Z.10

51 13 0
                                    

Evet arkadaşlar Kuzey ve Yaprağın ağzından yazacağım son bölüm umarım beğenirsiniz.!
Hadi başlayalımmm..

Kuzeyin Ağzından

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasında olduğumu anlamak zor olmadı. Odadaki yoğun ışık gözümü alıyordu. İlk dikkatimi çeken şey saat olmuştu.
Oha kış uykusuna yatmışım mübarekk!! 8 saat uyku mu olur be Kuzey tırmı geçti üstü- Yaprak?!
Yaprak ?? Aklıma geldiği gibi yatakta oturur pozisyona geldim. Kolumdaki serumu çıkardım ve hastane önlüğü yerine üstüme tişörtümü ve pantolonumu geçirdim. Ayakkabılarımı da geçirdikten sonra odadan çıkmak için açacaktım ki! Başıma ve iğneli koluma fecci bir ağrı saplandı. Bir iki dakika ayakta durduktan sonra kapıyı açtım. Boş koridorda yalnızca Selen'in ağlayış sesi yankılanıyordu. Yaprağım ? Kızılım ? Ne olur düşündüğüm şey olmasın Allahım lütfen!!!

İlerlemeye başladım. Beni ilk fark eden Ares olmuştu. Yanıma geldi ve:

- Kuze...
- Yaprak nerde Ares? Kızılım nerde?
- 4 Saat önce ameliyathaneden çıktı. Doktor durumunun kritik olup herşey Yaprağın eline bağlı olduğunu söyledi. Son kez Selen ve Serin ona baktılar. Şimdi ise odaya almıyorlar.
- 4 saat öyle mi?
- Evet ayn....
- Ben kaç saattir uyuyorum lan Kızılımın kokusunu içime çekemeden daha kaç saat uyumam gerekiyor Ares ? Bu saatten sonra kimse bana sakinleştirici vermeyecek anladın mı Ares hiçkimse!!!
- Ne bağırıyorsun lan dana anladık tamam yok sakinleştirici falan!! Gel Yaprağı görmek istiyormusun?
- Mal mısın ne biçim soru lan bu tabii görmek istiyoruz herhalde!!

Ares söylene söylene söylene beni cam ile kaplı odanın önüne getirdi ve:

- İşte Kızılın !!

Hayır değil orada makinelere bağlı olarak yatan benim Kızılım olamaz !!

Beyaz teni iyice beyazlamış aynı bir buz kütlesine dönmüştü adeta ! O yeşil gözleri kapalı olarak yatan benim Kızılım öyle mi? Nerde bana karşı çıkan utanınca kızaran, kızınca kollarını yırtarcasına kaşıyan kız nerde?
Kızılın en güzel tonu olan saçları güneşten mahrum bırakılmış bir çiçeğe dönmüş. Yaprakları solmuş adeta...

Bu manzara yere doğru çökmeme neden olmuştu. Kafamı dizlerime vurarak haykırırcasına bağırmaya başladım :

- Benim yüzümden lan hepsi , herşey benim yüzümden...
Yanımda bir çift ayak durdu. Bu bende kafamı kaldırma isteği uyandırdı. Selen yanımda dikilmiş o kadar boş bakıyordu ki! Sanki beni tek bulsa oracıkta öldürebilirmiş gibi... Selen yakamdan tuttu ve ayağa kaldırdı. Aslında ben kalktım ama hadi neyse konumuz o değil!!
Ayağa kalktığım gibi Selen suratıma tokat atmıştı. Yana savurulan başımı kaldırarak ona döndüm ve :

- Bir daha vur ! Vur lan vur Yaprağın canı bu kadar mı yandı? vursana Selen! Hadi !

Selen hiç düşünmeden bir tane daha indirdi suratıma. Sonra konuştu ve :

- Eğer .. eğer Yaprağa, Kardeşime birşey olursa seni hiç düşünmeden öldürürüm anladın mı? Sen onu..onu sevmediğin için o halde gerizekalı hiç mi bir şey hissetmedim ha? Hiç mi ?

Diyerek Ardanın boynuna sarılıp ağlamaya başladı. Bende artık dayanamayarak :

- Sevdim lan sevdim!! Hiç sanmazdım birine aşık olup onunla sarılıp uyuyacağımı hiç düşünmezdim. Söyleyecektim. Yemin ederim ki onu sevdiğimi söyleyecektim. Ama o kalbine sapladığı parçaykla benim yarımı çaldı. O hırsız anladın mı? Kızıl bir hırsız !!! Şimdi hiçbir şey hissetmiyorum! Çünkü bir yarım orada yatıyor. Ama size yemin ediyorum söyliyeceğim ne olursa olsun!!! Diyerek Selen ' e baktım. Yine aynı ifadesizliğiyle bana bakıyordu. Arda ise uyandığından beri yüzüme dönüp bakmamıştı. Belli beni suçluyor. Ares ise halime üzülmüş gibiydi. Eğer dışımdan söylesem kesin :
- Ne üzülcem lan Ares Arkan benim adım. Eşek kadar adama mı üzülücem !!!
Derdi. Bu içimden bir gülümseme sağladı. Serin ise yere çökmüş , ellerini başına yaslamış ve ileri geri sallanıyordu. Pekiyi gözükmüyordu. Ama umursayacak durumda değildim. Koridordan çıktığımda ilk bulduğum odaya girdim.
Bak sen şu işe ne tesadüf ama ameliyat malzemelerinin olduğu bir oda...
Gözüm o kadar dönmüştü ki kendimi durduramadım. Üstümdeki tişörtü çıkartıp yere attım. Elime ilk geçen ameliyat bıçağını aynaya bakarak sol göğsüme bastırarak kestim. Fazla kanıyordu. Ama hala bir şey hissetmiyordum allah kahretsin!!!
Bir kez daha bastırdım. Bir kez daha ve bir kez daha...
Artık bilincim kapanmaya başlamıştı. Son bir 6-7 dakikam vardı sanırım. Bu bana yeter hatta fazla bile... Üzerime tişörtü geçirdim. Giydiğim gibi kan bulaşmış hatta yere damlıyordu. Kapınım kolunu kavradım. Açtım ve hâla boş duran koridora göz gezdirdim. Yavaş yavaş ilerlerken arkamı döndüm ve yere damlayan kan lekelerine baktım. Bu suratımda sadist bir gülümsemeye neden oldu. Az sonra Yaprağın odasına yaklaştığımda tişörtümü kaldırdım be son bir kez daha çizdim kanamakta olan yeri!!!

Sesimin yüksek çıkmasını umarak :

- Bana bakın lan !!

Bu sözümün üzerine herkes bana döndü. Uyandığımdan beri yüzüme bakmayan Arda bile bana dönerek gözlerini şaşırmış ve endişeli bir şekilde açtı. Serin ise artık şok üstüne şok geçiriyordu. Selen ilk defa bana korkmuş bir biçimde bakıyordu. Ares tam yanıma yaklaşacakken elimle durdurdum ve :
- Onu öyle bir seviyorum ki bir karıncanın toprağa aşkı gibi güneşin gökyüzüne olan sevdası gibi leyla mecnun gibi değil !! Çünkü tek ben mecnun olamam leyla da lazım Kızılım lazım şu an ona ihtiyacım var ...

Der demez son kez tişörtümün üzerinden bıçağı bastırdım. Bedenim kanamaya daha fazla dayanamayarak yere yığıldı. Ares koşarak başımı kaldırdı ve yere çökerek dizlerinin üstüne koydu ardından Arda' ya :

- Ardaa koş lan koş ! Doktor çağır lan kanaması var !!! ARDAA

- Ares bana bak abi senden birkaç şey istiyeceğim bana bak lan dana!

Diyerek gülmeye çalıştım. Gözümden akan damlalara engel olamıyordum. Ares :

- Söyle lan ne istersen söyle !!!

- Abi Yapr.......Yaprağı benden başkasının sevme....sevmesine izin verm...verme tamam mı ?
Bir de onu Sevdiğimi söyle olur mu sanırım benim öyle bir mecalim kalmadı!!
Söylediğime güldüm ve Ares ise :

- Bak başladı yine lan oğlum ben mi seviyorum Yaprağı sen seviyorsun lan sen söyleyeceksin. He bu arada eğer ölürsen seni....seni çok pis döverim anladın mı ! Ölmiyeceksin oğlum sen Kuzey Soylu' sun lan hemen pes mi ediyorsun mal !!

Bu sözünün üstüne önce kahkaha sonra ise yoğun bir öksürük geldi. Ağzımda ki metalik tat miğdemi bulandırıyordu. Kanı yere tükürerek Ares ' e dönecekken İleride Yaprağın odasının kapısı açıldı ve sanırım ya ölmüştüm ya da ... ya da gerçekti.
Yaprağın gözleri beni bulduğunda ... bir süre inanamadı . Sonra ise koşarak :

- Kuzeyyyy!!

Diye bağırdı. Hayır ağlıyordu. Yine benim yüzümden acaba onu sevmediğimi mi düşünüyordu. Ares başımı dizlerinden kaldırarak Yaprağın dizlerine koydu. Gözlerinden akan bir kaç damla yaş dudaklarımda yanaklarımda bulunuyordu. Yaprak :

- Kim yaptı bunu sana Kuzey ?

- Be..ben yaptım Kızılım!!

- Ya sen salak mısın Kuzey ?! Neden yaptın bunu hobin falan mı ?

- Ne hissettiğini anlamaya çalıştım. Ama pek başarılı olduğum söylenemez. Yap...Yaprak senden ..

- Tamam zorlama anladım. Benden bir şey isteyeceksin değil mi?

- Yaprak seni....seni bir kere öpmeden ölemem lütfen...

- Kuzey sen..sen beni sevmi-

- Kızılım sana yemin ediyorum şu an kan ağlayan kalp senden başkasına ait değil ! Olamaz da izin vermem.

Elimi onun kalbinin üstüne koydım ve :

- Sende benden başkasını sevemezsin tamam mı ? Affetmem seni sözünü tut! Çünki ben tutuyorum..!!!

Der demez dudaklarına yapıştım. O da ban karşılık verdi. Ayrıldığımızda Yaprak :

- Söz veriyorum Kuzey!! Ama senin bana bir sözün daha var ve Kuzey Soylu yalan söylemez bu yüzden ..

- Neymiş o söz ?

- Beni bırakmayacağını söylemiştin. Sözünü tutarsan bende tutarım hee tutamazsan...

- Tamam lan tamam o ihtimali sunma sakın!!

Vücudum titredi ve ağzımdaki metalik tat çoğalmaya başladı. Son kez baktım. Kızılımın o bembeyaz yüzüne daha sonra vücüdumun yerden kalktığını hissettim ve gözlerim kapandı...

Kapadığım gözlerimi ya sonsuzluk ya da yeni bir başlangıç için açacağım ....


##########$############

Evett yeni bölüm biraz gecikti. Fakat biraz rahatsızım ve elimden gelen en hızlı şekilde yayımlamaya çalıştım umarım beğenmişsinizdir.. Lütfen votelemeyi unutmayın. Hepinizi çook öpüyorum.
Yeni Bölümde görüşmek üzere...






ZamansıZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin