19. Bölüm

3.2K 159 30
                                    

    -ECE'DEN-

Poyraz arkamdan gelerek kapıyı kapattı. Bende kendimi tekli koltuklardan birine atarak verilecek işi beklemeye başladım.

İçeriye giren Poyraz Aziz beyin koltuğuna oturdu ve bir kaç dosyaya imza attıktan sonra gülümseyerek sandalyeden kalktı.

Ben öylece ona bakarken o yüzündeki gülümsemeyi hiç silmeden sehpanın ucuna, tam karşıma oturdu ve ellerimi ellerinin arasına aldı.

-Hani iş nerede?" diyerek merakla sordum en sonunda. İş var diyerek beni çağırmıştı ama bu bakışlar bana nedense öyle demiyordu.

- Atılacak imzalar vardı ve ben hallettim" dedi.

Ona şaşkın bir şekilde bakmaya başladım. Maden sadece imza vardı, beni neden çağırmıştı.

Ellerimi kaldırıp gözlerime bakarak kibar bir şekilde öpücük kondurarak:

- Biraz seninle vakit geçirmek istedim." dedi.

Ben tabi onun bu tatlı haline ve az önceki temastan dolayı yumuşamış bir halde ona sadece gülümseyebilmiştim.

Aradan geçen 10 dakikanın sonunda ellerimi istemeyerek de olsa çekerek ayağa kalktım.

-Artık gidelim, hem Esim bekliyor" dedim. Şimdi dışarı da sıkılmış bir halde beni bekliyordur kesin. Esim'in ismini duyan Poyraz'ın hemen yüzü asıldı. Bende kalktığım koltuğa geri oturdum.

- Kardeşinin yaptığı şeyi biliyorsun sanırım" dedim kaşlarımı çatarak. O ise kafasını sallamakla yetindi. Rüzgâr'ın yaptığının bedelini Poyraz'a sormam yanlış olur.

Zaten yüzünden anladığım kadarıyla o da bu durumdan memnun değil. Derin bir nefes alıp vererek sakinleşmeye çalıştım.

-Bence Rüzgâr Esim'e değer veriyor" demesiyle alayla güldüm.

-Yanılıyorsun. Kardeşin resmen Esim'in sarhoşluğunu kullanmış" dedim gözlerimi gözlerine dikerek.

Bence öyleydi. Normal zamanda onunla ilgilenmezken neden sarhoş olduğunda öpüyordu. Kullanmış işte.

- Eğer değer verseydi bugünde ilgi gösterirdi değil mi?" dedim.

- Bence olayları akışına bırakalım ve biz karışmayalım" dedi bana umutsuzca bakarak. Bu durumlardan onunda hoşlanmadığı belliydi. Arkadaşım üzgünken nasıl müdahale etmeden izleyeceğimi bilemesem de konuyu şimdilik kapatmak istediğimden sessiz bir kafa saklamasıyla onu onayladım.

Yüzünde oluşan gülümsemesiyle tekrar elimi tutunca bende ona karşılık verdim. Biz birbirimize öylece bakarken kapının aniden açılmasıyla sanki suç işlemişim gibi tedirgin oldum ve ellerimi hemen çektim.

İçeriye giren Rüzgâr, somurtkan bir ifadeyle üçlü koltuğa geçerek yayıldı. Beni yeni fark etmiş olacak ki toparlanmaya çalıştı. Ona elimle 'dur' işareti yaparak ayağa kalktım.

- Esim beni bekliyor. Artık gideyim" dedim Poyraz'a gülümseyerek. Rüzgâr'a ise pis pis bakarak odadan çıktım.

Asansörün önüne geldiğimde öylece durduğunu gördüm ve merdivenlere yöneldim. Niye kullanmadıkları zaman şu asansörü meşgul ediyorlarsa artık?

Her basamakta artan sinirimle zemin kata indim ve dış kapıya yönelmişken durdum ve yönümü değiştirerek asansörün önüne gitmeye başladım.

Şu anda içeride iki sevgiliyi samimi bir şekilde görme olasılığım var, biliyorum. Ama bu sevgililerin buluşma yeri değil sonuçta. Ben bu düşüncelerle asansörün kapısını aniden açtım ve gördüğüm manzarayla ağzım açık kalmıştı.

MASUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin