12- "SAF,KÜÇÜK BİR KIZ..."

4.9K 157 25
                                    

"Ada,Ada beni duyuyor musun?"

"E,efendim Salih ağabey,dalmışım kusura bakma."

Mahçupluğumu belli etmek istercesine bir tebessüm belirdi dudaklarımda.O da halimi anlamış olacak ki benim tam tersime içten ve gözlerinin kenarlarını kırıştıran bir şekilde tebessüm yer edindi yüzünde.

"Belli,neredeyse yarım saattir sana sesleniyorum ama sen sadece cama bakıyorsun.Kötü bir şey yok değil mi?"

"Yok,kötü bir şey yok.Ateş,Ateş'i düşünüyordum,değişen bir şey yok yani."

"Ada bak Ateş'le ilgili neyi ne kadar biliyorsun bilmiyorum ama şunu unutma böyle olmayı o seçmedi,hiç kimse böyle olmayı seçmez haksız mıyım?"

"Aslında haklısın hiç kimse en yakınını kendi elleriyle bir enkaza çevirmeyi seçmez,Ateş dışında..."

"Bak yine söylüyorum neyi ne kadar biliyorsun hiç bir fikrim yok ama sen akıllı bir kızsın Ada Ateş'in sana her zarar verdikten sonra ölümüne pişman olduğunu görecek,sanki onları kendisi yapmamış gibi senin tabirinle yarattığı enkazı hayretler içinde izlediğinin farkına varacak kadar zeki bir kızsın.Böyle olmak onun elinde olan bir şey değil,böyle olmayı o seçmedi,ona bir seçme hakkı sunulsaydı emin ol oda böyle biri olmayı,ne size nede bir başkasına en ufak bir zarar vermeyi seçmezdi."

"Seçmezdi değil mi?"

"Seçmezdi.İnelim mi?"

Neydi yüzümde oluşan bu istem dışı tebessümün sebebi,onu geçtim peki içimin rahatlatan bu şeyde neydi?Hadi ama Ada yaşadığın onca şeyden sonra hala bir umut Ateş'in tüm bunları istemeyerek yaptığını mı düşünüyorsun?Sen safın önde gidenisin,tüm bu olanlar hatta olacakları misliyle hak ediyorsun içinde umuttan tek bir kırıntı kalmayana dek...

"İnelim."

Salih ağabey son kez yüzüme bakıp tebessüm ettikten sonra kapıyı açarak aşağıya inip benimde kapımı açmasıyla birlikte beraber kaşımızda duran eve doğru ilerlemeye başladık.Bir saniye,allah aşkına bizim bu evin önünde ne işimiz vardı daha da önemlisi Ateş'in böyle bir yerde nasıl bir işi olabilirdi ki?

İstemsiz bir şekilde bakışlarım etrafta gezinmeye başladı.Allahım,Bizim burada ne işimiz vardı ıssız etrafı uçsuz bucaksız bir ıssızlıkla kaplı ve bu ıssızlığa inat olsun diye tam ortaya yerleştirmiş üç katlı bir ev ve her karışı siyah takımlı iri kıyım olmalarının yanı sıra bir o kadarda ürkütücü adamlarla dolu bir arazide bizim ne işimiz vardı.Elim istemsizce karnıma gitmişti ve bunu yapmamın altında onu koruma isteği yatıyordu bunu biliyorum,onu kiminden neden korumak istediğimiz bilmediğim kadar.

"Ateş burada mı?"

"Evet."

"Buraya ilk kez geliyorum,aslında doğrusunu söylemek gerekirse Ateş bana buradan daha önce hiç bahsetmemişti."

"İnan seni buraya çağıracağını beklemiyordum."

"Neden?"

"Buraya ondan ve Burak beyden başka gelen hatta bilen kimse yok."

"İçeride her ne varsa bayağı önemli bir şey olmalı neredeyse bizim sitenin önündeki korumaların iki katı evin çevresinde var."

"Akıllı bir kız olduğunu söylemişim."

Evin kapısına yaklaşmamızla kapıya yakın olan korumalardan bir tanesi yanımıza geldi.Yanımıza daha doğrusu Salih ağabeyin yanına gelen koruma resmen gözlerini benim üzerimden bir saniye bile ayırmıyordu desek yeridir çünkü ikide bir bana bakıp duruyordu herhalde benimde her ne kasar geç anlamış olsam da o da benim gibi burada olmamam gerektiğini düşündüğü aşikardı.Ah,allahım cidden benim burada ne işim vardı?

SİYAHA TUTKUN (Aşk-ı Şedid Seri 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin