Madalyonun Öfkesi

83 14 10
                                    

Bu bölüm efsane hakkında ayrıntılı bir bilgi de verecek ve olaylar acık karışacak...Ve hedef +1000 okunma...Desteklerinizi bekliyorum.

Masanın üstüne yayılmış geniş haritanın etrafına toplanmıştı yedi kişi. Iki kişi de masadan uzakta, söylenenleri dinliyordu. Komutan Liam, elini haritadaki bir noktanın üstüne koyup gözlerini Kraliçe Eva' ya çevirdi:

-Alamut saldırmaya kalkışırsa burası girmeleri için çok müsait. Sınır ormanının bu kısmında tek tük ev var. Sivil halkın olmaması bizim için iyi. Böylelikle bir operasyon durumunda sivil halk zarar görmeyecek. Ama ormanın kasabanın merkezinin sınırına kadar uzanması şanssızlık. Böyle bir durumda farkedilmeleri zor olacaktır.

Kraliçe Eva kaşlarını çatarak haritaya incelerken bir yandan da çenesini ovuşturuyordu. Sonra kafasını kaldırdı ve gözlerini, sakalını kaşıyan Teğmen Radil'e çevirdi:

-Ordunun gücü ne alemde?

Teğmen hemen elini sakalından çekti ve esas duruşa geçti:

-Ordunun eksikleri şu anda minimum seviyede. Özelikle silah anlamında sıkıntı çekileceğini sanmam. Ama Alamut' a sızdırdığımız köstebeklerden aldığımız haberler pek iyi değil.

Kraliçe nin kaşları daha da çatıldı:

-Ne gibi?

Teğmen sıkıntıyla nefesini verip elini kılıcının kabzasına koydu. Masanın etrafındaki diğer komutanların üzerinde göz gezdirdi:

-Son bir hafta içinde Alamut' a gelen ziyaretçilerin sayısı hayli arttı. Sorun sayı değil, ziyaretçiler. Aldığımız haberlere göre başta Yeraltı Krallığı ve Şeytanın Muhafızlarından iki elçi olmak üzere daha bir sürü elçi Alamut' u ziyaret etmiş. Bunun gibi daha beş krallıktan daha ziyaretçi gelmiş. Kraliçe ile ne konuştuklarını net olarak bilmiyoruz ama elimize ulaşan bilgiler...Onların şu anda bir ittifak içinde olduğuna dair...Bize karşı.

Komutanların çoğunun yüz ifadesi değişip öfkeli bir hal aldı. Arkadan bir komutan söze girdi:

-Ama Yasak Diyar' ın koruma kalkanı var. Sonuçta ateş insanları ve şeytanın muhafızları büyülü varlıklar. Buraya giremezler.

Teğmen Radil söze devam etti ellerini büyük taş masanın üstüne koyarak:

-Şu anda tek avuntumuz o. Aksi takdirde onların bazı insanüstü özellikleri bize zarar verebilir. O yüzden kalkan koruma hücresinin iyi korunması şart. Güvenliği arttırmalıyız.

Kraliçe Eva beyaz elinin parmak uçlarıyla gözlerini ovaladı. Kraliçelik görevinin yanında komutanlık,öteki kimliğiydi ve bu kimliğini daha çok benimsiyordu. Elini kaldırdı ve pantolonunun kemer kısmına dayadı. Pelerini dirsekleriyle beraber havalandı. Örgü halindeki saçlarının üstünde gezdirdi daha sonra ellerini. Sağdaki orta boylu hafif yaşlı adama baktı:

-Öbür krallıklarda ters giden birşeyler var mı?

-Aslında evet, var majesteleri. Üstelik bundan etkilenen krallıklardan biri de biziz. Bildiğiniz üzere Aqua Krallığı, Toprak Krallığının sınırında. Aldığımız son haberlere göre iki krallığın sınırında bazı anormallikler var. Toprak Krallığı sınırındaki tarım alanları ihtiyacı olan suyu Aqua' dan alıyordu. Oraya bağlanılan su kanallarından bazıları tamamen kururken bazıları da taşkın sebebiyle su altında kaldı. Her iki durumda da mahsuller zarar gördü. Ve bunlar hem kendi krallıklarının hem de Globin' in gıda ihtiyacının yüzde seksenlik bir kısmını karşılıyordu. Aqua sorumlunun kendileri olmadığını, aksine onların da zarar gördüğünü ilettiler. Bunun yanında Gökyüzü Krallığı'nın sınırındaki çoğu krallık da kötü hava şartları, kar fırtınaları ve hortumlardan ötürü zarar gördüklerine dair şikayetlerde bulundular. Gökyüzü Krallığı'na gönderdiğimiz elçilerimiz dün döndüler ve aynı anormal hava şartlarının orda da geçerli olduğunu ve bundan kendilerinin bir suçu olmadığını belirttiler. Ve bu durumlar bazı krallıklarda ayaklanmalara sebep oldu.

YASAK DİYAR EFSANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin