21. Bölüm

3.3K 160 28
                                    

Multimedya da Cemre bebek var ♥
İyi okumalar :)

Kapıda duran kadından ziyada kucağında ki bebeğe odaklanmıştım. O da bana bakınca gülümsedim ve o hemen sevildiğini fark etmiş olmalı ki kendince sesler çıkarıp gülmeye başladı.

Elini ağzına alıp kendince benimle konuşup gülüyordu. Tam kadınla konuşacaktım ki arkamdaki hareketlenmeyle arkama dönüp baktım.

-Buyurun?" dedi Ece. Yeni uyandığını belli eden hırıltılı sesiyle.

Kadın ise bir bana bir de Ece'ye şüpheli bir şekilde bakıyordu.

Hani olur ya en mutlu anınızda birisi gelir ve hayatınızın en önemli erkeğini sorar. Bu bazen babanız, bazen de sevgiliniz olur. Daha sonra Kadın kucağında ki bebeği gösterip 'çocuğuna sahip çık' der ve tüm mutluluk gider.

Aynen kadının yüz ifadesi böyleydi. Sanki 'nerede o' diyecek gibiydi.

Ece'nin sorusu üzerine sıcacık gülümsemeyi ihmal etmeden:

- Necla teyze ya da Gül teyze yok mu?" dedi aynı zamanda kucağındaki bebeği sallayarak.

- Hayır. Evde Rüzgâr, Poyraz ve biz varız sadece" dedim.

Kadın hayal kırıklığı ile bebeği sallayıp çaresiz bir şekilde ona bakmaya başladı. Sanki bir şeyler düşünüyordu.

Anlamadığım bu kadın ve sessiz kalması beni iyice germişti. Ece'ye dönüp baktığımda onun da benden farksız olduğunu gördüm.

-Peki siz kimsiniz?" dedi umutla bize bakarak.

- Aziz beyin sekreterleriyiz" dedi Ece tek kaşını kaldırarak. Kim olduğunu bilmediğimiz biri nedenini bilmediğimiz sebepten dolayı sorguya çekmişti sanki.

Yani soru sorarken o kadar ciddiydi ki sanki meslek sırrını bize verecekmişte güvenirliğimizi test eder gibiydi.

-Ben doktorum. Acil hastahaneye gitmem gerekiyor ve bugün evde olduğum için bakıcıya izin verdim, eşim de daha gelmedi. Normalde Necla teyze böyle acil durumlarda Cemre'yle ilgileniyordu. Şimdi de size bıraksam olur mu?" dedi telaşlı sesiyle.

Sanırım gerçekten hastahane de kötü bir olay vardı. Yoksa kim tanımadığı birine çocuğunu emanet etmek ister ki? Hem de bunu son çare olarak görüp?

Çocukları çok severdim. Hem de küçük bebekleri daha çok. Gerçi bu tatlı şeyleri kim sevmezdi ki!

- Tabi ki bakarız, siz merak etmeyin" dedi kadına güven veren gülümsemeyle.

Bende gülümseyerek az önceden beri yapmak istediğim şeyi yaptım ve kollarımı uzatarak bana gelmesini sağladım.

Cemre de sanki bunu bekliyormuş gibi benden hiç utanmadan kollarını bana uzatarak kucağıma geldi.

-Burada gerekli her şey var" diyerek elindeki çantayı da Ece'ye uzattı.

Daha sonra da kızının yanağını öperek, bize de el sallayarak acele bir şekilde uzaklaşmaya başladı.

Ben hâlâ Cemre'yle ilgilenirken Ece kapıyı kapattı. Bizde tam arkamızı döndük hareket edecektik ki karşımızda Poyraz'ı görmemizle beraber Ece ve ben aynı anda çığlık attık.

Bu çığlığa Poyraz bile kulaklarını ellerini kapatarak karşılık veriyorsa küçücük bir bebeğin korkmaması saçma olurdu.

O da normal tepkiyi vererek ağlamaya başladı.

Ne kadar da içten ağlıyordu. Canım benim çok korkmuş olmalı. Ben Cemre'yi kucağımda sallayarak susturmaya çalışırken, Ece de Poyraz'a kızıyordu.

MASUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin