37) OBH- Köy yolunda önümüze çıkan malum ayı.

644 37 16
                                    

Herkese merabaa! Dün gece yazdığım yaklaşık bin kelimeyi wattpad kaydetmediği için bölüm gecikti. Multi Ece ve Hayal'in küçüklüğü gibi.  Sizleri çok seviyorum,haydi iyi okumalar!

---

" Kardeşim ben senin yerinde olacaktım. Bir güzel yolardım o kadını." Üzerinden iki gün geçmesine rağmen her aklıma geldiğimde sinirleniyordum.

   Kadın beni istemediğini yüzüme vura vura söylemişti resmen. Ve ben bunu Ece'ye anlattığımdan bu yana beni  neden sustuğum konusunda sürekli azarlıyordu. Aradan kocaman iki gün geçmesine rağmen olur olmaz bir zamanda ya da şu yemek masasında her elma gördüğümde sinirden sağ gözüm seğiriyordu. Ve Ece bunu her gördüğünde önce gülüp sonra da beni azarlıyordu. Bazen onun düşüncesinin kulağa ne kadar mantıklı geldiğini düşünsem de Toprak'ın annesi olduğu her aklıma geldiğinde iyi ki sadece susmuş, bağırıp çağırmamışım ya da Ece'nin deyişiyle yolmamışım diye düşünüyordum.

" Toprak'ın annesi olduğuna dua etsin." Elindeki kola dolu bardağı masaya bıraktıktan sonra koltukta arkasını yaslandı. Ağzını yana eğip gözlerini kısarak düşünce pozisyonunu almıştı. 

"O kadından o çocuk nasıl çıkmış kızım ya. Kadının suratı bile itici. " Söylediklerine gülmemek için kendimi bir o kadar zorlasam da gülmüştüm. Haklıydı. Kadın , pardon Hale Hanım, insanları bakışlarıyla rencide ediyordu.

"Bir soğukluk var anladın mı? Ama Toprak öyle mi? Güler yüzlü, samimi, sıcak, yakışıklı, çekici, kas-"  Artık bakışlarım nasıl bir hal aldıysa cümlesini tamamlamadan durmuştu.

"Yavaş gel." Surat ifadesi o kadar komikti ki. Toprak'ı kıskanabileceğim en son insan Ece idi çünkü o benim kardeşimdi. Her beğendiği çocuğu güzelce tarif eder ama sadece sarışınlara yazardı mesela. Sarışın ve sap bir yakışıklı erkek gördüğünde ise işler her zaman sarpa sarardı. Çünkü sevgili kız kardeşciğim içindekini tutamaz pat diye olur olmaz şeyleri söyleyiverirdi. Hatırlıyorum da geçen sene İzmir'de gittiğimiz beach party'de tek başına gördüğü sarışın kaslı çocuğa "Çok güzel saçların ve kasların var." demişti. Sonra çocuğun içecek almaya gittiğini öğrendiğimiz sevgilisi yanına gelince olanlar olmuştu tabii. 

"Ne be! Şimdi de eniştemi benden mi kıskanıyorsun? Hep sevgilim yok diye geliyor bunlar başıma. Şimdi doğruya doğru enişte bey yakışıklı çocuk ama tipim değil fıstık. Benim sevgilim sarışın olacak , nokta." 

"Ha yani Toprak sarışın olsa yazacaksın." Yanındaki yastığı tam on ikiden kafama indirirken "Saçmalama fıstık. Enişte bey enişte beydir." dedi ve bir yastık daha indirdi.

"Beyin hücrelerimi öldürdün ulan."  Yastığı çevik bir hareketle elinden kapıp bende ona vurmaya başladım. En son odayı yorgun hisseden iki genç kızın kahkahaları doldurmuştu demek isterdim ama sonuç öyle olmamıştı. Odayı telefonumun zil sesi olan Sehabe'den Sen doldurmuştu. Yastık savaşının bitmeyen kahkahasıylkoltuktan kalkıp masanın üzerindeki telefonumu elime aldım.

Toprak'ın aradığını görünce sevinmiştim. Olaylı akşam yemeğinden sonra beni evime bırakmıştı ama sonraki gün yani dün babasıyla birkaç işi olduğunu söylemişti. Bu yüzden yaklaşık bir buçuk gündür görüşemiyorduk.  Ece , sol gözünü kapayıp ağzını yana eğip kafasını da sağa sola doğru sallayarak Türk usulü 'kim arıyor' sorusunu göstererek sormuştu. 

" Atalay Demirci ne der bilir misin Ece? O yaptığın hareketin bilmem kaç tane anlamı var. Mesela yolda gördüğün birine yapsan nereye gidiyorsun,  hasta birine yapsan neyin var, normalde yapsan nasılsın gibi birçok anlamı var. Yani şimdi sen bu hareketi yapmak yerine bana direkt 'kim arıyor' sorusunu sorsan daha mantıklı olmaz mıydı?" 

Olmayacak  Bir HayalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin