BÖLÜM-18-

585 22 19
                                    

Her insanın hayatında yaşadığı zor zamanları oluyordu. Bunaldığı zamanlar... Herkesten kaçtığı zamanlar...

Ben her zaman insanlardan kaçıyorum çünkü insanlar nankörler. Sizi en zayıf noktanızdan vurmak için an kollarlar.

"Mete nerede diye merak etmiyor musun?" dedim buz gibi bir sesle. Ne düşündüğünü merak ediyordum. Sorum karşısında sessiz kaldı. Sessizliğini bir cevap olarak kabul ettim.

"Tek odalı bir yer bulmuş. Alım satım işlerini orada yürütmeye karar vermiş." dedim alayla. Canının yandığını görmek içimdeki öfkeyi biraz olsun dindiriyordu.

Yüzünü göremiyordum zira pencereden içeriye süzülen çılız ay ışığı saçlarını aydınlatıp bedenini gölgede bırakıyordu. Fakat yüzünü görmemem ağladığını anlamama engel değildi.

"Neden beni öldürmüyorsun?" dedi burnumu çektikten sonra. Sulugöz.

"Ölün bir işime yaramaz." dedim anında.

"Neden bu kadar duygusuzsun?"

Öyle olmam gerekiyor. Ben bir kiralık katildim. Katil!

"Herkesten nefret etmeyi nasıl başarabiliyorsun?..." dedi yavaş bir şekilde. Zorlukla konuşuyordu. Sertçe yutkundu.

İnsanlar değer verilmeye değil nefret edilmeye layık cadı.

"Bu kadar katı olabilmeyi?"

"Neden bu kadar hissizsin? -Burnunu çekti- Birinin canını yakarken nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyorsun?"

Hissiz olmak... Epey zamanımı aldı. Fakat sevdiklerinin ölümüne şahit olunca ister istemez soğukkanlı oluyorsun. Kanını donduruyor o anki görüntüler çünkü... Hissizleşiyorsun. İçini saf bir intikam dolduruyor sonra. Kalbinde diğer duygulara yer kalmıyor. Katılaşıyorsun.

"Evet canımı yakıyorsun. Peki bu sana ne kazandırıyor? -Sertçe yutkundu- Canımı yakarak benden neyin öcünü alıyorsun?"

Babanın! Baban ailemi katletti! Sevdiğim, değer verdiğim ailemi!

Damarlarımda dolaşan kanın hızlandığını hissettim. Yine sinirlenmeye başlıyordum. Başımın altındaki elimi birkaç kez sıkıp gevşelttim. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Hissettiğim sızı hareket etmeme engel oluyordu ve bu beni daha da geriyordu.

Bir şeyler söyle cadı! Bir şeyler söyle ve aklımdaki düşünceleri dağıt!

"Ben sana güveniyorum biliyor musun?..."

Kaşlarımı çattım.

Yanlış yapıyorsun.

"Ne kadar 'bana güvenme' desen de... Bana zarar verebilecek tek insanın sen olduğu konusunda bir şüphem yok çünkü."

Burnunu çekti.

"Sen hiç birine güvendin mi?..."

Evet.

"O kişinin sana zarar vereceğini bile bile ona güvenmeye devam ettin mi ya da?..."

Evet.

"Bora'ya güveniyordun değil mi?..."

Evet, güveniyordum.

Tepkimi ölçmek için bana baktı. Gölgesi sayesinde tavanı izlerken hareketlerini görebiliyordum.

"Ama şu an seni yalnız bıraktı diye kızıyorsun... Belki de ona güvendiğin için kendine kızıyorsun..."

Evet. Haklısın cadı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 10, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin