Evet cağnım okuyucular.. Yeni bölüm geldi. Umarım beğenirsiniz.. İyi okumalar 😘
Serin'in Ağzından...
Sevgili Günlüğüm;
Bu aralar beni hiç yalnız bırakmadın tüm acılarımı sana döktüm. Haykıramadıklarımı bu bembeyaz olan sayfalarına yazdım. Senin beyaz sayfaların benim siyah mürekkep göz yaşlarımla buluştu. Dost oldular. Evet, babamın ölümünün üzerinden iki hafta geçti. Bu iki hafta içinde ne mi yaptım?
Hiç bir şey.. Tam olarak yaptığım buydu hiç bir şey. Asabiydim, korkaktım,huysuzdum, ruhsuzdum, yaşayan bir ölüden farksızdım.
Ne doğru dürüst yemek yedim, ne de hava aldım?Ares sürekli yanımda olmak istedi. Kuzenlerim sürekli odamı toparladı. İki kelime etmemi beklediler fakat ağzımı açmadım. Biliyorum, biliyorum eğer konuşursam canım yanacak, kızgın bir demir boğazımdan aşağıya kayacak gibi hissettiriyor.
Ares ne zaman sarılmaya kalksa kendimi geri çekip yatak başlığına dayandım. Hiç çıkmadım odamdan. Hep düşündüm. Anılarımızı, hatta babamı kızdırdığım her saat, her dakika belki de saniyelere lanet ettim. Tavanı seyrettim. O elimden düşürmediğim telefonumun ekranına bile bakmadım. Şu an nerede olduğunu bile bilmiyorum belki düşürmüşümdür. Umurumda değil... Okula gitmiyorum, yataktan çıkmıyorum. Uyuyorum sürekli, gece uyanıyorum fakat normal olarak değil, kabuslarla..Babamın sesi ile, beni çağırıyor sürekli.. Özlediğini söylüyor. Gel diyor, gidemiyorum. Olmuyor Allah kahretsin gidemiyorum..Keşke ölmeseydin baba, keşke bırakmasaydın beni. Senle keşke tartışmadan ayrılsaydık.
Peki ya annem? Çok saçma hatta bana bir annenin yapmaması gereken bir şey yaptı baba. Sen olsan yapmazdın. Beni bıraktı. Evet. Belki sende şu an yaptın, beni bıraktın, ama isteyerek yapmadın değil mi? Ama benim annem olarak, sabah bana kuzum diyen annem senin gidişinle yıkıldı baba,
...Kızını bir başına bırakıp hangi cehenneme kiminle gittiğini söylemeden defoldu. Yalvardım.
-" ANNE! Bırakma beni! Babam gitti. Sende gitme, ne olursun! " dedim.
Ama acımadı. Kızını bıraktı. Onu affetmeyeceğim. Şu an ne düşünüyorum biliyor musun baba?
Saçımı okşadığını, annen geri gelicek, hatta ben ölmedim hepsi şakaydı deyip, çıkıp gelmeni istiyorum.
Ama olmuyor. Acın dinmiyor.
Yine son satırlarına geldik bu acı dolu günümün...
Defterimi yatağın yanına fırlattım ve tam o sırada kapım açıldı.
-" Kuzellam? "
-" Hı? "
-" Şey açsındır. Hadi bir şeyler ye. "
-" Igh-ıhh "
-" Madem aç değilsin şuraya bırakıyorum. Acıkınca ye olur mu? "
Böyle ısrarcı davranmaları benim aşırı derecede sinirimi bozuyordu. Yaprak masanın yanına geldi ve tepsiyi bıraktı. Bıraktığı gibi konuşmaya başladım.
-" Tepsiyi-mutfağa-geri-götür. " Her bir kelimenin üerine basa basa ve tane tane söylemeye çalışmıştım. Yüzüm nasıl bir şekil aldı bilmiyordum fakat Yaprak bu durumdan biraz korkmuşa benziyordu.
-" Bence burda kalsa daha iyi olur. Günlerdir bir şey yemiyorsun.?"
Bu son damlaydı. Tepsiyi aldığım gibi yere fırlattım. Kaselerin, çatal, kaşıkların kırılma sesleri kulaklarımı şenlendirmişti. Yaprak tiz bir çığlık attı, ve geri geri gitmeye başladı. Dışarıdan merdivenlerden yukarı çıkan ayak seslerini işitiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZamansıZ
Teen FictionİKİ GENCİN HİHAYESİ, BİR TARAFTA; İnatçılıkta mastır yapmış bir kız!! DİĞER TARAFTA ; Serseri bir genç adam... Sizce onların hikayesi nasıl başlıyor ya da onları bu süreçte neler bekliyor?