Kapının tıklatılması ve ardından Azra Teyze'nin sesiyle gözlerimi açtım.
Azra Teyze:Uyuyor musunuz daha?Saat on iki oldu.
Yanımda Barış vardı.Hâlâ uyuyordu.Sanki annesi bizi görmüş gibi paniğe kapıldım.
Derin:Uyuyakalmışız Azra Teyze.Barış'ı uyandırayım.Hazırlanıp geliriz biz kahvaltıya.
Azra Teyze:Tamam canım.
Yatak zaten tek kişilik bir de yanıma yatmış.
Derin:Barış,uyan.Saat on iki olmuş.Kahvaltıya gideceğiz.
Gözlerini yavaşça araladı ve derin bir nefes alarak etrafına bakındı.Gülümsedi.
Barış:Günaydın.
Derin:Ya ben ne diyorum?Kahvaltı bitecek birazdan.
Barış:Tamam kalkarız.Acele etme ya.
Derin:Sen ne ara geldin buraya zaten?
Barış:Sabah geldim ya.Sen de uyanıktın.
Derin:Ne?Ben hatırlamıyorum öyle bir şey.
Barış:Çok içmiştin,Derin..
Derin:Ya hadi kalk şurdan.
Barış:Daha dün bana "Seni seviyorum." diyordun.O aklımdan çıkmıştı bile.
Derin:Şimdi de yalan söylüyorsun.Öyle bir şey demedim.
Barış:Onu da mı hatırlamıyorsun?!
Derin:Hayır. (yalan)
Zaten niye söyledim ki bunu?
Derin:Sen de hemen bundan yararlanıyorsun tabii.
Ciddileşti.
Barış:Ben mi suçluyum?
Derin:Ya tamam.Suçlu değilsin de hatırlamıyorum ben.
Barış:İyi,tamam.Hadi kahvaltıya gidiyoruz.