Bölüm 12 " Takip"

2K 213 38
                                    

Hani bazı anlar olur, korku ve heyecan hisleri birbirine girip vücudunu ele geçirir. Tehlikeli bir durumla karşı karşıya kalıp o an bir reaksiyon göstermen gerekir fakat hiçbir şey yapamazsın. Bacaklarındaki tüm güç çekilmiş gibi ya da elin kolun bağlanmış gibi öylece kalıp kanının çekildiğini hissedersin. İşte o anlardan biri, şuan gerçekleşiyordu.

Haber ekrandan silindiğinde normale dönüp ne yapmam gerekeni bilmeme rağmen hiç hareket edemedim. Kendimi mağazaların camlarına yerleştirilen mankenlerden biriymişim gibi hissediyordum. Haber üzerime sinmiş gibiydi. Kendime, babamın sesiyle gelebilmiştim.

"Neden buradasın?"

Babam soruyu bana yöneltmişti fakat direkt olarak bana bakmamayı seçmişti.

Toparlanarak "Kokteyl... Yani davetliler hakkında söyleyeceklerim var." dedim. Sesim kuru bir gürültü olarak çıkmıştı. Aklım hala haberdeydi. Babamdan gelecek cevaptan çok merak ettiğim farklı sorular oluşmuştu kafamda.

"O iş Arden'de. İstediğini davet eder istediğini etmez."

Babam kısa bir süre içerisinde benimle tekrar konuştuğumda buraya gelirken söylemeyi planladığım kelimeler dudaklarımdan döküldü.

"O kokteylde Buket Taşdemir olacaksa, ben yokum."

Tanıdık bir isim ortamda duyulduğunda birkaç kişinin daha dikkatini üzerime çekmeyi başarmıştım. Az önce haber hakkında konuşan kişiler şimdi bize odaklanmıştı. Vücudum hareket edebilecek duruma geldiğinde kafamı çevirip Arden'e baktım. O şaşkınlığı benden daha kısa sürede üzerinden atmış gibiydi. Babam ile sürdürdüğüm konuşmayı dikkatle dinliyordu.

"Buket Hanım oraya gelse bile," diyerek babam konuşmaya başladı. Tekrar ona döndüm. Yüzünde ciddi bir ifade vardı."Sen orada olmak zorundasın Mila."

"Baba-"

"Tartışmaya açık bir konu değil," diyerek konuşmama izin vermedi. Hayal kırıklığı ile yüzüne baktım. Bana yandan kaçamak bir bakış attıktan sonra arkasını dönüp salondan ayrıldı.

Onu, diğerleri de takip etmişti. Arden de odasına doğru hareketlenmişti. Bende peşinden hızlı adımlarla gittim.

Arden odaya girdiğinde kapıyı kapatmasına izin vermeden içeriye girip onu kolundan sert bir şekilde çekerek durdurdum. Boştaki elimle kapıyı kapattım. İkinci sert hareketimle Arden sarsılarak yüzünü bana döndü ve kızgınca baktı. Bu tarz bir davranışı beklemediği ortadaydı. İstediğim şey olunca elimi kolundan sert bir şekilde geri çektim.

"Mila? Ne yapıyorsun?" dedi. Sesi kısık çıkmıştı. Kolunu kendisine çekerken duruşunu dikleştirdi.

"Asıl sen ne yapıyorsun?" diye haykırdım. Yükselen sesimle Arden sinirlenmeye başladı.

"Çık odamdan," dedi itaatkar bir sesle.

"Hayır çıkmıyorum. Sen, bana amacını anlatana kadar da çıkmayacağım."

Cümlemi bitirip kollarımı göğsümün altında birleştirdim. Ondan bir cevap beklemeye sabrım yoktu. Kafamdakileri yavaş yavaş ortaya dökmeye başladım.

"O gece, bizim dışımızda kim vardı? Bu çıkan haberden sonra nasıl rahat rahat odana girebiliyorsun? Ne gördüğünü idrak edemedin mi yoksa!?"

"Sesini alçalt Mila!"

Arden ani bir çıkışla iki elini de yana açarak bana doğrulttu. Ses tonu olmasa da elleri susmam için yalvarıyor gibiydi.

Düş RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin