Z.16

41 4 0
                                    

Havaalanına varmıştık. Girdiğimiz an gözlerimiz Alev'i çoktan aramaya başlamıştı. Birkaç dakika daha etrafa bakınırken ilerden Alev'in pasaport kontrolünden geçtiğini gördüm. Ares'e haber vermeden koşmaya başlamıştım.

-" Alevv!!! "

Alev daha beni fark etmemiş bir şekilde etrafına bakınıyordu. Elerimi sallayarak beni fark etmesini sağladım. Bana bakınca suratı asıldı. Valizinin kolunu tuttu ve yürümeye devam etti. Ares yanımdan geçip giderek Alev'in olduğu bölmeye geçti ve onu durdurmaya çalıştı. Tabi ki de dinlemedi. Bana son kez bakarak Uçağın bulunduğu kabine giriş yaptı. Ares başı yere eğik bir biçimde yanımda duruyordu. Ona doğru bir adım attım ve sarıldım. Konuşmaya başladı.

-" Gitti. "

-" Üzgünüm, gerçekten. "

-"... "

-" Bir şey söylemeyecek misin? "

-" Eve gidelim Serin. "

O kadar çok üzülmüştü ki. Durgunluğu, sürekli ensesini kaşıması bunu tescilliyordu. Daha fazla uzatmadan Ares'in koluna girerek havaalanından çıktık. İlerideki arabaya doğru yürüdük ve sessiz yolculuğumuz tamamiyle başlamıştı.

Kısa süren yolculuğun ardından evde bizi bekleyen Yaprak ve Kuzey'i düşünüyordum. Ne yapmışlardı?

Ares arabayı durdurarak, inmemi bekledi. Dha fazla bekletmeden arabadan indim ve eve doğru yürüdüm. Kapıyı çalıyordum fakat açan yoktu. Kuzey ile Yaprak ne yapıyorlardı ki? Ares beni hafif itleyerek kapıyı anahtarla açtı ve sessiz olmamı işaret ederek içeri girmemi söyledi. Parmak ucumda yürüyerek önce salona baktım. Salonda Arda ile Selen farklı koltuklarda uyuya kalmışlardı. Sırıtmamı engelleyemedim. Ares'e baktığımda o da hafif gülümsüyordu ama aklındaki kişi şuan Alev 'di. Bunu iyi biliyordum. Üst kata bakmaya karar verdim. Önce Kendi odama baktım. Napmışlarsa kendi odalarında yaptıklarını düşünerek. Odam tertemizdi. Derin bir 'oh' çekerek korkuyla Kuzey'in odasına girmeye çalıştım. Ama kapı kitliydi. Arkamı döndüğüm gibi Ares ile burun buruna geldik. Ares biraz yaklaşırken ben gözlerimi kapatmıştım bile. Binevi kendimi teslim etmiştim. Ama o sadece kokumu içine çekti. Üzgündü ve yorgundu.

Her halinden belliydi. Geri çekildikten sonra elindeki anahtarı bana doğru salladı. Yüzümdeki gülümsemeyle anahtarı deliğe yerleştirdi ve tam çeviricekken aklıma takılmıştı.

-" Madem kapıyı kitliyor. Niye anahtarı kapıda bırakmıyor ki? "

-" Demek ki anahtar ile işi vardı güzelim."

-" Ne yapabilir ki? "

Ares bana dönerek sırıtmasını gösterdi ve kulağıma yaklaşarak.

-" Demek ki anahtar fantezisi yapmışlar güzelim."

Deyip kıkırdamaya başladı. Bende gözlerimi kocaman açarak Ares'e bakıyordum. Söylediği şeyi algıladığımda, koluna bir tane geçirdim.

O ise kapıyı açmakla meşguldü. Kapı açıldığında ve içeri girdiğimde. Gördüklerim ile zaten Ares'in söyledikleriyle açılan gözlerim sınırlarını zorlayarak daha da açıldı. Ares de synı şekilde gözlerini açarak 'oooww girmesemiydik ki? ' dedi. Bende ona dönerek 'bunu şimdi mi söylüyorsun' bakışı attım.

-" En azından dediğim doğruydu. "

-" Ne dediğin doğruydu? "

-" Anahtar Fantezisi işte.. "

ZamansıZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin