FİNAL

3.6K 189 47
                                    

 Hikayemi okuyup, beğenen ve yorum yapan bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Beni yalnız bırakmadığınız için de bu teşekkürüm. Öpüyorum hepinizi. Belki tekrar görüşürüz. Kendinize çok iyi bakın.  :) :* ♥  

    -YAZARDAN-

Esim kafasındaki düşüncelerle pencereye yaklaştı. Dışarı da yağan yağmuru seyretmek için perdeyi çekerek etrafı izlemeye başladı.

Değişen hayat koşullarıyla mutlu olması gerekirken onun o kadar para umrunda değildi. Bu zamana kadar kendi ayakları üzerinde durdu, bundan sonra da öyle yapabilirdi. Onun tek istediği sevdiği kişinin onu sevmesi, onu düşünmesi...

Ama haberi yok ki sevdiği kişi de onu seviyor...

Ece sevgilisiyle buluşmak için gitti. Böyle zamanlarda kendini daha bir yalnız hissediyor ve kendi düşünceleri Rüzgâr'la dolup taşıyor.

Derin bir iç çekmenin ardından başını gökyüzünden alarak gelip giden arabalara bakmak için yola doğru baktığında gördüğüne inanamadı.

Kısa süreli şokun ardından kendini hemen toparlayıp, ceketini ve kenarda hazırda bekleyen şemsiyeyi kapıp koşar adım dışarıya çıktı.

Rüzgâr Esim'i öyle görmenin verdiği acı hisle oradan hemen uzaklaşıp kendini bir barın önünde buldu. Sarhoş olmayı sevmese bile kendine engel olamayıp bara girdi ve akşama kadar içti. Her bardakta unutması gereken anı daha da bir beynine kazındı.

Kalbine daha fazla söz geçiremeyip alkolün de verdiği cesaretle arabasını Esimlerin apartmanın önüne sürdü.

Her ne kadar sarhoş olsa da herşeyin farkındaydı. O tercihini yaptı! Kendi isteğiyle! Ona ne kızmaya ne de tek kelime laf söylemeye hakkı vardı. Bağırmak, kırmak, parçalamak istiyordu. Ama elinden tek gelen susmaktı. Daha fazla araba da oturmayıp yağan yağmuru aldırmayıp dışarıya çıktı.

Tam da o anda yanındaki hareketlenmeyle birlikte onun sesini duydu. Açılan şemsiye şimdi ikisini de ıslatmıyordu. Ama ona yakın olmak Rüzgâr'ın yine o anı hatırlamasına sebep oldu.

Acı dolu bir kahkaha atarak Esim'e buğulu gözleriyle baktı. Havanın loşluğundan dolayı ise kız bunu fark etmedi bile.

-Mutlu musun?"

Rüzgâr bunu söylerken zorlandı. Kelimeler düğümlenmiş ağzından çıkmamak için savaşmıştı. Ama bilmek istiyordu. Mutlu olduğunu bilmek ve onun mutluluğuyla mutlu olmak!

Esim'se anlamayan gözlerle ona bakarken konuşmasından sarhoş olduğunu fark edip şaşırdı. Onların iki kardeş alkolü sevmediğini biliyordu. Neden içmiş olabilir ki diye düşündü?

Gök gürüldemesiyle bunu burada konuşmanın saçma olduğunu düşünüp:

- Gel, yukarı da konuşalım" diyerek onu çekmeye başladı. Neyseki ayakta durabiliyordu.

Asansörde baş başa kalınca Rüzgâr kafasını Esim'in saçlarına gömerek kokusunu içine çekti. Esim neler olduğunu anlayamaz bir şekilde öylece donup kaldı. Rüzgâr ise onun sessiz kalmasından cesaretlenerek omuzlarından tutarak kendine çevirdi. Baş parmağıyla alt dudağına dokunarak konuşmaya başladı:

- Başkasını öpmeni istemiyorum! Sadece seni ben öpsem? Ama ben seni kendim kaybettim değil mi, böyle bir isteğe hakkım yok!"

Rüzgâr kendi kendine konuşur gibi konuşarak içindekileri döktü. Bu onu rahatlatmak yerine gerçekleri duymak daha da ağır geldi. O yüzünü buruşturup haline acırken Esim hâlâ şoktan çıkamadı.

MASUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin