9. Bölüm

4.5K 219 12
                                    

Bu bölümü hep yanımda olan ve beni yorumlarıyla ve oylarıyla yalnız bırakmayan @gonulozdemir14 e armağan ediyorum. Desteğin için teşekkür ederim canım. Sen mükemmel bir insansın. :)

Eve gelmiştik.

 Aziz bey o kadar ince düşünceli biriydi ki, biz rahat edelim diye bizi kendi arabasıyla göndermişti. Kendisi de Poyraz ve Rüzgâr'la birlikte gelmişti.

Asım amcayla güzel, sohbetli bir yolculuk yapmıştık. Akşam ki yardımcı kadın onun eşiymiş, Gül teyze. İkisinden başka çalışan yokmuş zaten. Necla hanım ev hanımı olduğu için gerek duymamış. "Onlar gösterişten hoşlanmaz" dedi Asım amca. Gerçekten de o kadar şirket, oteller ve fabrikalar olmasına rağmen sade bir hayatları vardı. Onlar gerçekten iyi insanlar...

Kapıya doğru giderken Rüzgâr bana bakıp bakıp gülümsüyordu. Umarım burada da elimi falan öpmeye çalışmaz. Rezil olmak istemiyorum! Zaten şakaydı uzatmaya gerek yok değil mi?.

Kapıyı çalmadan açıldı ve tüm sevecenliğiyle bizi Necla hanım karşıladı.

- Hoşgeldiniz" dedi yüzünde kocaman gülümsemesiyle.

Önce Aziz bey ardından ben ve Ece, en son da Rüzgâr ve Poyraz girdi içeriye.

Necla hanım evin erkeklerine tek tek sarıldı. Sıra bize geldiğinde sarılmasını beklemiyordum ufak bir tokalaşma olur sandım. Sonuçta biz onların sadece çalışanlarıyız. O yüzden:

- Hoş bulduk" deyip içeriye giriyorduk ki beklemediğim hareket oldu ve önce bana daha sonra Ece'ye sıkıca sarıldı. Ben daha bu şoku atlatamamışken:

- Size çok güzel kurabiyeler yaptım" deyiverdi.

Gerçekten bir anne kadar sıcak ve samimiydi. Rüzgâr ve Poyraz çok şanslılar böyle bir anneye sahip oldukları için.

-Teşekkür ederiz. Niye zahmet ettiniz" diyerek Ece mahçubiyetini belirtti.

-Ne zahmeti kızlar, hadi içeriye geçin" diyerek bizim salona geçmemizi bekledi.

Aziz bey L şeklinde olan koltukta oturmuş dosyanın birini incelemeye başlamıştı bile. Bizde karşısındaki tekli koltuklara oturarak birer dosyayı incelemeye başladık. Rüzgâr ve Poyraz da elinde birer laptoplarla salona girdiler ve Aziz beyin çaprazına oturarak araştırma yapmaya başladılar.

Yorucu bir günün üzerine bu daha yorucu olsa da Necla hanımın yaptığı kurabiyeler ve ufak çay molaları iyi geliyordu. En azından enerjimizi tazeliyorduk.

Akşam olmuştu ve bizim işimiz ancak bitmişti. Hep birlikte dağıttığımız dosyaları toplarken:

- Bizde sizi bekliyorduk. Hadi masaya" diyerek hazırladıkları yemek masasına davet etmişti Necla hanım. Ama benim şu anda eve gidip dinlemekten başka bir isteğim yok.

-Çok teşekkürler ama biz eve gidelim" diyerek ayağa kalkan Ece resmen duygularıma tercüman olmuştu. Bende ayağa kalkmıştım ki:

-Siz müdür beyin eşine karşı mi geliyorsunuz?  Size hiç yakıştıramadım kızlar" dedi Necla hanım gayet ciddi bir şekilde.

Bu ailenin ikna kabiliyeti gerçekten beni korkutmaya başladı. Her istediklerini kolaylıkla kabul ettirmesini biliyorlar. Daha doğrusu nereden vuracaklarını iyi biliyorlar. Kimi biz patron oğluyuz diye ititaz etmemize izin vermiyor, eşi de müdür eşiyim diye...

Gerçekten mükemmel insanlar.

Mecburen masaya oturup yemek yemeğe başladık. Ama bizi bıraksalar şurada uyurduk. Resmen göz kapaklarım kapanmak için yalvarıyor. Ece'nin de bende pek bir farkı yoktu.

MASUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin