zeytin yerleştiren Egemenle karşılaştılar. Almira hemen gidip yanına oturdu ve bedenini ona çevirerek sordu

"Ege, iyi misin? bitkin gözüküyorsun"

Egemen aldığı zeytinin bir tanesini ağzına atarken başıyla genç kızı onayladı aynı zamanda cevap da verdi.

"Açım Almira, yemek yersem iyi olacağım."

Almira

"Haklısın"

dedi ve Egemenin tabağını doldurmaya başladı. Egemen kaşlarını çatıp genç kıza 'ne yaıyorsun?' der gibi bakınca Almira omuz silkip

"Kaç gündür açsın, bunların hepsi bitecek"

Dedi ve çatalı Egemene uzatıp gülümsedi. Egemen genç kıza bir şey demedi ve çatalı alıp yemeğini yemeğe başladı. Gerçekten çok açtı hayır diyecek gücü bile yoktu.
Dün rüyasında babasını görmüştü, babası ona öldüğü için kendini yiyip bitirmemesini, yemek yemesini, ortalıkta mutsuz yüzü solgun gözükmemesi için uyarmıştı. Güçlü durmasını istediğini ona güçlü durmayı öğrettiğini ve bunu şimdi de devam ettirmesini söylemişti. Egemen de sabah uyanınca rüyanın etkisinde kaldı ve babasının sözüne uyarak bir şey olmamış gi davranıp, güçlü duracağına söz vermişti.

Üçü beraber yemeklerini yediklerinde sonunda erkekler içeri geçtiler genç kız ise bulaşıkları bulaşık makinesine yerleştirdi ve içeri geçti.
Erkekler oturmuş bir spor programı izliyorlardı. İkisi de konsantre olmuş etafla ilişkilerini kesmişlerdi. Almira da yukarı çıkıp bavulundaki eşyalarını dolaba yerleştirmek için eşyalarını çıkarttı. Gözleri komidindeki taca çarpınca elindekileri bırakıp yatağa oturdu ve tacı eline aldı. Dün Buraya ona iyi ki bir şey sormamıştı çünkü söyleyecek bir şeyi yoktu. Söylememesi işine gelmişti. Tacı biraz daha incelediğinde küçüldüğünü fark etti. İyice inceleyince bir tane çiçeğin eksik olduğunu gördü. Etrafına bakındı ama çiçek göremedi. Tacı eski yerine koyup bavulundan eşyaları çekti ve dolaba yerleştirdi.