'' bu paketi al ve şurdaki adama sat. bakalım öğrettiğim şeyleri anlamışmısın'' dedi seksi gülüşünü yüzünden silmediği sürece nasıl bu işi yapabilirdim ki? kabul ettiğimden beri pişmandım ama geri dönüşü yoktu.
'' chan ben..'' kolumu sıkıp dudaklarındaki sigarayı diğer eline aldı ve dumanı yüzüme üfleyerek konuştu.
'' o aptal çeneni kapatıp dediğmi yaparsan, iyi edersin sarı kafa..! yürü.'' malı elime verip yanımdan uzaklaştı. tarif ettiği adamın yanına gittiğimde beni baştan aşağı süzdü.
'' Merhaba güzel çocuk'' her ne kadar iğrensemde gülümsedim. tanrım burda ne yapıyorum ben
'' merhaba'' adam etrafına bakıp bana doğru eğildiğinde nefesimi tuttum.
'' Hiç malın var mı? '' başımı arkaya çevirdiğimde chanyeol' un yan masada oturup beni izlediğini gördüm.
''tabiki v-var ama pahalı. çok parahlı'' ahh! ne saçmalıyorum böyle!
'' para sorun değil'' diyerek cebinden beyaz bir zarf çıkarıp elime verdi. tekrar arkaya baktığımda başıyla onayladı. malı adama verdiğimde mutlu şekilde gülümseyip beni öptü. adamı üstümden atmaya çalıştıkça daha çok asılıyordu. üstümdeki adam hızla geri düştüğünde gözlerimi açtım chanyeol adamı yere atmış deli gibi yumrukluyordu.
'' siktiğimin piçi! ona nasıl dokunursun ha! aletini kesip kıçına sokacağım! yumuruklamayı bırakıp tekme atmaya başladığında beline kollarımı sarıp adamın üstünden çektim. bana tuhaf bir bakış atıp elimi tuttuğu gibi dışarı sürüklemeye başladı.
'' chanyeol bırak beni!'' elimi çekip yolun ortasında durduğumda sinirli bakışların hedefi bendim.
'' seni öpmesine izin verdin!''
'' benim elimde değildi, adam sarhoş ne yaptığının farkında değil''
'' Sakın. bana sakın o pis ayyaşı savunma! gidiyoruz!'' elimi tutmak için uzandığında geriye doğru bir iki adım atıp ondan uzaklaştım.
'' seninle hiç bir yere gitmiyorum. İstediğini yaptım ve kendi evime gitmeliyim.'' hızlı bir şekilde arkamda bulunan arabaya sırtımı sertçe vurup eliyle boğazımı kavradı.
'' beni iyi dinle byun. bana bir daha karşı çıkarsan bu elimi sıkmakta biran bile düşünmem! bu sadece küçük bir uyarı. ve bir daha bana sesini yükseltme!'' boğazımı bıraktığında elimle boğazımı tutup akan gözyaşlarımı görmezden geldim. bu benim aşık olduğum chanyeol olamazdı.
'' senden nefret ediyorum!''
'' bende senden sarı kafa.. ve şimdi dediğimi yapıyorsun düş önüme!
*** (M)***
'' sana beni bırakmanı-- Ah'' sertçe yere ittiğinde başımı parkeye çarpıp acı içinde inledim. tanrım benden ne istiyor hala?
'' Benim kurallarımı hiçe sayamazsın! sana kimseyle yakın olmayacağını söyledim ama sen adamla öpüştün!!'' hızla gelip hala sızlayan karnıma bir tekme attığında acıdan gözyaşlarımın akmasına izin verdim.
'' sana adamın sarhoş olduğunu söyledim!.. hem.. hem beni öpmesi seni neden bu kadar ilgilendiriyor?'' biliyorum sınırı zorluyorum ama bana karşı ne hissettiğini bilmeliyim.
'' çünkü.. çünkü öyle olmasını istiyorum! müşterilerle ilişkiye giremezsin! sadece malı satacaksın anladın mı?''
'' Anlamadım. ve anlamayacağım. ben ondan hoşlanmış olabilirdim. neden engel oldun. sen paranı alıyorsun gersi seni ilgilendirmiyor'' kahverengi gözleri sinir ve öfkeden koyulaştığında söylememem gereken bir şeyi söylediğmi farkettim. kolumdan tutup beni koridorun sonundaki odaya götürdü. odaya girince tökezledim ve tekrar yere düştüm. duyduğum kemer sesiyle ona baktığımda gözlerim irice açıldı.
'' demek canın birileriyle yatmak istiyor'' elindeki oldukça kalın kemeri ikiye katlayıp salladığında korkarak geriye doğru sürünmeye başladım.
'' chanyeol yapma lütfen. istemiyorum! lütfen y-yapma'' yüzündeki sırıtış bu defa alaycı değil korkunçtu. ilk defa korkmuştum ondan.
'' hayır sarı kafa yapacağım!'' dedikten sonra kemeri hızla vurduğunda acı içinde bağırdım.
'' Ahh! l-lütf- aahh! yapma!'
'' bana karşı gelmemen gerektiğini söylemiştim byun! durmak yok acımak yok! kemer tekrar sırtımın başka yerine çarptığında dişlerimi sıkıp ellerimi yumruk yaptım.
'' Ne o bana vuracak mısın?''
'' ha-hayır.. sade-ce durmanı istiyorum'' elindeki kemeri bir köşeye atıp üstündeki beyaz tişörtü çıkardı. eğilip beni kucağına alıp arkasındaki yatağa fırlattı.
''N- ne yapıyorsun?''
'' sana istediğini veriyorum sarışın. Bunu istiyordun değil mi?'' eli pantolonuna gittiğinde ne yapmak istediğini anlamıştım. tanrım hayır! kurtulmak için çırpınıyordum. pantolonu dizlerine kadar indirip aynı şeyi bana yapıp beni tamamen çıplak hale getirdi.
'' hayır.. yapma.. chanyeol lü- lütfe-- aah!'' içime sertçe girdiğinde tırnaklarımı omzuna batırdım. üzerimde aşağı yukarı gidip gelirken sürekli gözlerime bakıyordu.
'' hoşuna gidiyor mu?. güzel mi? '' dedi her bir cümlede kendini daha çok içime iterken.
'' senden nefret ediyorum... s-sen aşalık bir pisliksin!'' dediğimde gür kahkahası odada yankılandı.
'' bende senden nefret ediyorum baekhyun.. senden nefret ediyorum.'' ilk kez adımı söylemişti. içimden çıkıp yatağa boşaldığında nefes nefese ona baktım. pantolonunu giyip yatakta arkasını döndüğünde çıplak sırtındaki izlere baktım. üzerimi düzeltip bende diğer tarafa döndüğümde sızlayan bedenim yüzünden iyice uykum gelmişti. bilincim kapanmadan önce hatırladığım bir çift kolun bana sarılıp göğsüne yatırmasıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Aşk //
Fanfiction'' Chanyeol!.. '' ''Ne var yine?'' '' seni seviyorum'' dedi sarışın.. chan gülüp sigarasını yere atıp ellerini cebine soktu ve sarışının kalbini acıtan o iki kelime dudaklarından döküldü.. '' Umrumda değil!!''