Ölüm

161 13 0
                                    

   Bir hafta önce...

   Kapıdan gelen vurma sesleriyle gözümü açtım. Annemler gelmiş olmalıydı. Alacaklı gibi vurmalarının sebebi neydi ki? Sağır olmadığımı biliyorlar yani. Hem neden anahtarlarını kullanmıyorlar. Diye diye söylenerek merdivenlerden indim. Koşarak kapıyı açtığımda karşımda hiç beklemediğim iki kişi vardı. İki polis. Neler olduğunu anlamaya çalışırken polislerden uzun boylu ve esmer olan konuştu:
- Bayan Black?
- Buyrun benim, dedim hala şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım.
- Aileniz bir trafik kazası geçirdi. Bizimle gelmeniz gerekiyor, dediğinde sanırım başından aşağı kaynar su dökülme olayının Nasıl bir şey olduğunu anlamış oldum. Kulaklarım uğulduyordu. Evet biliyorum öz ailem değillerdi ama bu hayattaki tek varlığım onlardı.
- Bayan? İyi misiniz? dedi beyaz tenli daha kısa boylu olan polis.
- Onlar, dedim. İyiler mi?
- Hastaneye gidelim orada size gerekli bilgiyi verirler.
   Pekala, güçlü durmalıyım. Beni güçlü yetiştirdiler. Zayıf görünmemeliyim. Üzerime ceketimi aldım.
- Tamam, gidelim.
   Hastaneye vardığımızda beni ailemin yanına getirdiler. Ameliyata alınmışlardı. İçimde korkuyla karışık bir telaş vardı. Doktorun ameliyattan çıkmasını beklerken dar hastane koridorunda volta atıyordum. Sonunda kapı açıldığında
- Doktor bey ailem, onlar nasıl?
- Biz elimizden geleni yaptık. Ancak çok kan kaybetmişlerdi. Üzgünüm.
- Ne demek üzgünüm? İşin bitmiş olamaz içeri gir ve onları iyileştir! Diye bağırmaya başladım.
- Başınız sağolsun.
   Hayır. Olamaz. Beni sakinleştirmeye çalıştıklarını duyuyordum ama tepki olarak sadece çığlık atıyordum.
   Hemşire sakinleştirici iğneyi vurmadan önce son gördüğüm koridorun sonundan bana bakan bir çift kırmızı gözdü. Sakinleştirinin etkisine kendimi bırakırken gözlerin neden kırmızı olduğunu sonra düşünecektim.

VİTAE:Son UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin