Komut verilmiş,el havaya kalkmış hiç olmayacak,hak etmediği,narin bir yere olağanca şiddetiyle inmiş geride yana düşmüş bir baş ve kan sızan bir dudak bırakmıştı.Peki bu yıkmın sahibi pişmanmıydı bundan?Belki...Yo hayır asla değildi.O el değil miydi yine aynı sebepten minik bir can alan,Neden pişman olsun şimdi bu küçük sebepten.?
°°°°°°
Ellerimi saçlarımın arasına daldırıp koparmak istercesine asıldım.Sehpaya savurduğum sert tekmeyle birlikte hem cam sehpa hem üzerindeki biblolar farklı yerlere savruldu ancak sinirim azalmak yerine dahada katlanarak gözüme ilişen ne varsa yakıp yıkıp,parçalara ayırma isteğiyle dolup taşıyordum.Televizyon ünitesinin üzerinde duran ne varsa bir el darbesiyle hepsini yerle bir etmem bir saniyemi bile almamıştı.Bütün salonu yakıp yıksam hattaha içinde bizimle birlikte tüm evi yaksam yine dinmeyecekti içimdeki ateş.
Yine lanet olası bir sinir krizi geçiriyordum ve beynim işlevine bir son vermiş sonun ne olacağını düşünmeden etrafı ve önüme geçen her şeyi yakıp yıkıyordum.Önüme çıkan ne varsa alıp başka bir şeye sert bir şekilde fırlatıp bir yandan da boğazım yırtılana kadar bağırıyordum.Elime bir şey daha geçirmiş önüme gelen bir yere olağanca şiddetiyle fırlatacaktum ki L koltuğun birleştiği köşeye yaslanmış,bacaklarını kendine çekmiş kollarınıda bacaklarının etrafına dolamış sessiz bir şekilde sakinleşmemi bekleyen Ada'yı,küçük kadınımı,çocuğumun annesini hıçkırıklarla sarsılan omuzlarıyla ağlıyordu.Elimde fırlatmak için tuttuğum bardak öyle sıkıca kavradım ki uyguladığım baskıya daha fazla dayanamayıp elimde parçalanmıştı ve elime batıyordu ama ben bardağı halâ sıkıca elimde kavrıyordum.Onun canı acımış,küçük kalbi kırılıp kanamış benim elimdeki bardak kırılıp elime batmış,kanatıp bileğimden koluma doğru kırmızı bir yol çizmiş çok mu?Gözlerim hıçkırıklarıyla sarsılan omuzlarından kan sızan dudağına kayınca kendime gelmiştim.Sanki o an başımdan aşağıya bir kova dolusu buzlu su dökülmüştü ve ben anca o zaman ne yaptığımın daha doğrusu neler yaptığımın farkına varmıştım.Elimi gevşetip bitgin bir şekilde aşağıya düşmesiyle elimdeki kana bulanmış cam kırıklarının yere düşmesi ve elimdeki kesiklerden süzülen koyu sıvının halının üzerine damlaması bir oldu.
Allahım ben ne yaptım.Ne zaman son bulacak bunlar ne zaman düzelecek herşey?Kahretsin,daha ne kadar kıracağım etrafımdakileri?Daha ne kadar incitecektim etrafımdakileri?
Yavaş adımlarla birkaç adım ilerimdeki Ada'ya doğru ilerleyip tam önünde durup dizlerimin üstüne çöktüm ancak beni fark etmesiyle birlikte benden uzaklaşmak için elleriyle yerden destek alıp bedenini yana çeken küçük karımı izledim bir süre.Ona daha fazla yaklaşmayacağımı durup ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu sanki..Bakışları önce kana bulanmış elimde sonrada gözlerimde dolaştı.Yosun tutmuş iri yeşillerini hırçın mavilerime kilitledi,öylece baktı yeşilleri mavilerime daha da artarken gözlerindeki yaşlar daha da şiddetlenirken ağlaması öylece baktı yeşilleri mavilerime.Buğulandı bakışlarım.Ne yani ağlayacak mıydım?Belki çoktan başlamıştım ağlamaya yaşlar akmak için biriktiğinden buğulanmıştı bakışlarım,bunun için mi şiddetlenmişti gözyaşları?Sırf ben ağlıyorum diye mi?Benim içim kan ağlıyordu o her ağladığında gözlerim ağlamış çok mu?Kendine değilde benim kanayan elime mi ağlıyordu?Bana mı üzülmüştü yani?Üzülmesin.!!Birde benim için dökmesin incilerini,birde benim için yanmasın canı.Buna bile zor dayanırken daha fazlasını nasıl kaldırır bu kalp?
Biraz önce benden korktuğu için açtığı mesafeyi şimdi yine kendisi kapatıyordu.Tam önüme geldiğinde dizlerinin üzerine kalkıp yeşillerini mavilerime sabitlediğinde daha da şiddetlendi göz yaşları.Gözünden akan her damla içime işleyip içimde ne var ne yok dağlıyordu.Süzülen her damlada bir kez daha lanet ediyordum kendime.Benim gibi dizlerinin üstünde yükselip yüzüme daha dikkatli bakmaya başladı.O bunları yaparken ben tepkisiz bir şekilde onu izliyordum tıpkı şimdi elini havaya kaldırıp yüzüme yaklaştırarak aktıklarından bi haber olduğum göz yaşlarımı silerken izlediğim gibi."Erkek adam ağlamaz.!" diyen ben küçük karım ağlıyor diye ağlıyordum.Ada'nın gözlerimin altunda gezinen başparmağıyla içimi ani bir huzurun kaplaması bir oldu.Bendeki etkisi buydu işte,her gülüşünde,her hareketinde,her bana dokunduğunda olan buydu,huzur...Huzurun sözlükteki karşılığıydı bu kadın.Parmaklarının ucunda şifa taşıyan,küçük masum bir kızdı benim karım.Elimi yüzümdeki eline götürdüm.Kanlı avucumu elinin üstüne koyup elini yanağıma götürdüm.Gözlerimi kapatıp yanağımı avucuna sürttüm.Ne muazzam şeysin sen kadın.Her yanından huzur akıyor adeta.
![](https://img.wattpad.com/cover/51033731-288-k412698.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHA TUTKUN (Aşk-ı Şedid Seri 1)
RomanceAteş KARA. Adı gibi yakıcı,soyadı gibi karanlık... Ada KARA. Ateş'in karanlığına ışık,zararına yarar... Etrafta aşk var,bir o kadar da sır. Her şeyin bir sonu vardı,onlarında olduğu gibi... Saflığın tehlikeye, ...