3.Bölüm

6.9K 252 12
                                    

Bu gibi sorunlarla sık sık karşılaşıyorduk. Neyseki Hakan bey anlayışlı biriydi. "müşteri her zaman haklıdır" düşüncesiyle itiraz etmeden Hakan beye masadaki adamın kendisini görmek istediğini söyledim.

Kaşları çatarak adamı inceledi biraz sonra hafif şaşırarak adamın yanına gitti. Adam ayağa kalktı ve birbirlerine sarıldılar.

Sanırım tanışıyorlar. Hakan bey iki türk kahvesi isteyince kahvelerini götürüp bıraktım. Adam kibar bir şekilde teşekkür etti. Bende "afiyet olsun" diyerek yanlarından ayrıldım.

Geri tezgaha geldiğimde Ece'nin soru işaretine dönmüş gözleriyle karşılaştım. Onun bu haline gülümsemeden edemedim. Çocukluğumuzdan beri birlikte olduğumuz için bakışlarımızı anlayabiliyorduk. Ona olanları anlattım.

-Adam yaşına göre fazla karizmatik duruyor ve beyefendi" dedi.

-Nerden anladın beyefendi olduğunu belki kabadır?" dedim.

-Hakan bey kaba insanlarla muhabbet etmez" dedi yüzünü buruşturarak ve haklıydı. Sonra devam etti:

-Ayrıca iş adamı gibi giyinmiş ve aşırı hareketlerde bulunmuyor yani tam beyefendi"dedi. Gözlerini kısmış öylece adama bakıp onu analiz ediyordu. Bende yavaşça başımı o tarafa çevirip dikkatle baktım.

Aslında haklıydı adamın giyimi ve hareketleri onu gösteriyordu.

Biz Ece'yle böyleydik. Kimi görsek inceler, karakter analizi yapardık. İkimizde psikoloji öğrencisiydik ve ilk senemiz bitmişti bile.

Onun için kendimize engel olamıyorduk. Şimdi de burada çalışarak okul için para biriktiriyordum. Çalışmasaydık okuyamazdık. Pardon, ben okuyamazdım. Alper amca yani Ece'nin babası onun okul masraflarını karşılıyordu. O da kendi parasıyla kirayı ve faturaları ödüyordu. Benim partime çalışmamla kazandığım para da bana kalıyordu. Zaten hepsi okul masrafı oluyordu. Şu anda hayalimi Ece sayesinde gerçekleştirebiliyordum. O olmasaydı okuyamazdım. Ve psikolog olamazdım.

Ne zaman derdim olsa Ece'yle konuşur rahatlardım. O zamanlarda anlamıştım konuşmanın insanı rahatlattığını ve psikolog olmaya karar vermiştim. Ve tabiki Ece beni yine yalnız bırakmadı, sırf benim için değil tabi o da istiyordu. Birlikte insanların dertlerini dinleyip onları mutlu edecektik. Yani ikimizde psikolog olma yolunda ilerliyorduk. Ben dalmışken Ece seslendi:

-Esim, patron çağırıyor. Hadi" dedi kolumdan çekerek. Onların yanına gittiğimizde kibar adam gülümseyerek boş sandalyeleri gösterdi:

-Oturun kızlar" dedi. Hakan beyde onay verince oturmak zorunda kaldık.

Adam resmen bizi incelemeye başlamıştı. Bundan rahatsız oldum ve kıpırdanmaya başladım. Ece'ninde benden farkı yoktu. Kibar adam yada sapık mı demeliyim artık bilemiyorum! Boğazını temizledi ve konuşmaya başladı:

-Kızlar, parfüm üzerine bir şirketim var." dedi ve devam etti "genelde çalışanlarımı güvendiğim insanlar önerdi yada zaten tanıdığım güvenilir insanlardan seçtim. İyi bir sekreterim vardı ama evlenince işi bıraktı. Dürüst, çalışkan, güvenilir ve eğitimli bir sekreter arıyordum ki şansa bakın, iki tane buldum." dedi gülümseyerek. Ece'yle birbirimize boş boş baktık.

Bizden mi bahsediyordu yani?

-Dolgun maaş, sigorta ve küçük hanım" dedi bana bakarak "sana burs." İnanmıyorum sonunda biri daha okumama destek olacaktı. Bir anlık sevinçle gülümsedim. Adam devam etti:

-Okul başlayınca da partime çalışacaksınız. Maaşınız eksilmeyecek. Biriniz sabah diğeriniz öğleden sonra çalışır. Sonuç olarak kimse mağdur olmaz" dedi.

"YAŞASINNNNNNN" diye bağırmak istedim o an. Bu teklif, bu zamana kadar aldığımız en iyi teklitfi.

Ama birden aklıma şimdiki işim geldi. Hakan bey çok iyi biriydi ve bize hep destek olmuştu. Hele Aysel hanım bir çalışan gibi değil de kızları gibi davranmıştı hep. Onları bırakabilecek miydik? Ece bana baktıktan sonra konuştu:

-İzin verirseniz, biz biraz konuşalım?" dedi. İkisi de onay verircesine kafasını sallayınca masadan kalkarak biraz uzaklaştık:

-Eee, kabul edecek miyiz teklifi?" dedim kararsız bir şekilde. Bana bir süre baktıktan sonra konuştu:

-Asıl soru" dedi tek kaşını kaldırarak ve devam etti "para için bizi kızları olarak gören insanları bırakacak mıyız, yoksa onlar için böyle güzel bir teklifi red mi edeceğiz" dedi ciddi bir şekilde.

Bence de asıl sorulması gereken soru buydu!

Evet teklif çok güzeldi ama diğer yanda ise bizi koruyup kollayan bir çift ton ton patronlarımız vardı.

Gerçekten ne yapacaktık şimdi biz?!

MASUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin