Odaya girdiğimde elimdeki şişe bardakları yere atıp kapının yanına çöktüm. Benden kesinlikle nefret ediyordu. Ama gitmesi benden uzak durması gerekiyordu, onun daha fazla acı çekmesine izin vermeyecektim. Yanımda durması tehlikeliydi. Onu bırakmayacağıma söz vermiştim. Dün kollarımda uyurken öyle savunmasızdı ki.. tüm gece uyumayıp onu kendimden uzak tutmanın yollarını düşündüm. Ve şimdi istediğimi elde ettim. Dış kapının kapanma sesiyle yerden kalkıp aşağı indim. Onu durdurmalıydım. Kapıyı açtığımda çoktan taksiye bindiğini ve uzaklaştığını gördüm.
"Chan?'' ben onu unutmuştum. alice. benim en yakın arkadaşım!
"Gitti.. beni terk etti." dediğimde yanıma gelip sıkıca sarıldı.
"Ona anlatmalıydın yeol herşeye rağmen o aşık olduğun erkek. böyle bir şeyi haketmiyordu."
"Onu beladan ancak böyle uzak tutabilirdim alice. hayatında bela olmaycağını, mutlu olacağını söylemiştim! Ve verdiğim sözü tutamadım." Ellerimle yüzümü kapatıp gözyaşlarımın akmalarına izin verdim. Canım acıyordu. ona git derken, beni ciddiye almaması için içimden Tanrı'ya yalvarmıştım. tabi benim gibi birinin ettiği dua tanrı huzurunda kabul görmemişti ve onu kaybettim. Ben onu kaybettim!
"Pekala benim gitmem gerek, bir isteğin olur-'
"Tamam. yaptıkların için sağol."
"Her zaman yanındayım" dedi ve tekrar sıkıca sarılıp gitti. Bu ev baekhyun olmadan çok boştu. Nereye baksam onu görüyordum, ve tüm eve onun gibi kokuyordu.. Pekala onu neden gönderdiğimi merak ediyorsunuz değil mi? O halde size nedeni ni anlatıyorum.
***
28.03.2014
"İşte tamam.. bitti bebeğim" baek mızmzılanarak üzerini düzeltirken homurdanıyordu.
"Krem sürerken beni tahrik etmekten vazgeç chanyeol!"
"Birşey yapmıyorum bebeğim sen kolay tahrik oluyorsan, bu benim suçum değil." Dedim gülerek. Sinirden yanakları kızarımıştı ve şu an onu becermemek için kendimi zor tutuyordum.
"Ben kolay tahrik olmam" dedi. meydan okuyarak. pekala demek öyle byun. bana meydan okuyorsun tam yatakta onu öpmek için harekete geçtiğimde telefonum çaldı. Sessizce küfür edip odadan çıktım.
"Alo!?" karşı taraftan uzun bir süre cevap gelmemişti. Yine hangi salaktı bu? Telefonu kapatacağım anda adımı söylediğinde donup kaldım.
"Beni hatırladın mı chanyeol" Bu iğrenç İspanyol aksanı nasıl unutabilirim?
"taemin!" sesim tıslar gibi çıkmıştı.
"Beni unutmadığına sevindim dostum. ee? Görüşmeyeli nasılsın?! Özgürlüğün tadını iyi çıkarmışsındır."
"Beni neden aradığını söyle!"
"Aow! dostum bu şekilde konuşmak sana hiç yakışmıyor! en son bu şeklide konuştuğunda neler olduğunu, çabuk unutmuşsun!" Bu pislik benim sabrımı gerçekten kötü zorluyordu.
"Uzatma,ne isteğini söyle!" derin bir nefes aldığında bu son nefes alışı olsun diye dua ettim.
"Intikam istiyorum park chan yeol.. senin ve o arkadaşın kyungsoo'dan intikam almak istiyorum! O pislikle bir olup kardeşime tecavüz ettiniz! yetmedi özgürlüğümü elimden aldınız! Hapisten çıkacağımı düşünmemiştin değil mi chanyeol... ama buradayım ödeşme zamanı!" dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Hemen aceleyle kyungsoo'yu aradım ve taemin'in döndüğünü ve intikam almak istediğini anlattım.
"Baek'i bu işten uzak tutacağım, Onun tekrar acı çekmesine izin veremem. g-gerekirse.. "
"Ne? ne yapacaksın?"
"O'ndan ayrılacağım!.. Yanımda olduğu sürece hep başı bela da olacak!.. kahretsin! Onun en başından işini bitirmeliydik kyungsoo birgün döneceğini sana söylemiştim.!"
"Dostum sakin ol!"
"Olamam.. sakin olamam. Baekhyun'u kaybedeceğim Buna dayanamam!"
"Üzgünüm chan.. Hepsi benim suçum" dediğinde cevap vermenden telefonu kapattım
tanrım yardım et. Bu işten ikimizde yara almadan kurtulabilelim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Aşk //
Fanfiction'' Chanyeol!.. '' ''Ne var yine?'' '' seni seviyorum'' dedi sarışın.. chan gülüp sigarasını yere atıp ellerini cebine soktu ve sarışının kalbini acıtan o iki kelime dudaklarından döküldü.. '' Umrumda değil!!''