barış...?

3.5K 143 2
                                    

Hava çoktan kararmisti. Saati bilmiyordum. Sadece camdan disari bakip yildizlari izliyordum. Yildizlari her ne kadar buzdan Şatonun önündeki şezlonglarda izlemeyi istesemde.. babamla uzun bir süre ardından konusmustum. Ama o benimle konusmak istememisti. Annenle aralari bu kadar mi kötüydü. Aglamamak icin kendimi zor tutuyordum. Barışın yüzüne bakmiyordum bile. Sessizdik. Bu fırtına oncesi sessizlikmi oluyordu. Sessizligimizi bozan radyoda calan pera nin sensiz ben sarkisiydi. Kısık seslede olsa içimde buyuyen sesler satkinin nakarati oluyordu. Üşüyordum. Uzerimde ince bir kazak ve eşofman vardi. Gözlerim ağırlasiyordu. Uykum gelmisti. Kendimi uykuya teslim etmeden once derin bir nefes aldım. Sanki oksijenim kalmamiscasina.

Uyandigimda beyqz bir yatagin uzerinde yatiyordum. Bembeyaz çarşaf yorgan ve yastıklar. Beyazligin içinde kaybolmustum. Vücudum vitaminsizlik ve aşırı yorgunluktan bembeyaz olmuştu. Dudaklarim catlamis eski kirmiziligi kalmamıştı. Sadece gozlerim gozlerimin rengi gitmemisti. Koyu bir mavi. Yattigim yerden dogrularak dagilan saclarimi elimle duzelttim. Kapiya doğru gittiğimde kapı kilitliydi. Acilmiyordu. Kapıya yumruk atmaya başlamıştım. Beni buraya kim kilitlemisti?. En son barış yanimdaydi ve arabadaydik. Uyudum sonra... Barış beni buraya getirmemismiydi. Korkuyordum. Ya o adamlar bisey yaptiysa. Onlar bişey yapmis olabilirlermiydi. Barışın ne alakasi vardı. Ben kime aşık olmuştum. Yakışıklı patronuma mi. Yoksa daha ne isle uğraştığıni ve kim olduğunu bilmediğim bir adamami. Belkide adı barış deildi. Zaten çalıştığım sure boyunca dosyalarin hicbirinde barışın adini görmemiştim. Pencere filan da yoktu. Karanlık odada secebildigim beyaz yatak ve beyaz duvarlardi. Diğer hicbirseyi goremiyordum. Ve birde beyaz kapı. Sabah olmusmuydu yoksa haka gecemiydi. Burası neresiydi . Barış ya da adı her ne ise o nerdeydi. Off tuvaletimde vardi. Yavaş adimlarla yatağa doğru ilerledim. Yatağın uzerine oturarak beklemeye başladım. Artık neyi bekliyorsam. Belkide bir umut vardı. En başta olmayan şey şimdi gelmiş olabilirmiydi. Barışi gördüğüm an ona sımsıkı sarılmak istiyordum. Onun kokusunu ozlemistim. Doyasiya icime çekmeyi. Onu gerçekten özlemiştim. Kim olduğunu bilmedigim adami.

Omzuma dokunan elle yattigim yerden firlamistim. Odaya ışık vuruyordu. Gozlerim ilk başta ışığa alisamasada daha sonra alışmış ve etrafi tam anlamiyla gorur olmuştu. Barış karsimdaydi. Hemen yataktan kalkarak barışa sarıldım. Ağlıyordum. Bütün olan olaylar beni mahvetmisti. Artik dayanamiyordum. Belki de beni koruyabilecek birisine ihtiyacim vardı. Barış beni korurmuydu.
- seni çok özledim. Hem ağlıyor hemde biseyler fisildiyordum. Caresizdim. Ona sığınmaktan. Ona guvenmekten baska carem yoktu.
- ben de seni. Demişti.
- beni birakma. Benim yaptigim hatayi sen tapma. Nolur. Barış ben korkuyorum. Hem de çok.
- korkma meleğim. Sana zarar gelmesine asla izin vermem. Ben bana ait olana zarar verdirtmem. Benden ayrıldığında dudaklarimiz birbirimizi bulmuştu. Catlamis olan dudaklarima merhem gibi gelen dudaklari icimi bu soğukta isitmaya degmisti. Onu birkez daha sevdiğimi anlamistim. Ben onu birakamazdim. Buna gücüm yoktu...

YAKISIKLI PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin