"Ben senden neden uzak kalamıyorum"

3.7K 199 25
                                    

Sorduğu sorunun cevabını kimse bilmiyordu, herkes birbirinden bir şeyler saklıyor, sonuca varamamalarını sağlıyordu.

"İnan ben de bilmiyorum"

Dedi Ayberk. O da üzgündü, onun yüzünden bir kız ölmüştü, ama kendi suçsuzdu. Bunu insanlara kanıtlamak zordu. Aylarca katil damgası yemişti ve bu insanı ister istemez mutsuz ediyordu. Ayberk bunların hepsini çekmişti. Artık suçsuz olduğunu söyleyip bu ağır yükü uzerinden kaldırmalıydı.

Bunca zamanın verdiği yorgunlukla sesinin güçsüz çıkmasına engel olamadı

"Onu ben öldürmedim Buray"

Buray bugün duyduğu şaşkınlıklarla daha fazla ayakta duramadı ve arkasındaki koltuğa oturdu. Düşünüyordu, olanları, yaşananları, ona neden yalan söylenildiğini, Melisanın kendini neden öldürmek istediğini? Düşünüyordu ama bulamıyordu. Sorular beynini kemiriyordu ve eğer bulamazsa çıldıracaktı.

Bir yerden başlayıp toparlamalıydı, belki gerçekleri yakalayabilirdi. Kafasını kaldırıp Ayberk'e baktı ve soruların başından başladı

"O gece tam olarak ne oldu?"

Ayberk derin nefes alıp hiçbir yeri atlamadan anlattı.

"O gece bardan çıktım, arabama binip eve gidecektim. Bindim tam arabayı çalıştıracakken kapı açıldı ve yolcu koltuğuna Melisa bindi. Şaşırdım 'Ne istiyorsun?' dedim 'sadece sür' dedi, sürdüm bende. Anayoldayken 'artık konuş' dedim ,direksyona atladı sağa sola rastgele çevirmeye başladı. 'Dur ' diye bağrıdım durmadı en son sağ elini kalbine koydu ve gözlerimin içine bakarak 'bu artık fazla durdu, size bağışlamalıyım' dedi ben daha neyi bile diyemeden Melisanın çığlığını duydum gerisi ise karanlık. Bir ara hastaneye kaldırırken gözlerimi açtım, Melisa hastaneye kaldırılıyordu. Onun hastaneye gittiğine eminim Buray, cesedi benim arabamdan çıkmadı."

Buray gözleri dolmuş bir şekilde dinliyordu. Sonunda derin bir nefes alıp elinin tersiyle gözlerini sildi ve hızla kalkıp evden çıktı.

Arabasını her zaman gittiği uçuruma sürdü. Bir kayalığa oturup etrafı incelemeye başladı. Boş bakıyordu, Melisanın onu bırakıp gitmesini her ne kadar saçma bulsa da inanmıştı Ayberk'e. Neden yalan söylesin ki? Zaten Melisa kendini terk ettikten sonra ölmüştü belki de bunların hepsi bağlantılıydı.

Koca bir 'off' çekti ve sinirle ayağa kalkıp kayalığa tekme atmaya başladı. Ardı ardına attığı tekmelerin arasında bağırıyordu.

"Lanet olsun, lanet olsun, lanet olsun!"

En son durup saçlarını çekiştirmeye başladı ve bir kere daha

"Lanet olsun!!"

Dedi. Sakinleşip; derin nefes alarak, nefesini düzene sokmaya çalıştı. Yapmıştı, onu bırakıp gitmişti ve o onu düşünmeyen biri için artık üzülmeyecekti. Melisa sadece kendini düşünen bencilin teki diye kendini avuttu ve unutacağına karar verdi. Zor olacaktı, yavaş, acılı, mutsuz. Ama bitecekti ya sonunda, o da artık mutlu olacaktı.
Bir an aklına Almira geldi, biraz düsününce Almirayla yaşadığı o bir kaç dakikalar nedense Melisayla olduğu zamandan daha mutluydu. Daha içten gülüyordu. Melisa nadir gülerdi o yüzden Buray da nadir gülerdi. Ama Almira geldiğinden beri hep gülüyor sebepsiz yere gülümsüyordu.

Bu gün Melisa onun için bitmişti, kalbinde yeri olacak mıydı ? İstemese bile orda onun izi vardı ama o iz zamanla sikinecekti, bunun için çabalayacaktı.

Tekrar arabaya binip Egemen'e doğru sürdü.

********

Kapının çalınması ile elindeki kaşığı bırakıp kapıyı açmaya gitti genç kız. Kapıda Buray'ı beklemiyordu ama terbiyesizlik olmaması için kapıyı açık bıraktı ve tekrar mutfağa yemeğine döndü. Arkasından Buray da gelince dönüp sordu

Kalbimin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin