Bu kitapta başkarakterin psikolojik durumu, o durumun altında yatan olaylarla beraber işlenmektedir. Olay örgüsüyle beraber karakterindeki gelişime veyahut gerilemelere tanık olacaksınız, okurken karakteri daha iyi anlamanız için bu notu yazmak istedim, iyi okumalar dilerim... 🤍
GİRİŞ
Dört yıl önce;
"Ecrin! Topu yine mi yan bahçeye kaçırdın?" Hazal'ın seslenişiyle dudağımın kenarını dişleyerek omuzlarımı kaldırıp geri indirmiştim. Voleybol turnuvalarına hazırlandığı için sürekli benimle çalışmak istiyordu. Voleyboldan hiç anlamadığım için topu sürekli yön odağı olan, yan bahçeye kaçırıyordum.
"Yeter artık, bu seferde git sen al. Bıktım yan bahçenin bahçıvanıyla muhatap olmaktan." Topu defalarca kez kaçırıp, alması için Hazal'ı göndermiştim, ona hak veriyordum. Bu seferde kendim gidip almalıydım. Hazal kabullenişimi görünce rahat bir soluk vererek kendisini plastik sandalyeye atarak masanın üzerindeki ılınan limonatayı dudaklarına götürdü. Benim kötü olmam onu etkilememişti, en azından benimle vuruş çalışabiliyordu. Hazal bu konuda gerçekten de çok yetenekliydi.
Ellerimi mavi kot şortumun cebine sokarak ilerleyerek yan bahçeyle aramızdaki duvara bakındım. Görünürde bahçıvan yoktu.
"Bakar mısınız?!" Diyerek seslendiğimde Hazal'ın bahsettiği bahçıvan ortaya çıkmamıştı. Bahçeye tekrar bakındığımda topun bahçenin arka kısmına doğru gittiğini gördüm. İki dakikalığına içeriye girsem zarar çıkmazdı, değil mi?
Sorun olmayacağını düşünüp duvardaki ellerimden yardım alarak yan tarafa atladığımda dengemi zorlukla toparlayabilmiştim. Dizlerime bulaşan tozları silkeledikten sonra saçlarımı geriye ittirerek dikkatli adımlarla topa doğru ilerlemeye devam ettim. Biraz eğildiğim an arkamdan gelen bir hışırtı sesi işitmiştim.
Doğrulup hızla arkamı döndüğümde ne yapacağımı, diyeceğimi şaşırmıştım. Karşımda lacivert eşofman altı ve gri tişörtüyle bir adam duruyordu.
Dik burunlu, açık renk saçları vardı sakalları olmadığı için daha genç dursa da yirmili yaşlarında olduğu belliydi. İri gözlerini suratımın her bir zerresinde gezdirmeye başladığında nasıl bir tepki vereceğini kestirmeye çalışıyordum.
"Kusura bakmayın, izinsiz girmek zorunda kaldım." Dedikten sonra yerdeki topu aldığımda hala dik bir şekilde bakmakta olduğunu gördüm. Bu adam nasıl böyle bakabiliyordu?
Bir şey söylememesini çok da umursamadan hızlı adımlarla duvara doğru ilerleyerek topu karşı tarafa attıktan sonra duvarın tepesine çıkarak yan tarafa geçtiğimde delici bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
Göz rengini çözemediğim genç adam beni ürkütmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya'saklı Bahçe
RomanceAilesinin zoruyla sevgilisinden ayrılan Ecrin arkadaşının yanına gönderilir ve orada bir adamın kızına bakıcılık yaparken hayatı ummadığı şekilde değişir...