Sarhoş halimden ılık bir duş yardımıyla kurtulup giysi dolabının karşında dikilmeye başladım,şu an ilk randevusuna hazırlanan liseli kızlar gibiydim ama bu umrumda değildi. iyi görünmem gerekiyordu. dolaptan dar siyah kot pantolonumu, beyaz tişörtümü ve deri siyah ceketimi alıp yatağın üzerine attım. önce saçlarımı kuruttum. ve kıyafetlerimi üzerime geçirip aynada saçlarımı yapmaya başladım. işim bittiğinde ayndan kendime sırıttım. gerçekten çok seksi olmuştum. deri ceketimi alarak odadan çıktım ve ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım. cebimden telefonumu çıkarıp kyungsoo'yu aradım.
"Baekhyun evde mi?"
"Evet şu an babası ile bilek güreşi yapıyor ve.. Senin sarışın yendi!" dediğinde keyifli bir kahkaha attım. yenmek için çok mücadele vermiştir kesin ve yanakları kızarmıştır. o hali gözümün önüne geldiğinde sertçe yutkundum, şimdi sırası değildi.
"Tamam sana mesaj attığım zaman onu alıp geliyorsun."
"Senin çağırdığını söylersem asla gelmez" dediğinde gözlerini devirdim, gerçekten biraz beyinini kullan!
" benim çağırdığımı söylemeyeceksin. Güzel birşey bul, şimdi kapatıyorum. onu getirmeden gelme!" telefonu ceketin cebine koyup arabama bindim, bu defa beni affedeceksin bebeğim..tanrım onu çok özledim..
~~~~ ~~~~~
BAEKHYUN:
"Formunda değilsin ha baba?" dediğimde başımı kolunun altına aldı ve sarı saçlarımı karıştırmaya başladı tanrım en nefret ettiğim şey!
"Benimle dalga geçme küçük velet. baek yirmi yaşındasın ve hala beş yaşında ki gibi yanakların kızarıyor." dedi kahkaha atarak. amacı beni sinirlendirmekti ama ona istediğini vermeyecektim. Zil çaldığında hızla ayaklanıp kapıya koştum babamın benimle alay etmesinden nefret ediyordum. Kapıyı açtığımda ağlayan bir kyungsoo görmeyi beklemiyordum.
"B-baek- baekhyun" hıçkırımaktan konuşamıyordu ve nedensizce içimde bir korku olmuştu.
"Sakin ol d.o ne oldu?"
"Chanyeol ... o.. o bir kaza geçirdi dün gece ve hiç iyi değil" dediğinde düşmemek için kapıya tutundum. bu olamazdı.
"Ne saçmalıyorsun! Ona birşey olmadı değil mi yalan söylüyorsun" dedim yakasına yapışıp. bu bir şaka olmalıydı.
"Sence böyle bir konuda yalan söyleyebilir miyim?.. şuan hastanede ve doktorlar hiç umutlu değil. Belkide onu görmek istersin diye düşündüm." Başımı iki yana salladım ve ellerimi yakasından çekip dışarı çıktım. Hayır onu kaybedemem. kaybetmeyeceğim.
"Hangi hastane?" dedim gözyaşlarımı silerken.
"Şehirden biraz uzak bir yerde kaza geçirmiş hastane de uzak. Seni götürmek için geldim." Dedi ve beklemeden arabaya bindim. Tanrım, lütfen onu koru yanına alma.. benim ona ihtiyacım var. Belkide benim yüzümden o haldeydi? Dün gece çok sert sözler söylemiştim ve o da kendini böyle cezanaldırmak istemişti. Neden onu affetmedim ki! -bu o kadar kolay değildi baek-' sürtük iç ses yine devrede! Araba durduğunda başımı çevirip etrafa baktım, burası hiçte hastaneye benzemiyordu.
"İn hadi sarışın" şaşkınca kyungsoo'ya bakıp arabadan indim.
"chanyeol nerede?"
"Şu tekneye bin baek o seni sevgline götürecek" dedi ve arabaya binip hızla gözden kayboldu. Peşinden koşsamda bir süre sonra pes edip marinaya geri döndüm ve gösterdiği tekneye bindim. Ne sikim dönüyordu? chan iyi miydi? Nasıl bir oyunun içindeyim ben? Tekne hareket ettiğinde korkarak etrafa bakındım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Aşk //
Fanfic'' Chanyeol!.. '' ''Ne var yine?'' '' seni seviyorum'' dedi sarışın.. chan gülüp sigarasını yere atıp ellerini cebine soktu ve sarışının kalbini acıtan o iki kelime dudaklarından döküldü.. '' Umrumda değil!!''