Hellöööö ponçirikoslaar!
Henüz topu topu 20 kişi olsakta okuduğunuz için çok teşekkür ederiiim! Umarım beğenirsiniz ❤️❤️
Multi: Bölümden bir sahnecik.
Müzik: Bölüme çok uymadı farkındayım ama, son zamanlarda çok taktııım.
İyi okumalaaar <3----
(Utku)
"Ege bu suratının hali ne lan?!" Ege'nin şirkete geldiğini öğrendiğimde bir şeyler olduğunu anlamıştım. Eşek herif işi düşmeden uğramıyordu. "Bir şeyim yok abi süperim hatta." Suratında ki gereksiz gülümseme ile odamda ki koltuklardan birine oturdu. "Babam mı yaptı?"
Ege'nin suratında ki gülümseme silinip gitti. "Çok az kaldı Ege söz veriyorum seni alıcam yanıma tamam mı?"
Ege'ye baktıkça kendi çocukluğumu görmek çok canımı yakıyordu.
Notların mı düştü? Dayak.
Aileni okula mı çağırdılar? Dayak.
Babanın yanında o oturmadan mı oturdun? Dayak.
Nefes mi aldın? Dayak.
Benim kaçıcak yerim yoktu. Anneme gidemezdim, hali hazırda bir abim de yoktu. Dayandım. Kendi paramı kazanana kadar dışardan melek görünen bir şeytanla büyüdüm. Ama Ege'nin bunu yaşamasına asla izin vermiyecektim. 18'ine bastığı gün yanıma gelmesine hiç bir engel kalmayacaktı. Ege o evde iyi değildi. 2. Kez kendine zarar verdiğinde yanıma almıştım ama akşamına kapıma polisler dayanınca tekrar cehenneme gitmesine engel olamamıştım. Ama bu yıl, Ege'yi alacaktım. Ve benim yaşadığım hayatı yaşamasına izin vermeyecektim.
"Utku bey bu haftanın raporlarını getirdim." Filiz Abla odama girdiğinde kafamı salladım. "Arif Abi'yi çağır Filiz."
Ege'nin psikolojik bir tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünmüştüm. O gün onu o hastahaneye götürürken düşündüğüm tek şey kendine bir kez daha zarar vermemesiydi. Bunu 'normal' yollardan yapamıyorsam kendi yollarımı yaratmalıydım.
Filiz'in getirdiği zarfı açıp içinde ki fotoğrafları karıştırmaya başladım. 1 hafta olmuştu. Bir haftadır takip ettirdiğim kızın hayatı kelimenin tam anlamıyla bir saçmalıktı.
Elimdeki fotoğrafları inceledim. Bir insan bütün gün nasıl gülebilirdi? Kız bütün fotoğraflarda gülümsüyordu. Bir kaç fotoğraf alta inince gördüğün resimle durdum.Kızın yanındaki Ege değil miydi?
Fotoğrafın farklı versiyonlarına baktığımda yanında ki oğlanın Ege olduğuna tamamen emin olmuştum. "Senin bu kızın yanında ne işin var lan?" Elimdeki fotoğrafı saatlerdir telefonuyla oynayan Ege'ye fırlattım. "Yuh peşime adam mı taktırdın abi?" Ege ayağa kalkıp masanın üstünde ki diğer fotoğraflara bakarken Arif Abi de yanımıza gelmişti. "Takip ettirdiğin ben değilim?" Ege elinde ki fotoğraflarla suratıma bakarken derin bir nefes aldım. Ben elimi olaya atmadan nasıl tanışmıştı bunlar? "Sen nerden tanıyorsun bu kızı?" Arif Abi'de resimleri görüp 'dahası var' bakışları atınca kafam iyice allak bullak olmuştu. "Adı Devrim, bugün bana yardım etti. Başka bir şey bilmiyorum."
Beynim bana oyun oynuyordu?
Kız da Ege'yi mi takip ediyordu? Neden?
"Sürpriz! Kız abisi ve babasıyla yaşıyor. Annesi ölmüş, lösemiden. Abisi, Mert Yalçın.." Hasiktir.
Arif Abi masada duran resimleri karıştırdı. "Sanırım bu adam sevgilisi, bir ailevi bağları yok. Adam her gün bu eve gidiyor, kız da bi keresinde adamın evine gitti. Ailesinde ki modernliğe bi yorum yapamıcam." Arif Abi resimde ki sarışın adımı gösterinde sinir kat sayım yükseldi. "Akın Çavuşlar değil mi bu herif?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terapi
Teen FictionGenç bir kadın; adı Devrim. Hayatına aldığı sayılı insan ile 24 yaşına kadar huzurla gelmiş, eğlenceli, neşeli bir genç kız. Mezun olma merdivenlerini çıkarken karşılaştığı aile dramı ile hayatı değişti. Onun tek isteği ise psikolog olmaktı.. Bir de...