(Mutimedya'da Aras var.)
Odaya geldiğimde ince yorganı kaldırdım ve içine girdim. Yorganı kafama kadar çektim ve bacaklarımı da kendime çektim. Elimi ısırdım ve ağlamaya başladım.
***
Aras bağırarak beni uyandırdığında ne yapacağımı şaşırdım. Sayıkladığım için beni uyandırmıştı. Sırtımı yatağın başlığına yasladım ve gözlerimi ovusturdum. Sol elim sızlayınca avucumu açıp baktım. Karanlıktan bir şey göremedim tabii.
Aras'a baktım. Tekrar uykuya dalmıştı. Kendimi aşağıya kaydırdım ve uyumak için gözlerimi kapattım.
***
Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Yatakta doğruldum ve gözlerimi ovuşturdum. Etrafa bakındım. Aras yoktu. Elime baktım. Dün gece Aras'ın açtığı kesik diğeri kadar derin değildi fakat çok fazla kanamıştı. Çarşaflara ve üzerimdeki tişörte kan bulaşmıştı. Parmaklarımı saçlarımın arasına geçirdim ve çekiştirdim. Başım ağrıyordu. Elimi arkaya doğru kaydırdığımda elime bir şişlik geldi. Aras dün bir çok kez başımı duvara çarpmama neden olmuştu.
Yorganı üzerimden ittim ve yataktan çıktım. Salona doğru ilerledim. Aras salonda değildi. Gidip mutfağa baktım. Orada da yoktu. Lavaboya yöneldim ve kapıyı çaldım. Ses gelmedi. Kapıyı açıp içeriye baktım; yoktu. Umursamayıp lavaboya girdim.
Aynaya baktığımda kızarık ve şişmiş bir çift gözle karşılaştım. Saçlarım dağınıktı. Hatta çok fazla dağınıktı. Parmaklarımı saçlarıma geçirip düzeltmeye çalıştım fakat saçlarım çok dolaşmıştı. Kan saçlarıma da bulaşmıştı. Daha fazla uğraşıp sinirlerimi bozmak istemedim ve lavabodan çıktım.
Üzerimdeki tişörtü değiştirecektim fakat Aras eşyalarını ondan izin almadan kullanmama sinirleniyordu.
Televizyonu açtım ve koltuğa oturdum. Gelince ondan temiz kıyafetler için izin alıp bir duş alsam iyi olacaktı.
***
Bir kaç saat sonra Aras geldi. Elleri doluydu. Bir elinde karton çantalardan, diğer elinde de marketten aldıkları vardı. Mutfağa ilerledi ve elindeki poşetlerin bir kısmını bıraktı. Daha sonra yanıma geldi ve karton çantaları bana uzattı. Bir eline bir de ona baktım. Bana bir şey mi almıştı? Şaka mı yapıyordu?
"Al."
Yavaş hareket ederek çantaları elinden aldım.
"Git bir duş al. Berbat görünüyorsun."
Bende biliyorum berbat göründüğümü. Kıyafetlerini kullanabilmek için seni bekliyordum bok kafalı!
Bir şey söylemedim. Sessizce koltuktan kalktım ve odaya ilerledim. Odaya gelince kapıyı kapattım ve çantanın bir tanesini elime alıp içindekileri yatağın üzerine boşalttım. Çantadan iki tane pantolon çıktı. Biri koyu renkli bir kot pantolon, diğeri ise siyah renkli ve kumaştı. Diğer karton çantayı aldım ve onu da ters çevirip yatağın üzerine boşalttım. İki tişört ve bir gömlek çıktı. Imm zevkleri güzeldi. Tişörtler o kadar da açık değildi. Ayrıca sadeydi. Biri siyah diğeri ise krem rengindeydi. Gömlek ise bordo ve siyah renkliydi. Fakat daha çok bordo renginin hakim olduğu bir gömlekti. Diğer bir karton çantayı alıp onu da ters çevirdim ve içindekilerin yatağın üzerine düşmesine izin verdim. İki çift iç çamaşırı takımı yatağın üzerine düştüğünde ağzım açık kaldı. Elime bir parçayı alıp baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
Novela Juvenil17 yaşında, onu öldürmek isteyen adamlardan kaçan bir genç kız... Onun bir suçu yoktu. Başına gelen her şey ailesi yüzündendi. Ailesinin sakladığı bir sır yüzündendi ama o bunu bilmiyordu. İnandığı ve güvendiği tek insan da onu yalnız bırakınca her...