Arkel, tüm efsaneyi baştan anlatmaya başladı Kamelya' ya. Yaklaşık bir saat boyunca hem kendisi anlattı, hem Kamelya' nın sorularına cevap verdi. Bir saatin sonunda Kamelya' nın kafasındaki soru işaretleri giderken yerine yenileri geldi. Kendisinin yönetici olduğu, madalyonun gücüyle ilgili şeylerde tatmin olmuştu ama şimdi daha büyük bir soru vardı.
Bundan sonra ne yapacaktı?
Güneş en tepeye yükselmişti. Sonbaharın sakin havası, rüzgara eşlik edip Arkel'in evinin pencerelerini yalarken evde sessizlik hakimdi. Kamelya yaralı olmasından ötürü halsiz hissettiği için Arkel' in odasında uyumuştu. Arkel ise salonu baştan başa karışlarken bir yandan sakalını kaşıyordu. Çok geçmeden kapı çalındı. Hızla salondan çıkıp kapıya gitti. Kamelya' nın kimliğinden haberdar olabilecek insanlara karşı tedbirli olmalıydı. O yüzden giderken yanına bıçak aldı ve usulca kapının dibine geldi.
-Kim o?
-Posta. Kim olacak benim Goral.
Arkel sesi tanıdı. Bıçağı sıkıca tutan elini gevşetip tuttuğu nefesini verdi. Yavaşça kapıyı açtı. Goral yüzünde her zamanki muzır gülüşüyle içeri dalarken Arkel' in yüzündeki solgun ifadeyi görmesiyle gülüşü soldu.
-Ar! Dostum iyi misin?
Arkel sıkıntıyla nefesini verdi
-Pek sayılmaz.
Goral' ın gözü Arkel' in elindeki bıçağa kayınca kaşları çatıldı:
-Elindeki ne? Beni öldürmeye mi karar verdin? Tamam sinir bozucu olabilirim de yaşama hakkım var.
Arkel elini sıkıntıyla saçlarının arasından geçirdi:
-Bunu kendim için taşımıyorum.
Goral sorgular bakışlarını yollarınca, Arkel açıklama yapma gereği duydu:
-Bu tedbir benim için değil, majesteleri için.
Goral birşey anlamadığını şaşkın yüz ifadesiyle belirtti:
-Nasıl yani? Anlamadım.
Arkel kapıyı kapatıp Goral'ın yanından geçti ve salona yöneldi:
-Anlamayacak birşey yok. O burda. Madalyonun sahibi odamda uyuyor şu anda.
Arkel' i takip edip salonun kapısına gelen Goral, Arkel koltuğa otururken yüzüne çarpık ama emin olmayan bir gülüş yerleştirdi:
-Espiri anlayışın cidden midemi bulandırıyor dostum.
Arkel başını yasladığı yerden kaldırmadan Arkel' e ciddi olduğunu anlatan baygın bir bakış gönderdi. Arkel' in yorgun hali ve ciddiyeti karşısında Goral hemen Arkel' in odasına yöneldi ve usulca kapıyı açtı. Yatakta uyuyan kızı görünce bir süre şaşkınlıktan ne yapacağını bilemese de sonradan kendine gelip kapıyı sessizce çekti ve salona geçti. Arkel'in karşısındaki koltuğa geçti:
-Bu bir şaka değil, değil mi? Yani içerdeki madalyonun sahibi efsanevi prenses.
Arkel baygın bakışlarla göz devirdi;
-Sana bir daha söylemeyeceğim.
Bir sessizlik oldu. Goral dirseklerini dizine koydu ve elini önünde birleştirdi. Daha sonra başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapatan Arkel'e çevirdi gözlerini:
-Peki şimdi ne yapacağız?
Arkel sıkıntılı bir nefes verdi:
-Bilmiyorum. Inan ki ben de bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK DİYAR EFSANESİ
Science Fiction"Ağaçların arasından sıyrılıp onların yapraklarıyla oynaşan rüzgar, sessizce olacakları bekleyen insanların gergin yüzlerini yavaşça yalayıp geçti.Nefret ve öfke dolu bulutlar, olacaklara tanık olmak için biraraya gelirken beraberlerinde ölüm kokan...