Kız dudağıma kıpkırmızı bir ruj sürüp geri çekildi ve yüzümü incelemeye başladı.
"Çok yakıştı. Yüz hatların mükemmel. Keşke bende senin kadar güzel olsaydım." dedi garip bir aksanla.
Gözümün altındaki morluğu kapatmayı başardığı için Adriana sürtüğünden iyi para alacaktı.
"Aaa hadi ama asma yüzünü. Böyle yaparsan olmaz. Müşteri memnun olmazsa vücudunda morluk olmayan yer kalmaz. Emin ol onları kapatmayı başaramam." dedi ve gözümün önüne gelen bir tutam saçı alıp kulağımın arkasına sıkıştırdı.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Yüzüne sürmediği boya kalmamıştı ve bu yüzden çok çirkin görünüyordu. Bu sözleri beni sinirlendirmişti. Kaşlarımı çatıp ona bakmaya başladım. Kız rahatsız olmuş olacak ki boğazını temizleyip, bir şey demeden odadan çıktı.
Aradan 5 dakika geçmeden Adriana sürtüğü geldi ve beni kolumdan tuttuğu gibi üst kata çıkardı. Kapının önünde durduğumuzda bana doğru dönüp "Eğer müşteriyi memnun etmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim." dedi.
Kapıya birkaç kez vurdu ve cevap gelmesini beklemeden beni içeriye doğru itti. Kapıyı kapattı ve ben kafamı yere eğerek öylece kalakaldım. Hareket edemiyordum. Gözlerimi kapattım ve dua etmeye başladım.
Birkaç ayak sesi duydum. Korkuyordum. Gözlerimi daha sıkı yumdum. Çenemde bir el hissedince ürperdim. Kafamı kaldırmaya çalışıyordu ama ben direniyordum. Çenemi daha sert tuttu ve kafamı kaldırdı. Gözlerim hala kapalıydı. Titremeye başlamıştım. Fark etmiş olacak ki elini çenenemden çekti.
"Gözlerini aç." Sesi yumuşak çıkıyordu ama hiç de güven verici değildi.
Açmadım. Daha sıkı yumdum gözlerimi.
"Bir daha söylemeyeceğim. Gözlerini aç!" dedi.
Bu sefer sesi sert çıkmıştı ve korkumu ikiye katlamıştı. Gözlerimi açtım ve açtığım gibi kafamı yere eğdim. Derin bir nefes aldı. Sanırım sinirlenmeye başlıyordu.
"Yüzüme bak!" diye yüksek sesle konuşarak bir kez daha emir verdi. Gözlerim dolmuştu. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Titrek bir nefes alıp kafamı kaldırdım. Beni izleyen bir çift yeşil gözle karşılaştım ve o anda yanağımdam bir damla yaş süzüldü. Arkası da geldi.
Ağlamayı sevmiyordum. Kendimi güçsüz biriymiş gibi hissediyordum. Şu anda isteyeceğim en son şey ağlamaktı. Ama ağlamamı durduramıyordum. Kaç gündür akmayı bekleyen sabırsız gözyaşlarım şimdi özgürlüklerinin tadını çıkarmak istercesine durmadan akıyorlardı.
Orta yaşlı , yeşil gözlü, beni becermek için can atan adama yalvaran gözlerle bakarak ağlamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
Teen Fiction17 yaşında, onu öldürmek isteyen adamlardan kaçan bir genç kız... Onun bir suçu yoktu. Başına gelen her şey ailesi yüzündendi. Ailesinin sakladığı bir sır yüzündendi ama o bunu bilmiyordu. İnandığı ve güvendiği tek insan da onu yalnız bırakınca her...