''Chanyeol artık gitmemiz gerek'' dedi kyungsoo. elini omzuma koyduğunda gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. onu burada, toprağın altında bırakıp gitmek istemiyordum. o soğuktan ve karanlıktan nefret ederdi. yalnız olmaktan korkardı. şimdi ise bir toprağın altında karanlığa mahkuımdu. yalnızdı.. mezarlığın dışındaki arabaya doğru yürürken telefonumu çıkarıp baekhyun'nun ekrandaki fotoğrafına baktım. öyle çok özledim ki.. eğer beni affetmezse ne yapardım bilemiyorum. baş parmağımı gülümseyen yüzünde gezdirip telefonu cebime koydum.
''Baekyhun ile konuşmamı ister misin?'' başımı iki yana salladım. bunu benim halletmem gerekiyordu.
''Hayır ben konuşsam daha iyi olur.'' sessizce arabaya bindik. mezarlığa tekrar baktım ve arabayı çalıştırdım. biran önce felaket getiren bu yerden gitmek ve baek'in kollarında olmak istiyordum. beni affetmesi için herşeyi yapabilirdim.
*********
''Baekhyun nereye gidiyorsun'' diyen babamı duymazdan gelip dışarı çıktım. buraya geri dönmem baştan bir hataydı. benim ait olduğum yer artık burası değildi. Olmam gereken yer Chanyeol'un yanıydı. Ama o beni aldatmıştı. Üstelik bir kadınla. Gay olan biri nasıl olurda bir kadınla yatabilir? Düşünmekten delirmek üzereydim, yaşadığımız o bir hafta yalan olamazdı. Bana sarılması, öpmesi, dokuması.. Bunlar sahte olamazdı. Beni seviyordu. Ama aldatmıştı! Lanet olsun! herşey yolunda giderken neden bunu yaptı. Neden?!
"Baekhyun?..." dedi tanıdık ses.. bu olamazdı. arkamı döndüğümde yutkunmak zorunda hisettim. Baştan aşağı siyahlara bürünmüştü. Ve gerçekten çok seksi görünüyordu.
"Bu-burada ne işin var!?" yanıma gelmek için bir adım attığında hızla arkamı dönüp koşmaya başladım. Söyleceği hiçbir şeyi duymak istemiyordum. Buraya aslında benimle olmak istemediğini söylemek için gelmişti ve o kadınla mutlu olduğunu anlatacaktı. hayır. bunları duymak istemiyorum. Nefes nefese gördüğüm ilk sokağa girdim. Bu bir şaka mı? Çıkmaz sokak!
"Baek." arkamı dönmeye korkuyordum. Nefesini ensemde hissedince başım dönmüştü. Sigara kokan nefesini bile özlemiştim.
"Lütfen git!" dedim fısıldayarak. yüzüne bakmak istemiyordum. Dayanamazdım. Beni bırakacağını biliyordum.
"Hayır aşkım. gitmeyeceğim. sana her şeyi anlatmaya geldim," dediğinde refleks olarak arkamı döndüm. Yüzünde gördüğüm şey acıdan başka birşey değildi. Ve onu ilk defa böyle görmüştüm.
"Chanyeol ben-' sözümü kesip sıkıca sarıldı. tanrım kokusu.. günlerdir bu koku olmadan nasıl yaşadım ben.
"Sarıl bana.. şu an buna çok ihtiyacım var bebeğim. Bana sadece sarıl." Dediğinde kollarımı boynuna dolayıp sarılmasına karşılık verdim. Boynumda hisettiğim ıslaklıkla irkildim. Ağlıyor muydu? ah. bunu görmek istemiyorum.
"Chanyeol..ne olduğunu anlatır mısın?" dedim onu ilk defa böyle gördüğüm için kötü birşeyin olduğunu anladım. Boynuma ufak bir öpücük bırakıp geri çekildi.
"Evimize gidelim. Anlatacağım" dediği cümleyi duyduğumda kalp atışlarım hızlanmıştı. evimiz.. Elimi tuttu ve sokaktan çıktık. siyah rangerover'a bindiğimizde bana arabada yaptığı ilanı aşk gelmişti.
-seni.. Seni seviyorum Gerizekalı!..çok seviyorum" arabayı çalıştırdığında koltukta yan dönüp onu izlemeye başladım. Çok özlemiştim, yüzünün her bir noktasını ezberlemek istiyordum.
"Neden beni izliyorsun?" sorduğunda cevap vermeden önce dudaklarımı çenesine batırdım. Bu öpücük onu gülümsemişti ama içten değildi.
"Çünkü çok fazla özledim, düşündüğünden fazla.. Ama sana çok kırgınım."
"Biliyorum bebeğim, bende seni özledim, ama her şeyi anlattığımda beni anlayacksın" dedi. başımı sallayıp onayladım. Bu öğreneceklerim nedense beni korkutuyordu.. Ve onu çok incittiği için öğrenmek istemiyordum fakat içimdeki meraklı sürtüğün susmaya niyeti yoktu.
##
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Aşk //
Fanfiction'' Chanyeol!.. '' ''Ne var yine?'' '' seni seviyorum'' dedi sarışın.. chan gülüp sigarasını yere atıp ellerini cebine soktu ve sarışının kalbini acıtan o iki kelime dudaklarından döküldü.. '' Umrumda değil!!''